Yönetmen koltuğuna Darren Aronofsky’nin oturduğu, başrollerinde ise Ellen Burstyn, Jared Leto, Jennifer Connelly ve Marlon Wayans’ın yer aldığı 2000 yapımı kült film; 4 insanın yavaşça bağımlılıklarına esir düşmesini, hayatlarıyla birlikte benliklerinin de kayboluşunu konu alan bir trajedi.
Darren Aronofsky Kimdir?
Darren Aronofsky; Amerikalı yönetmen, prodüktör ve senaryo yazarı. 1997 yapımı ilk uzun metraj filmi “Pi”, büyük bir ilgi yakaladı ve birçok ödüle layık görüldü. Sadece 60,000 dolarlık bir prodüksiyona sahip film, gösterime girdikten sonra 3 milyon doların üstünde bir gelir elde etti. Aronofsky’e 1998 Sundance Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen Ödülü”nü ve “En İyi Senaryo Yazarlığı” dalında Bağımsız Ruh Ödülü’nü kazandırdı.
“Pi” ile yapmış olduğu çıkıştan sonra yine bir sanat filmiyle izleyici karşısına dönmek isteyen Aronofsky, “Bir Rüya için Ağıt” isimli ikinci uzun metraj filmi için tekrar yönetmen koltuğuna oturdu.
Darren Aronofsky Filmleri
Pİ (1997)
Requiem for a Dream / Bir Rüya İçin Ağıt (2000)
The Fountain / Kaynak (2006)
The Wrestler / Şampiyon (2008)
Black Swan / Siyah Kuğu (2010)
NOAH (2014)
Mother / Anne (2017)
Requiem For A Dream Konusu
“Bu bir uyuşturucu filmi değil, bir canavar filmi.”
Hikaye; Hubert Selby Jr.’ın 1978 tarihli, aynı isimli romanından uyarlandı. Filmin ana odağında ise bağımlılık yer alıyor. Filmde genel olarak uyuşturucuya ve televizyon programlarına duyulan bağımlılık üzerinden gidiliyor. Fakat filmin yönetmeni Aronofsky’nin de sözleriyle; “Bu bir uyuşturucu filmi değildir.” Uyuşturucu, filmin özünde anlatılmak istenen için kullanılan bir araç. Peki bu filmin özünde yer alan bağımlılık nedir?
Aronofsky; filmin konusu sorulduğunda, bir röportajda şu şekilde cevap vermiş: “Bu filmi bir canavar filmi olarak görebiliriz. Yaratık görünmezdir, kafalarının içinde yaşar.” Ardından şöyle devam etdiyor: “Özünde bu film, insanların gerçekliklerinden kaçmak uğruna gitmeyi göze alabilecekleri mesafelerle ilgili.”
İnsanların gözlerini kör eden ve hayatlarını, hatta benliklerini yok etme pahasına peşinden koşturdukları bağımlılık, hayalleri ve umutlarıdır; onları uyuşturucular, diyet hapları ve TV şovlarının sarhoşluğuna kaptıran şey ise bu hayale ulaşmak için duydukları çaresizliktir, doldurmak istedikleri boşluktur.
Örneğin, Ellen Burstyn’in hayat verdiği Sarah karakteri; eşi ölmüş, oğluyla birlikte yaşayan, tüm gününü televizyon programları izleyerek geçiren yaşlı bir kadındır. Fakat televizyonda izleyip hayran kaldığı dünyayı elde edebilme fikri ve daha iyi bir yaşamı tadabilme hayali, Sarah’yı psikolojik bir çıkmaza sürükler. Hayalleriyle bütünleşebilmek uğruna saçını boyamasıyla başlayan çabası; kilo vermek için başta yediklerini değiştirmesinden, diyet hapları kullanımına kadar ilerler. Burada Sarah’nın kendini durduramamasının hatta bunu istememesinin, haplara olan bağımlılığının asıl sebebi; hayaline ulaşmak için çırpınışları ve altında ezildiği çaresizliğidir.
Çaresizlik duygusunu karakterlerin eylemlerinde sürekli olarak hissedebilmek mümkündür. Hayaller uğruna her şeyi riske atmaya iten, bağımlı olunan özneye ulaşamamanın verdiği, sevdiğin birine kurtuluşu için yardım edemiyor olmanın getirdiği ve nihayetinde kaçınılmaz gidişatı izleyen seyirciye hissettirilen çaresizlik…
Requiem For A Dream Karakterleri
Film, iki ana hikaye üzerinden ilerliyor. Bir yandan hayalleri olan, mutlu ve dolu bir gençlik yaşadıkları resmedilen, gelecek için umutları olan, uyuşturucu bağımlısı 3 arkadaş: Harry, Marion ve Tyrone. Bir yanda da Harry’nin bir başına sessiz bir hayat süren, TV bağımlısı, yaşlı annesi gösteriliyor.
