İtalyan Edebiyatı'nın önemli yazarı Giovanni Boccacio tarafından yazılmış, bilinen ilk hikaye olma özelliğiyle Decameron'un incelemesi ve yazarın biyografisi.

Giovanni Boccaccio Kimdir?

Dünya edebiyatında hikaye türünün kurucusu olduğu düşünülen Giovanni Boccaccio'nun 1313 yılında İtalya Floransa'da, erken Rönesans döneminde doğduğu bilinmektedir. Evlilik dışı bir bebek olarak dünyaya gelen yazar-düşünür, dönemin zengin toprak sahiplerinden biri olan babası tarafından özel dersler aldırılarak iyi bir biçimde eğitildi. Bulunduğu Akdeniz kültürüne olan düşkünlüğü ile bilinen yazar bankacılık ve ticaret eğitimi için Napoli'ye gönderilmiştir. Edebiyatın yanı sıra hukuk ve astronomi alanları ile de ilgilenen yazar Yunan Filolojisi'ne duyduğu ilgi sebebiyle Grekçe öğrendiği dönemlerde Fransız Edebiyatı'ndan da büyük oranda etkilenmesi sebebiyle hiç tanıyamadığı annesinin Paris'li olduğu bilgisinin yayılmasına sebebiyet vermiştir.

Yazarın 1330 yılında gene evlilik dışı Giulio ve Mario adında iki çocuğu dünyaya gelir. Ardından 1348 yılında Floransa'da ölümcül veba salgını ortaya çıktığından nüfusun %75'i yaşamını yitirir. Edebi zekasını duyguları doğrultusunda Realizm ile harmanlayan yazar bu durumu fırsata çevirerek dünyada ilk hikaye olarak bilinen Decameron'u ortaya çıkarır. Eserini yaklaşık üç yılda bitiren yazar tartışmalara konu olsa da aynı zamanda ilk roman yazarı olarak kabul edilir.

Kendisi gibi İtalyan yazar Dante Alighieri'nin ekolünden oldukça etkilenen Boccaccio, yaşamının son yıllarını zor bir hastalıkla geçirir ve obezite sorunları da yaşadığı bilinen Rönesans hümanisti yazar 62 yaşında iken 21 aralık 1375'de Certaldo, İtalya'da hayata gözlerini yumar. İtalyan Edebiyatı'nın önde gelen isimleri arasında yer edinen yazarın bilinen eserleri ise şöyledir; Filostrato, Decameron, Dante'nin Tanrısal Komedyasının Yorumu, Il Corbaccio. Ancak yazarın dilimize çevirisi yapılan tek eseri Decameron'dur. 

Decameron Kitap Analizi ve Özeti

Yunancada 10 anlamına gelen deka ile hemera yani gün sözcüklerinden türetilerek ortaya çıkan Decameron ismi on günlük bir olay anlamını taşımaktadır. Bu eser 100 öyküden oluşarak 10 günde sona eren 10 kısa öyküden oluşmaktadır. Boccacio 14. yüzyılda Latince dilinin kullanıldığı İtalya'da Decameron'u daha yalın olan halk diliyle yani İtalyanca ile yazmıştır. Salgın günlerindeki Floransa şehrini ele alan eserde her günü bir kraliçe ya da bir kral yönetmektedir. Bu kişiler aslında veba salgınından kaçarak eğlenmek isteyen yedi sıradan genç kadın ve üç erkektir. Bu genç karakterler önce Fiosole kasabasına gider ve sonraları başıboş bir şatoda konaklarlar.

Günlerini keyif yapmak amacıyla uzakta geçiren bu karakterler aslında Boccaccio'nun birer alay unsurudur. Ortaçağ toplumunun getirdiği bağnaz ve batıl inançlar, küstah din adamları, sahte ahlak sahibi kişilikler ve zalimlikler, zenginliğin getirdiği arsızlıklar gibi konular asıl rahatsız olduğu unsurlar olduğundan yazar özellikle bunlara değinir. İnsan doğasındaki erdemi, Hristiyanlığı ve Roma Katolik Kilisesi öğretilerini göz özünde bulundurarak hiciv ile dönemin üst sınıf İtalya bireylerini eleştirmesi edebiyat düşünürleri tarafından da oldukça cesur kabul edilir.

Ayrıca Boccaccio'nun eserinde kullandığı karakter isimlerinin de Ortaçağ'ın belli başlı mistik inanış kavramlarına atıfta bulunmak için seçtiği düşünülür. Örneğin kitapta yer alan yedi kadın Hristiyanlığın dört erdem-etik teorisini ve üç teolojik erdemini temsil etmektedir. Bunlar Eski Ahit'te de geçen sağduyu adalet, metanet, ölçülülük, inanç sevgi ve umuttur. Geri kalan üç erkek karakter ise Antik Yunan filozofu Platon'un bir teorisi olan akıl, ruh ve hazzı temsil eder.

Yedi İtalyan kadının öyküdeki ismi de İtalyanca'daki anlamlarına sadık kalacak şekildeki karakter özellikleriyle birleştirilmiştir. Bunlar Pampinea (gelişmekte olan), Fiammetta (küçük parlak alev), Filomena (sadık aşık), Emilia (rekabet), Lauretta (bilge ve defne yapraklı taç takan kadın), Neifile (bulutlu gökyüzü) ve Elissa (tanrının yemini) iken erkekler de ise Panfilo (tamamen aşık), Filostrato (aşk ile başa çıkabilen) ve Dioneo (şehvetli) anlamlarını taşır.

Giovanni Boccaccio romantizm ve mizah temalarını barındıran bu eserinde okurlarını kimi zaman güldürüp eğlendirirken kimi zaman da karanlık ortaçağ toplumunun sosyolojik ve kültürel yaşantısını sade fakat en çarpıcı biçimde gözler önüne serer. Bu açıdan Rönesans hümanizmi için çok önemli bir isim haline gelmiştir. Yazar ayrıca 1343 yılında Batı Edebiyatı'nın ilk psikolojik romanı olarak nitelenen Elegia di Madonna Fiammetta'yı okurlarıyla buluşturmuştur.

Decameron kitabının asırlardır ilgi odağı olması yönetmenlerin de ilgisini çekerek ilk kez 1971 yılında beyazperdeye uyarlanmasına olanak sağladı. Bir sene sonra filmin devam serisi seyirci ile buluşurken, 2015 yılında Wondrous Boccacio ismi ile en yeni versiyonu sinema sektörüne sunulmuştur.

Decameron Kimin Eseri?

14. yüzyılda yazılan eser Giovanni Boccacio'ya aittir.

Decameron Eserinin Türü Nedir? 

Decameron, hikaye türünde bir kitaptır. 

Decameron İlk Nedir?

Giovanni Boccacio tarafından yazılan eser bilinen ilk hikaye kitabıdır. 


BENZER YAZILAR

Genç Werther’in Acıları

Bir döneme damga vuran, intihar vakalarını artıran ve okuyanların çoğunluğunu genç erkeklerin oluşturduğu roman.


Paylaş