Kadınlar Günü (tam adı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü), Birleşmiş Milletler tarafından 1977 yılında tanınan ve dünya çapında kutlanan özel bir gün. Ortaya çıkış amacı ise, kadınların siyasi ve sosyal bilincinin gelişmesi amacıyla farkındalık yaratmak, ekonomik ve sosyal başarılarını öne çıkarmak.
Bugün Dünya Kadınlar Günü çıkış noktasından çok daha geniş kapsamlı bir noktada. Dünyada kadın emeğinin, sosyal hayatta kadın haklarının, kadın cinayetlerinin ve kadın ile ilgili iyileştirilmesi gereken birçok önemli konunun ortak bir günü haline geldi.
Peki Dünya Kadınlar Günü mü? Dünya Emekçi Kadınlar Günü mü? Bu gün anılır mı, yoksa kutlanır mı? Bu farklılıklar nereden kaynaklanıyor?
Bu yazımızda,
- Dünya Kadınlar Günü’nün çıkış noktasını,
- Dünyada 8 Mart tarihinde neler olup bittiğini,
- Dünya Kadınlar Günü’nün Türkiye’ye nasıl geldiğini ve en önemlisi ülkemizde kadın ile ilgili durumu ele alacağız.
Kadınlar Günü Nedir? Kadınlar Günü Nasıl çıktı? Dünya Kadınlar Günü'nün Önemi Kısaca
Kadınlar Günü resmi olarak 26-27 Ağustos 1910 tarihlerinde Kopenhag’da yapılan bir konferansta önerildi ve kabul edildi. Bu konferans Sosyalist Enternasyonal’e bağlı olarak gerçekleştirilen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’ydı. O dönemin Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden üç önemli isim bu günün ortaya çıkmasında öncülük etti: Clara Zetkin, Rosa Luxemburg ve Kate Duncker.
Bu gün kabul edildiğinde henüz yıl içerisinde herhangi bir gün belirlenmemişti.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü ismi nereden geliyor? Neden geri değişti?
Gerçekleştirilen bu konferansın arkasından 11 yıl sonra, 1921 yılında, Moskova'da, 3. Komünist Kadınlar Konferansı’nda bu günün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılması kararlaştırıldı. O dönemde “sınıfa karşı sınıf” politikası bu ismin değişmesinde etkili olmuştu. Fakat Sene 1930 olduğunda ise tüm dünyada aynı isimle birleşilmesi için Dünya Kadınlar Günü olarak tekrar kayıtlara geçti.
Kadınlar Günü Ne Zaman? Neden 8 Mart tarihi seçildi? 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Kadın Hakları
Bu konuya değinmeden önce şu bilgiyi vermekte fayda var: Dünya Kadınlar Günü, kadın haklarını arayan ve temelinde sosyalizm olan bir gün. Bu açıdan 2. Dünya Savaşı sonrasında birçok ülke, bu günü 8 Mart tarihinde anmak yerine başka günlerde başka sembollerle anmayı tercih etti. Birleşmiş Milletler tarafından tüm dünyada 8 Mart tarihinin kabul edilmesi 16 Aralık 1977 yılında oldu.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Tarihçesi Kısaca
Kadınlar Günü için 8 Mart tarihinin seçilmesinde birkaç iddia bulunuyor.
Bunlardan üçü, ABD’de gerçekleşen kadın işçilerinin grevi ile ilgili olaylar. 1908, 1911 yılında ve 1957 yılında gerçekleşen, birbirine benzerlik gösteren hadiseler.
1- 8 Mart 1908 tarihinde New York’ta çoğu sosyalist olan kadın işçilerin gerçekleştirdiği büyük miting. Bu mitingin amacı kadınların sendikal haklarını ve oy verme hakkını istemeleriydi. 15 bin kadın işlerinde daha az mesai, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talebiyle miting düzenlemişti.
2- 1911 yılında, New York’taki Triangle Gömlek Fabrikası yangını ile ilgili çok güçlü kaynaklar yok. Fakat bazı yerlerde 8 Mart bu hadise ile ilişkilendiriliyor.