Filmin en başında, karakterleri bağımlılıklarıyla tanımlamadan önce eksikliklerini hissettikleri ve arzuladıkları hayatlarla tanıyoruz. Marion ve Harry, birlikte geçirebilecekleri bir hayatı ve Marion’ın hayali olan iş için bir dükkan açmayı düşlüyorlar. Tyrone; sevgiye ve çocukken yaşadığı anıları düşleyerek canlı tuttuğu imgeye, aileye, özlem çekiyor. Sarah ise ünlü olmayı isteyip, spotlar altında, kamera önünde olacağı günün hayalini kuruyor.
Amacını kaybetmişlik hissi, değersizlik hissi, hüzün, yaşlılık, yalnızlık ve umutsuzluk… Karakterler, hayatlarında içten içe eksikliğini duydukları ihtiyaçlarla, korkularla ve duygularla boğuşuyorlar. Başa çıkamadıkları boşluğu, iyi hissetmek uğruna uyuşturucuyla ve haplarla doldurmaya çalışıyorlar. Fakat hayallerine ulaşmalarına engel olan bu eksiği kapatmak için attıkları adımlar ve aldıkları riskler ise gitgide kontrollerinden çıkmaya başlıyor.
Requiem For A Dream Aldığı Ödüller
Özellikle En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen ve En İyi Orijinal Film Müziği dallarında olmak üzere toplam 38 ödülün sahibi oldu. Bu ödüllerin başında 2001 Bağımsız Ruh En İyi Görüntü Yönetmeni ve 2001 Bağımsız Ruh En İyi Kadın Oyuncu ödülleri geliyor.
Filmin diğer ödüllerini buradaki linkten ayrıntılı olarak inceleyebilirsiniz.
Requiem For A Dream Fragman
Requiem For A Dream Eleştirileri ve Sanatsal Seçimleri
Bölünmüş Ekran
Filmde sık sık bölünmüş ekran kullanımı görülüyor. Filmin yönetmeni olan Darren Aronofsky’in ifadesiyle bu konsept, hikayenin, farklı karakterlerin öznel bakış açılarıyla takip edilebilmesine olanak sağladı.
Mevsim Geçişleriyle Paralellik
Filmin zaman çizgisi 3 mevsim üzerinden ilerler. Yazla birlikte yeni umutları ve planları için heyecanlanan, yaşadıkları hayatın keyfini çıkaran insanlar resmedilir. Zaman ilerledikçe ve kışa yaklaşıldıkça, tıpkı mevsimler gibi hayatlarının da soluşuna şahit oluruz. Sonbaharda davranışları, gittikçe benliklerinden çıkıp bağımlılıklarının öznesine ulaşmak üzerine evrilmeye başlar. Artık kışa gelindiğinde ise çok geçtir ve “benlik” çoktan kaybolmuştur.
Büyüteç Tutulmuş Sahneler
Filmin en çok eleştiri aldığı noktalardan biri de uyuşturucu kullanımı içeren veya diğer bağımlılık öznelerini barındıran tüm sahnelerin, hızlı geçişli görseller ve yüksek sesler eşliğinde büyüteç tutularak vurgulanmış olmasıdır.
Aronofsky bu konuya yönelik şu ifadeleri kullanmıştır: “İnsanların filme şiddetle tepki göstereceğini biliyorum ama bu, çöküşün ne kadar derine gittiğiyle ilgili. Eğer geri durmuş olsaydık, işlediğimiz şeyi hafife indirgiyor olacaktık. En derin, en karanlık görseller orada olmak zorundaydı. Çarpıcılık orada olmak zorundaydı.”
Diğer bir eleştiri odağı ise filmde konudan çok sanatsal duruşa odaklanılmış olduğu görüşü. Ne var ki Aronofsky bu eleştiriye katılmıyor, filmlerde hikaye ile sanat arasında bir denge olması gerektiğine inandığını belirtiyor ve şunu söylüyor: “Sanat, performansın önüne geçiyorsa (sanatı) yapma.”
Filmler üzerine farklı teknikler denemenin, deney yapmanın ve sınırları zorlamanın eğlencenin bir parçası olduğunu belirten Aronofsky, aynı zamanda bunun bir tehlike olduğu konusunda film yapımcılarını da uyarıyor: “Bir filmi yaparken kaybolmak çok kolaydır. Eğer kaybolurlarsa tüm performansı kaçırırlar.”
Bir Rüya İçin Ağıt filmine yöneltilen benzer eleştirilere ise şu şekilde cevap veriyor: “Mümkün olduğunca duyarlı olmaya çalıştık. Ne zaman harika bir performans gerçekleştirilse, geriye çekildik ve olmasına izin verdik. Performanslar orada, fakat o performansların arasında ise havai fişekler var.”
