Peyami Safa’nın Ramazan Geceleri kitabında derlenen yazılarını inceledik.

Peyami Safa Kimdir?

Peyami Safa, 1889 yılında doğmuş, 1961 yılında vefat etmiştir. İsmini, Geç Osmanlı Dönemi’nin önemli şairlerinden Tevfik Fikret koymuştur. İlköğretime devam ettiği zamanlar, sağ kolunda kemik veremi ortaya çıkmış, bu gerçeklik kendisinin öğrenimine devam etmesini bir süre önlemiştir. 1910 yılında, Fatih’te bulunan Veda İdadisinde lise öğrenimine başlar, ilk hikâye ve roman denemeleri de bu yıllardadır. Lise öğrenimine de hastalık ve geçim sıkıntısı dolayısıyla devam edemedi. 1918 yılında, abisiyle beraber Yirminci Asır gazetesinin kuruculuğunu üstlendi. Gazetecilik mesleğine Cumhuriyetin ilanından sonra çeşitli gazetelerde devam etti. Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Fatih-Harbiye önemli eserleri arasındadır.

Peyami Safa’nın Müstear Adı: Server Bedi

Peyami Safa’nın çok fazla eser kaleme alan bir yazar olduğu bilinmektedir. Özellikle, Server Bedi adını kullanarak yazdıkları sayfa sayısı açısından fazlasıyla hacimlidir. Peyami Safa’nın, bu yola başvurmasının sebebi ise ekonomik zorluklar olarak yorumlanabilir. Gerçi, Ramazan Geceleri, Peyami Safa’nın nesnesinden (eğlence) gerçek bakışını esirgemeyen bir metindir ve önemi de bu noktaya bağlıdır.

Kısaca Ramazan Geceleri

Ramazan Geceleri, Peyami Safa’nın çoğunlukla müstear adla yazdığı yazılardan oluşsa da kitaptaki yazılar arasında imzasızlar ve kendi adıyla yayınladığı yazılar da vardır. Bu yazıların çoğu Cumhuriyet Gazetesinde yayınlanmış, 1930 ile 1960 gibi geniş bir süreye yayılmaktadır. Yazıların genel çerçevesi ise eğlence, kültür ve gelenek konuları etrafındadır.

Peyami Safa ve Bugün

Peyami Safa, her ne kadar bu yazıları geniş bir zaman içinde yazsa da bu otuz yıl içinde değişmeyen bir gerçeklik vardır ki o da değişimin çok hızlı gerçekleşmesidir. Örneğin, Ramazan Geceleri’nin ilk yazısı Naşit Özcan hakkındadır. Her ne kadar Özcan ailesi uzun yıllar tiyatronun ve oyunculuk dünyasının içinde yer alsa da değişen süreç içinde İstanbul, kozmopolit bir şehir olmaktan çıkmış, Ermeni milletinin, ana akım İstanbul tiyatrosu içindeki izleri silinmiştir. Bir başka kaybedilen kültür rengi ise geleneksel tiyatro olmuştur. Peyami Safa’nın yazılarında anlattığı sahneler, ortaoyunu ve karagöz gibi geçmişin önemli değerleri bugüne taşınmamıştır.

Peyami Safa ve Gelenek

Peyami Safa, yazılarında geleneksel tiyatroyu ve eğlenceyi ön plana çıkarır fakat bunu yaparken modern olanı unutmuş görünür. Örneğin günümüzün Şehir Tiyatroları, Darülbedayi’yi kıyasıya eleştirir ama kuruma bir çözüm önermez.  Peyami Safa’nın gelenekçiliğinin tehlikeli olan bir yanı da Batı dünyasına karşı takınılan kayıtsız, şartsız üstünlük iddiasıdır. Bu tutum hem aşırıcı bir yan içerir hem de Türkiye’de eğlence ile sanat kültürü oluşması için Batı’yı referans alır. Yani, Batı aşılmadan kültür meydana getirilemez iddiasını taşır ama kültür dediğimiz olgu bu kadar çizgisel ve yarışmacı olmamıştır hiçbir zaman.

Peyami Safa ve Kadın

Ramazan Geceleri metninde her ne kadar doğrudan mizojini örneklerine rastlamasak da kadınlara karşı saldırgan bir tutumun varlığından söz edebiliriz. Örneğin ortak bir anlatıyı paylaşan Âlim Kız ve Şehzadebaşı’nda başlıklı iki yazıda, yazar kendini yetiştirme çabası içinde olan bir kadınla dalga geçiyor gibidir. Bir başka bu konuyla bağlantılı örnek ise yazarın Son Zenne başlıklı yazısında kullandığı erkekleşmiş kadınlar, kadınlaşmış erkekler tabiridir.  Bu iki tabirde cinsiyet kodlarına içten bir bağlılığın açık örneğidir.

Sonuç/Değerlendirme

Peyami Safa, her ne kadar sunduğumuz perspektiflerden veya bu yazıda değinilmeyen başka perspektiflerden eleştirilmeye açık bir yazar olsa da kıymetli bir yazar olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca, Peyami Safa gibi dönem tanıklarının metinleri kültürümüzü, eğlence anlayışımızı ve dönemin hayat anlayışını anlamak için önemlidir.

Fotoğraf Kaynakları

1. Peyami Safa

2. Karagöz

Yazılı Kaynaklar

1. Peyami Safa Biyografi

2. Ramazan Geceleri

 

 

 

 

 

 


BENZER YAZILAR

Müzik Dolu Bir Öykü: Sazende Şunkin

J. Tanizaki’nin öyküsü Sazende Şunkin çeşitli yönleriyle inceledik

Bir Yaradılış Efsanesi: Lilith

Kimilerine göre ilk feminist, kimilerine göre ilk cadı. Adem’den bir parça olarak değil, Adem'le yaratılan kadın olduğuna inanılan Lilith’in hikayesi.


Paylaş