8 Mart 1857 Kadın Katliamı Nedir?
3- Diğer olay ise, 1857 yılında gerçekleşiyor. 120 kadın işçinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan kadın işçilerin grevi. Tarih 8 Mart 1857, Amerika’nın New York şehrinde kadın tekstil işçilerinin grevinde gerçekleşen olaylarda kadın tekstil işçileri grevdeyken polis kadın işçilere saldırıyor.
Amerikan polisi kadın işçileri fabrikaya kilitliyor ve içeride yangın çıkıyor. Bu yangında 120 kadın işçi yaşamını yitiriyor.
4- 8 Mart’ın Dünya Kadınlar Günü olarak belirlenmesinde en baskın olay ise 1917 yılında Rusya’da gerçekleştirilen Kadın Yürüyüşü. Çarlık Rusyası’nın yıkılmasına neden olan bu yürüyüş grevi ile başladı. Bu yönüyle bir devrin kapanmasına -tarihte birçok defa olduğu gibi- kadınlar öncülük etti. Birinci Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen bu ayaklanmada “Ekmek ve barış istiyoruz.” sloganı vardı.
Bu eylemlerin dördüncü gününde Çar, tahttan indi ve geçici bir hükümet kuruldu. Bu hükümette kadınlara seçme hakkı tanındı.
En güçlü neden olarak bu dört olay öne çıkıyor. Fakat bu ihtilaflar nedeniyle Birleşmiş Milletler’in resmi web sitesinde bu konuyla ilgili net bir yazı bulunmuyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinlikleri
Kadınlar Günü’nün ülkelerdeki yerini üç türde inceleyebiliriz. Bunlardan birincisi resmi tatil yapan ülkeler, ikincisi sadece kadınlar için resmi tatil yapan ülkeler ve “Anneler Günü” gibi resmi olmayan şekilde kutlayan ülkeler.
Dünya çapında 20’nin üzerinde ülkede Dünya Kadınlar Günü resmi tatil. Rusya, Afganistan, Küba, Vietnam bunlardan birkaçı. Nepal ve Çin’de sadece kadınlar için tatil.
Dünya genelinde erkeklerin annelerine, eşlerine veya kadın arkadaşlarına hediyeler verdiği ve onları onore ettiği bir gün. Çiçek satışları dünya çapında genellikle iki katına çıkıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde Mart ayı boyunca kadınların tarihi olarak kabul ediliyor. Beyaz Saray tarafından Amerikalı kadınların başarılarını anlatan bildiri yayınlanıyor ve devletin en üst makamı tarafından anılıyor.
Çin Halk Cumhuriyeti’nde yarım gün resmi tatil olmasına rağmen birçok iş yerinde uygulanmıyor.
Almanya’da ilk defa 2019’da Berlin eyaletinde resmi tatil ilan edildi.
İtalya’da Kadınlar Günü La Fosta Della Donna olarak anılıyor. Kadınlara mimoza çiçeği hediye etmek bir gelenek. Bu geleneğin nereden geldiği tam olarak bilinmiyor ama 2. Dünya Savaşı sonrasında başladığı düşünülüyor.
Ayrıca dünya çapındaki çeşitli sivil toplum örgütleri, kadın kuruluşları ve hükümetler tarafından belirli temalarda organizasyonlarla kutlanıyor.
Bu organizasyon ve temalara şöyle örnekler verebiliriz:
2010 yılı teması: Kadın ve göç
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) 2010 yılı Kadınlar Günü Teması: Yerlerinden Edilmiş Kadınların Yaşadığı Zorluklar idi. Savaş ve çeşitli nedenlerle göçe zorlanan kadınlarla ilgili farkındalık arttırıcı kampanyalar gerçekleştirildi.