Filmde Sarah karakterinin yaşadığı çöküşün görülmemesinin ve onun için üzülmemenin imkansız olduğunu belirten Aronofsky, aynı zamanda kalıplaşmış Hollywood tarzına da isyan eder. Bir karakteri ve yaşadıklarını anlamak, onunla empati kurabilmek için acısının “gösterilmek” ve “anlatılmak” zorunda kalınmaması gerektiğine inanan yönetmen; şu soruyu sorar: “Acı içinde olan birini hissedemiyor musunuz?”
Görülen Değil, Hissedilen Efektler
Bir Rüya İçin Ağıt filminin yapımında 100’ün üzerinde dijital efekt kullanıldı. Yönetmen; bu efektleri filmle bütünleştirirken ana fikrin yeni çığır açan efektler kullanmak olmadığını, aksine eski efektleri yeni yollarla kullanmak olduğunu söyledi. Ardından şunu eklemiştir: "Sarah hastanedeyken, hemşireler tarafından ona iğne yapılır ve yavaş çekimde uzaklaşmaya başlar. Yüzü çok küçük bir değişimle çöker. Buradaki fikir görülen değil, hissedilen efektler yapmaktır.”
Bruce Lee’nin Yumruklarından Doğan Ağıt
Filmi daha önce izlemediyseniz bile filmin müziği kulaklara çok aşina gelecektir. Filme ait orijinal müziği Clint Mansell besteledi. Müziğin ritmi, Bruce Lee’nin yumruk darbelerinden esinlenerek ve ritme dönüştürülerek yapılmış. Üçüncü perdede filmin patlama noktasında kullanılan ana müzikte Mozart ve Verdi gibi isimlerin en ünlü ağıtları baz alınmış.
Clint Mansell’in bestesi, filmin yapıtaşlarından biri konumunda. Müzik; filmde genel anlamda kaosu, korkuyu, çaresizliği güçlendiren ve hissettiren ana öge olarak kullanılmış. Buna karşın müziğin durduğu sahnelere mükemmel bir tezat sunmuş, dikkatlerin bir anda sessizliği bölen konuşmalara ve mimiklere yönelmesini sağlamış.
Bir ağıtın, haykırışın ortasında bir anda filmin sessizliğe büründüğü ve tamamen karakterlerin iletişimine odaklanıldığı sahnelerden biri için yönetmen, anın “gerçekliğinin” onu ağlattığını ve bu filmi yapmasındaki en önemli sebeplerden biri olduğunu ifade ediyor.
2000 yapımı kült film Bir Rüya için Ağıt, gerçeklerinden ve kendilerinden kaçmaya bağımlı 4 insanı konu alıyor. İyi hissetmek ve düşledikleri dünyaya ulaşabilmek uğruna nerede duracaklarını bilmedikleri için bağımlılıklarına esir düşen, sonunda da “kendilerini” kaybeden 4 insan… Film; karakterlerin yaşadıkları çaresizliği ve bağımlılık duygusunu geçirebilmek adına görsel ve sesli birçok efektten ve teknikten faydalanmış, orkestrayı ise anlatımın vazgeçilmez bir parçası olarak sunmuş. Sanatla hikaye anlatımının dengeli ve uyumlu ilerleyişine önem verilmiş, fakat çarpıcı anlatımdan ve en kötüyü göstermekten kaçınılmamış.
Hepimizin hayatta bağımlı olduğu hayalleri, alışkanlıkları ve kaçış yolları vardır fakat umutlar ve hayaller bir girdaptır, uğruna kulaç atmayı bırakır güzelliğine bakakalırsanız; sizi kapıp götürür ve sular altında kalırsınız.
Kaynaklar
https://www.imdb.com/title/tt0180093/awards
https://www.beyazperde.com/filmler/film-26602/
http://www.bbc.co.uk/films/2001/01/16/darren_aronofsky_requiemforadream_160101_interview.shtml
https://www.indiewire.com/2009/12/decade-darren-aronofsky-on-requiem-for-a-dream-246133/
BENZER YAZILAR
12 Angry Men: 12 Kızgın Adam (1957)
Suçun ve masumiyetin terazisini jüri odasında kısacık bir sürede dengelemekle görevli 12 insan… İnançları, fikirleri ve karakterlerinin izinde birbirleriyle karşı karşıya gelen 12 kızgın adam…
Baba Dizisi: Haluk Bilginer'in Başrol Oynadığı Yeni Dizi
Show TV'de yayınlanacak olan, Haluk Bilginer ve Tolga Sarıtaş'ın başrollerinde olduğu dizi hakkında tüm detaylar. İlk fragman ve yayın tarihi.