İsviçre Zürih Merkezli "New7wonders Vakfı" tarafından Dünya çapında yapılan, herkesin katılabildiği bir oylama ile belirlenen; hepimizin aşina olduğu Dünyanın Yedi Harikası’nın yeni ve güncel bir alternatifi olan Dünyanın Yeni Yedi Harikası hem herkesin duymuş olduğu hem de keşfedilmeyi bekleyen eşsiz eserleri barındırıyor içinde. Bu yazımızda Dünyanın Yeni Yedi Harikası hareketini ve listedeki yedi lokasyonu inceledik.
Nasıl Başladı?
İsviçre doğumlu, Kanada asıllı yazar ve Film yapımcısı Bernard Weber, 1990’lı yıllarda büyük ölçekli insan topluluklarını etkilemek, onlara ilham olmak konusunda büyük bir arzu duyuyormuş. Teknoloji dünyasının analogdan dijitalle geçiş dönemine denk gelen bu zaman dilimi onun için büyük bir şansmış.
İnternetin yaygınlaştığı bu dönemde hedeflediği gibi global düzeyde insanlarla etkileşime girebileceğine göre geriye yalnızca her kesimden, her ırktan, her yaştan kitleyi tek bir konu etrafında birleştirmek kalmış. Orijinal "Dünyanın Yedi Harikası" listesinin bir noktada herkesi ilgilendirdiği kanısına varan Bernard Weber, 1999 yılında bunu yeniden canlandırmaya karar vermiş. Ve "Dünyanın Yeni Yedi Harikası" projesi bu şekilde, 2000 yılında bir milenyum projesi olarak hayata geçirilmiş.
Bu küresel anlamda, bütün Dünyanın katılabileceği, büyük çaplı ilk oylama kampanyasıydı. Basitçe, insanlardan Dünyanın Yeni Yedi insan yapımı harikasını ve eski Yedi Harika’nın mirasçılarını seçmeleri istenmişti.
Başlangıç olarak Weber, Paris’teki Unesco Dünya Mirası Merkezi’ne danışmıştı. Bu görüşme sonucunda oylamaya katılacak lokasyonların belirlenmesini sağlamıştı. Fakat Unesco Tüzüğü, Unesco’nun projeye ilerleyen zamanlarda destek olması ve katkı sağlamasına, listeyi resmi olarak kabul etmesine engel oluyordu. Kurum Dünya’daki bütün mirasları eşit derecede değerli kılmalıydı ve aralarından seçilecek yedi konumu öne çıkarmak Unesco’nun vizyonuna aykırıydı.
Unesco’nun destek sağlayamayacak olması Weber’ı yıldırmadı. Bu sefer Birleşmiş Milletler ile doğrudan bir işbirliği yapmaya başladı.
21 Finalist
Seçilen finalistler arasında Türkiye’den "Ayasofya", Rusya’dan "Kremlin ve Kızıl Meydan", İspanya’dan "Alhambra", Mali’den "Timbuktu", Yunanistan’dan "Atina Akrapolü", Almanya’dan "Neuschwanstein", Amerika’dan "Özgürlük Anıtı", Avusturalya’dan "Sydney Opera Binası", Japonya’dan "Kiyamizu-Dera", Mısır’dan "Giza Piramitleri", Japonya’dan "Angkor Wat", Fransa’dan "Eyfel Kulesi", Şili’den "Moai Heykelleri" ve Birleşik Krallık’tan "Stonehenge" konumları yer alıyordu.
Bernard Weber ve ekibi bütün bu lokasyonları tek tek ziyaret edip devlet başkanlarına katılım belgelerini birinci elden vermiş. 100 milyondan fazla kişinin oy kullandığı oylama sonuçları ise 07.07.2007 tarihinde açıklanmış.
Dünyanın Yeni Yedi Harikası
Macchu Picchu - Peru
Peru’nun asırlar önce terk edilmiş olan antik şehirlerinden biri olan Macchu Picchu halkın gidişiyle doğaya teslim olmuş. Taşlar ve merdiven sistemleri ile bütünlük oluşturan, yüksek bir tepenin üstüne kurulmuş olan şehir 1450 yılında İspanyol işgaline uğramış ve nüfusunun çoğunu bu dönemde kaybetmiş. Geriye kalan halk, tarihçilerin ileri sürdüğüne göre bir çiçek hastalığı salgını sonrasında ya şehri terk etmiş ya da hayatını kaybetmiş. Böylece doğaya teslim edilen şehir insanlık tarihinde kaybolup gitmiş
1976 yılında tekrar gözleri üstüne çeken şehrin restorasyonuna bu dönemde başlanmış. 1983 yılında Unesco Dünya Mirası Listesine girmiş ardından da 2007 Yılında Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri seçilen Macchu Picchu bu şekilde yıllık turist hacmini arttırmış.
Çin Seddi - Çin
Popüler kültürde’de kendine yer bulmayı başaran, Çin denince akla gelen ilk konumlardan biri olan Çin Seddi, çeşitli göçebe gruplarından korunma amaçlı inşa edilen bir kaç duvarın daha sonraları "Qin Shi Huang" tarafından birleştirilmesiyle bugünkü halini almış.