2011 yılı: Amerika’da Mart ayı “Kadınların Tarihi Ayı” ilan edildi
8 Mart 2011 Amerika’da Dünya Kadınlar Günü’nün 100. Yılı olarak kutlandı ve bu kapsamda kutlamalar gerçekleştirildi. Başkan Obama, bu günün önemini vurgulamak için ülke çapında yeni bir geleneğin ilk adımını attı. Sadece 8 Mart tarihi değil Mart ayının tamamı Kadınların Tarihi Ayı olarak duyuruldu.
Bu 100. Yıl programı sadece Amerika’da değil, Avustralya’da eş zamanlı olarak kutlandı.
Mart ayı, her gün Beyaz Saray tarafından Amerikalı kadınların başarılarının anlatıldığı bir aya dönüştürüldü.
2013 yılı ICRC Teması: Hapishanedeki kadınların durumu
2015 yılı: Pekin Bildirgesi imzalandı
Birleşmiş Milletler’in ellinci yılı nedeniyle gerçekleştirilen ve hükümet temsilcilerinin katıldığı Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nda, her yerde tüm insanlığın yararı için, tüm kadınlara eşitlik, kalkınma ve barış hedefleri temelinde bir bildirge hazırlandı.
Bildirgedeki maddelerde,
“Dünyanın her yerindeki kadınların seslerini kabul etmek, kadınların çeşitliliğini ve koşullarını gözeterek saygı duymak” konusunun altı çiziliyordu.
“Kadın statüsünün son on yılda artmasına rağmen halen eşitsizliklerin olması ve insan refahını engelleyen bariyerler oluşturması.” konusu yer alıyordu.
“Kadınlara Yönelik Ayrımcılık Şekilleri ve Çocuk Hakları Sözleşmesi ile Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi” ne bağlılık teyit ediliyordu.
Tüm insan hakları ve temel özgürlükler kapsamında kadınların ve kız çocuklarının insan haklarının tam olarak uygulamanın sağlanmasının önemi vurgulanıyordu.
Bu bildirgeyle ilgili strateji ve eylem planları oluşturuldu.
2019 yılı Birleşmiş Milletler Teması: Eşit düşün, zekice geliştir, değişim için yenilik yap.
2020 yılı Kadınlar Günü teması #EachForEqual Herkes için Eşitlik
Hepimiz bir bütünün parçasıyız ve hareketlerimiz, düşüncelerimiz, tutumlarımız toplum üzerinde etkiye sahip. Birey olarak hepimiz toplumda eşit bir dünya için yardımcı olabiliriz.
İşte bu tema bu görüşü benimseyen “kolektif bireycilik” kavramından ortaya çıkmış.
Bu konuda duyarlılık yaratmak amacıyla da sosyal medyada “eşitlik” temasını içeren bir el işareti belirlenmiş. Sosyal medya kullanan herkesin bu hareketi göstererek poz vermesi ve fotoğrafını paylaşarak farkındalık yaratması bekleniyor.
Dünya Kadınlar Günü’nün kadınların başarılarını kutlayan bir gün olarak rolü bulunuyor. Fakat bu tema cinsiyet eşitliği için harekete geçmeyi arttırmayı da hedefliyor. Yani “anma” ile birlikte harekete geçme’yi arttırmak istiyor.
Dünya Kadınlar Günü Türkiye'de İlk Ne Zaman Kutlandı? Türkiye’ye Nasıl Geldi, Nasıl Kutlanıyor?
8 Mart Dünya Kadınlar günü ülkemizde ilk defa 1921 yılında kutlandı. İlk kez Uluslararası Kadın Konferansı’ndan alınan kararların etkisiyle, Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova adlı iki kız kardeşin girişimi ile gerçekleştirildi.
Bu tarihten sonra yıllar boyunca Kadınlar Günü kutlamalarına izin verilmedi. Ta ki 1975 yılına kadar. 1975 yılında Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı ilan edildi. Ülkemizde de Türkiye 1975 Kadın Yılı Kongresi gerçekleştirildi. Bu kongrenin de etkisiyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kapalı ve dar ortamlardan meydanlara çıktı.
1975 yılında kutlanmaya başlamasının nedeni olarak yine İlerici Kadınlar Derneği’nin etkili faaliyetleri gösteriliyor. Bu dernek işçi sınıfı ve kadınları bir araya getirerek haklarını aramaya çağıran bir sivil toplum örgütüydü. Kurulduğu andan itibaren kısa sürede 35 temsilciye 15 bin üyeye sahip oldu. “Kadınların Sesi” adlı yayınları ile 35 bin kişiye ulaşabiliyorlardı. 1975 yılına kadar da 500+ kişilik kapalı oturumlarda etkinlikler düzenledi.
12 Eylül Dönemi ve Beyaz Eşarp Sembolü
12 Eylül askeri darbesinde ülkedeki tüm sivil toplum kuruluşları ve muhalefet olduğu gibi, kadın örgütlenmeleri de yasaklandı. 1980 yılının ilk aylarında ülkenin sıkıntılı dönemlerinde, kadınlar bir araya gelemedikleri Kadınların Sesi dergisinin çevresinde toplandılar. Gerçekleştirdikleri eylemin sembolü olarak “Beyaz Eşarp” kullandılar. Beyaz eşarp, pahalılığa, zamlara, işsizliğe ve teröre karşı bir simge olarak kullanıldı.
80’li yıllarda kadın buluşmaları salonlarda, evlerde gerçekleşirken 90’lı yıllarda 8 Mart’lar daha kitlesel hale geldi.
Kadınlar Günü ve Türkiye’de Kadının Yeri
8 Mart Dünya Kadınlar Günü günümüzde Türkiye’de kadın olmanın zorluklarının en çok vurgulandığı, kadınların tek bir ses olarak eşitlik ve adalet için bir araya geldiği bir gün olarak yaşanıyor. Bunun nedeni “Türkiye’de Kadının Yeri”ne dair yapılacak betimlemelerin tam kendisi aslında.
Türkiye’de Cinsiyet Eşitsizliği
Dünya Ekonomik Forumu’nun 2017 yılında yayınladığı Cinsiyet Eşitsizliği raporuna göre Türkiye cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 140 ülke arasında 131’inci sırada. Anayasal olarak aynı hak ve hürriyetlere sahip olan kadın ve erkek arasındaki bu eşitsizliğin en temel kaynağı ise toplumda süregelen algılar.
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’nın 2017 yılındaki verilerine göre Türkiye’deki erkeklerin %55,7’si kadınların birinci görevinin ev işleri olduğunu, %70,5’i kadınların her zaman bir erkek tarafından korunması gerektiğini, %57’si kocasının izni yoksa kadının çalışmaması gerektiğini düşünüyor.
Eğitim-Öğretimde Kadın Erkek Eşitsizliği:
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 2016 yılındaki verilerine gösteriyor ki 15-19 yaş arasındaki eğitim- öğretim hayatına devam etmeyen genç erkeklerin oranı %12,62 iken, genç kızların oranı %24,5. Erkeklerin neredeyse iki katı.
TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) 2015 yılı verilerine göre 25 yaşından büyük her 10 kadından 1’i okur-yazar değil. Cinsiyet bazında baktığımızda da kadın nüfusunun %9’u, erkek nüfusunun %1,8’i okuma yazma bilmiyor.
İş Hayatında Kadın Erkek Eşitsizliği:
Eğitim hayatındaki bu orantısız dağılım iş hayatında da cinsiyetler arası bir orantısızlık doğuruyor. OECD’nin 2017 yılındaki raporunda Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı %33,6. Bu oran oldukça düşük. Ancak asıl can alıcı nokta aynı araştırmanın 1990 yılındaki kayıtlarında Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı %34,2. 27 yıl gibi bir sürede iş hayatındaki kadın nüfusun artmadığı gibi gittikçe gerilediğini görüyoruz.
Çalışma hayatında aktif şekilde rol alan kadınlarla erkeklerin kariyer serüvenleri de birbirinden çok farklı. TÜİK’in 2016 yılı verilerine göre yönetici konumundaki kadınların oranı %16,7 seviyesinde. Ayrıca bazı sektörlerde kadın işe alımları desteklenmiyor. Sanayi sektörlerinde kadın istihdamı tercih edilmiyor.