Savunma haricinde, sınır kontrolleri ve ipek ticareti için de etkin bir yapıydı Çin Seddi. Askeri açıdan, gözetleme kuleleri, askeri kışlaları ve garnizon istasyonları eklenerek Çin Seddi’nin savunma kabiliyeti geliştirildi.
1750’li yıllardan beri Çin Seddi’nin uzaydan görülebileceği konusunda bir çok fikir öne sürüldü. Bu söylentiler duvarın bilinilirliğini arttırdı ama Nasa yaptığı bir açıklamada Çin Seddi’nin diğer insan yapımı nesnelerden daha fazla görünmediğini belirtti. Pekin’in kuzeyinde bulunan ve turistik bölgelere yakın olan kısımlarda Duvar oldukça sağlam ve temiz. Ne yazık ki merkezden uzak kalan kısımlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Tac Mahal - Hindistan
Babür İmparatoru Şah Cihan’ın eşinin ölümü ardından yaptırdığı bu görkemli yapı Saf beyaz mermerle inşa edilmiş ve 40 bin rupiye mal olmuş. Hindistan’ın simgesi olan bu görkemli yapı o kadar kıymetli ki üstünden uçak geçmesi bile yasaklanmış. Türk, Hindu, İran ve İslam mimarisinin bir arada görüldüğü bu yapı görkemli altın rengi kubbesi ile masalsı bir sarayı andırıyor.
Tac Mahal hakkında yıllarca bir çok efsane ortaya atılmış. Bunlardan biri de saray için çok fazla para harcayan hükümdarın halkı yoksulluğa sürüklemesi sebebi ile oğulları tarafından tahttan indirilmesi ve ömrünün geri kalanını Tac Mahal manzaralı bir odada hapsedilerek sürdürmesidir.
Kolezyum - İtalya
Roma’da bir Amfitiyatro olarak inşa edilen Kolezyum, bugün ayakta kalan en büyük Amfitiyatro olması ile de biliniyor. Kolezyum’a yıllar geçtikçe amfitiyatro olmanın dışında görevler de yüklenmiş. Yeri geldiğinde barınma yeri, yeri geldiğinde taş ocağı ve hatta Hrıstiyan türbesi bile olarak kullanılmış. Günümüzde depremlerden ve sürekli yapıdan taş çalınmasından dolayı harap halde olsa da İtalya’nın en çok turist çeken lokasyonu Kolezyumdur.
Petra - Ürdün
Zamanın yarısı kadar eski olan bu şehir yerleşim alanlarının kayaların içinin oyulması ile oluşması açısında eşsiz bir yapı. İçine oyulduğu kayaların renginden dolayı "Gül Şehri" de denen bu şehrin MÖ.312 yılında Arap Nabateanlılar tarafından kullanılan bir başkent olduğu düşünülüyor. İsviçreli kaşif Johann Ludwig Burckhardt tarafından keşfedilene kadar batı dünyasının haberdar olamadığı bu şehir 1985 yılından beri Unesco’nun Dünya Miras Listesinde yer alıyor. Smithsonian Dergisi tarafından "Ölmeden Önce Görülmesi Gereken 28 Yer" listesine de girmiş olan bu yer tümüyle kumtaşından yapılmış.
Chichen Itza - Meksika
Chicehen Itza, Mezoamerikan bir basamak piramididir. Tapınak olarak kullanılan bu yapı aynı zamanda geniş bir arkeolojik kazı alanının da merkezini oluşturuyor. Tapınak Yucatec Maya tüylü Yılan tanrısı için yapılmış ve 24 metre yüksekliğindeymiş.
Kurtarıcı İsa - Brezilya
Kurtarıcı İsa Corcovado Dağı üzerinde konumlanmış, Peygamber İsa'yı tasvir eden 30 metre yüksekliğinde devasa bir heykeldir. Heykel Heistor Silva Costa tarafından tasarlanıp, heykeltıraş Paul Landovski tarafından yapılmış.
Yana doğru açılan kollarının uzunluğu 30 metre, ağırlığı ise 1145 tondur. Betondan yapılan heykelin pürüzsüz bir yüzeye sahip olması için sabun taşı ile kaplanmıştır.
Heykelin adını tüm dünyaya duyurması ise 1999 yılında Felix Beugmenter adlı bir base jumpingcinin heyeklin sağ kolundan paraşüt ile atlaması ile olmuş.
BENZER YAZILAR
Jamaika Ve Mavi Dağ Kahvesi
Dünyanın en pahalı kahvelerinden biri olan ve adını yetiştiği yer olan Jamaika’dan alan Jamaika Blue Mountain Coffee ve vatanı.
Doğa En Güzel Renklerini Sergiliyor: Arapapıştı Kanyonu
Doğanın en güzel renklerini sergilediği Aydın'da bulunan Arapapıştı Kanyonu son zamanlarda turistlerin uğrak noktası. Güzelliğiyle büyüleyen kanyonun tarihçesini ve kanyonda yapılabilecek etkinlikleri sizin için derledik.