Tüm bunlara bağlı olarak da kadınların aldıkları ücretle erkeklerinki arasında da bariz bir farklılık doğuyor. Erkekler kadınlara oranla %20 daha fazla maaş alıyorlar.
Global birçok şirkette çocuk sahibi olan kadın ve erkeklerin kullandıkları doğum izni hakları eşitlenmeye başlasa da hala Türkiye’de anneye verilen doğum izni hak edişi ile babaya sunulan izin hak edişi arasında bariz bir farklılık söz konusu.
Kadınlar Günü’nde Kadın Cinayetleri Raporu
Şiddet kadınların en büyük sorunu
Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’nın 2019 yılındaki güncel raporunda kadınların %60’ının en büyük sorunu şiddet. Son 10 yıldaki kadın cinayetleri oranlarına baktığımızda şiddetin Türkiye’de yaşayan kadınların %60 gibi ciddi bir oranında neden en büyük sorun olduğu aşikar.
2020 yılının ilk iki ayında işlenen kadın cinayeti: 53
Anıt Sayaç: Şiddetten Ölen Kadınlar İçin Dijital Anıt’taki kadın cinayeti sayısı 2018 yılında 403 kişi, 2019 yılında 411 kişi, henüz yalnızda iki ayını geride bıraktığımız 2020 yılında ise 53 kişi olarak kayıtlara geçti.
Katil kim?
Kadın cinayetlerindeki faillerin %46,8’inin eğitim durumu ilkokul mezunu olarak belirlenmiş. Katillerin %96,2’si erkek. Bu kişilerin %63,7’si evli. Öldürülen kadınların %63,5’inin katilleri eşleri/duygusal partnerleri.
Polis Akademisi Yayınları'na ait Dünyada ve Türkiye'de Kadın Cinayetleri Raporu'nu buradan inceleyebilirsiniz.
Yasalar Caydırıcı Değil
Sayısal veriler gösteriyor ki 2012 yılında yürürlüğe giren Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 sayılı kanunun erkekler üzerinde hiçbir caydırıcı etkisi bulunmuyor. Sebebi ise kadın katillerine uygulanan cezaların caydırıcı nitelikte olmayışı.
6284 sayılı Kanun’un sağladığı haklar şunlar:
- Sığınak talep etme
- Şiddet gören ya da tehdit altında olan kadınlar geçici koruma (yakın koruma) talep edebilirler
- Şiddete uğrayan ya da tehlikede olan kadın; şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasını, kendisine yaklaşmasının engellenmesini, adresinin gizlenmesini, kimlik ve ilgili diğer bilgilerin değiştirilmesini isteyebilir
- Şiddet uygulayanın silahını polise teslim etmesini, geçici velayet ve tedbir nafakası, geçici maddi yardım, oturduğu eve aile konutu şerhi konulmasını talep edilebilir.
- Herhangi birinin şiddete maruz kaldığını tanık olursanız 6284 sayılı Kanun’a göre, durumu 155’i arayarak şikayet ya da ihbar edebilirsiniz.
Özetle,
Kadınlar Günü’nün farklı kültürlerdeki algısı ve kutlanma şekli o coğrafyanın kadın algısı ile son derece ilintili. Türkiye’deki verilere baktığımızda Kadınlar Günü altında çok daha derin meseleler barındırıyor. İşte bu yüzden bu gün kadın ve erkeğin yan yana omuz omuza üretmesi, çalışması ve her gün hiç durmadan öğrenmeye ve eğitime devam etmesi gerektiğinin vurgulanması için çok güzel bir fırsat.
BENZER YAZILAR
Black Country: Yaşayan Müze
Peaky Blinders'ın çekim platosu, Sanayı Devrimi'nin başladığı şehir, yaşayan müze Black Country'nin hikayesi.
Psikodinamik Görüş
Sigmund Freud'un teorilerine göre psikodinamik görüş nedir?