20. yüzyılın önde gelen Fransız şairlerinden biri olan Guillaume Apollinaire, şiire getirdiği yeniliklerle ve şiir kurallarını umursamayan yapısıyla hem tepkiler hem de övgüler almayı başaran bir sanatçıdır.
Onun kısa süren ancak sanatla dolu hayatına ve dikkat çeken eserlerine birlikte göz atalım.
Guillaume Apollinaire Kimdir?
Guillaume Apollinaire Hayatı
Asıl adı Guillaume Albert Vladimir Alexandre Apollinaire de Kostrowitzky olan; şair, yazar ve sanat eleştirmeni Guillaume Apollinaire, 25 Ağustos 1880 yılında, Roma'da dünyaya gelmiştir. Polonya kökenli aristokrat bir annenin oğlu olan Apollinaire’in babasının İtalyan asıllı olduğu bilinse ve iddialara göre subay olduğu tahmin edilse de annesi, babasının ismini açıklamayı reddetmiştir. Şair, bilinmeyen bir babanın çocuğu olmanın acısını ömür boyu yaşamış, bu yönden kendini çok eksik hissetmiş ve bu gerçekten utanç duymuştur.
1898 yılında annesinin kardeşini de alıp Paris’e yerleşmesi sonucu, Fransa’da yaşamaya başlayan Apollinaire, kısa süre sonra bir bankada çalışmaya başlar. Zamanla Picasso, Georges Braque, Henri Rousseau ve Marcel Duchamp gibi avangart sanatçılarla arkadaş olur ve bohem hayatı yaşamaya başlar.
Girdiği çeşitli kültür-sanat çevrelerine, "sürrealizm" tabirini ilk kullanan kişi olmasına ve sürrealizmin öncülerinden sayılmasına rağmen aslında hiçbir zaman yalnızca bir topluluğun veya ekolün üyelerinden olamaz Apollinaire. Ona göre bütün modern sanatçılar ve akımlar desteklenmeye değerdir. Bu tarafsız tutumuna rağmen, belki de bu tutumu sayesinde; Tristan Tzara, Louise Aragon, Jean Cocteau gibi birçok yazarı ve akımı etkilemiş, onlara ilham kaynağı olmuştur.
Yaşadığı bohem hayattan da anlaşılacağı üzere burjuvaziden nefret eden yazar, 1914 yılında gönüllü olarak Fransız ordusuna katılmak ve cepheye gitmek ister. Yaşadığı uyruk problemi kısa süre sıkıntı yaratsa da, sonunda orduya kabul edilir. Başlarda topçu olarak geri planda bir göreve atanır fakat kısa süre sonra cephede savaşmak için gönüllü olur.
Yaşadığı ülkeyi kendi memleketi olarak benimseyen yazar, Fransa için ölmeye hazırdır. 1916 yılında uğruna savaşa katıldığı ülkenin vatandaşı olur, Apollinaire’e Fransa vatandaşlığı verilir. Ancak bundan sadece birkaç gün sonra cephede savaşırken başından yaralanır ve Paris’e, evine gönderilir.
Guillaume Apollinaire, savaştan döndükten sadece iki yıl sonra, 1918 yılında, henüz 38 yaşındayken, İspanyol Gribi nedeniyle hayata gözlerini yumar. Arkasında ise şiir türünde devrim niteliği taşıyan eserler ve yarım kalan başarılı bir kariyer bırakır.
Guillaume Apollinaire’in Eserleri
Çeşitli edebi türlerde eserler veren yazar, asıl olarak ona bugünkü ününü kazandıran ve tutkusu da olan şiir türü ile tanınır. Çok basit kelimelerle bile son derece etkileyici olmayı başaran sanatçı, icra ettiği şiir sanatıyla "şiirin prensi" olarak dahi anılır. Onun şiirlerinde özgürlük vardır. Kalıplar, kurallar ve aşırılıklar onun için boş ve gereksizdir. Ona göre şiir bir özgürlük aracı olmalıdır. Ve eserlerini bu yönde yazar.
Alkoller (1913)
Guillaume Apollinaire, 1898 yılından beri yazdığı şiirlerini Alkoller (Alcools, 1913) adlı şiir koleksiyonunda bir araya getirir ve böylece ilk büyük eserini yayımlar. Bu eserinin çok dikkat çekmesinin nedeni ise, alışılageldik şiir kalıplarını yıkan ve yüksek yaratıcılıkla yazılan şiirleridir.
Çünkü yazar bütün şiir kalıplarını, kafiyeyi ve hatta noktalama işaretlerini dahi umursamamış, tamamen özgür bir şekilde, tabiri caizse keyfine göre yazmıştır şiirlerini. Bu nedenle birçok şair tarafından eleştirilir, edebiyat eleştirmenlerinin ise acımasız tepkilerine maruz kalır. Ancak yine de kendi bildiği ve istediği gibi yazmaktan da vazgeçmez.
Alkoller adlı eserinin en dikkat çeken şiiri ise Mirabeau Köprüsü (Le Pont Mirabeau) olur. Şair, Fransa’nın Paris şehrinde, Seine Nehri’nin üzerinde bulunan bu köprünün altından akan suyu zamanın akışına benzetmiş, yazdığı hasret dolu ifadeler ile de okuyanları etkilemeyi başarmıştır. Bu şiirin bir diğer özelliği ise, şiirde hiçbir noktalama işaretinin kullanılmamış olmasıdır. Apollinaire’e göre şiir, noktalama işareti kullanılmasa da yazılabilir çünkü usta bir şair, rastgele yazıyor gibi görünse de kelimeleri öyle bir sıralar ki, noktalama işaretleri olmasa dahi şiirin ritmini hissedebilirsiniz. Bu şiirin çevirisini Necati Cumalı, Tahsin Saraç, Cemal Süreya ve Ahmet Necdet gibi birçok edebiyatçımız yapmıştır. Ayrıca çeşitli ülkelerde, birçok sanatçı tarafından şarkı haline de getirilen şiirin en çok görüntülenen versiyonu Marc Lavoine tarafından seslendirilmiştir.
Cemal Süreya’nın çevirisiyle Mirabeau Köprüsü şiiri :
Seine akıyor Mirabeau Köprüsü’nün altından
Ve şu bizim aşkımız
Olur mu durasın şimdi anımsamadan
Sevincin geldiğini ancak acının ardından
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Yüz yüze duralım böyle elin elimde kalsın
Ve aksın dursun
Sonsuz bakışlar dalgalar yorgun argın
Köprüsü altından kollarımızın
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi
Akıp gidiyor aşklar
Hayat öyle durgun öyle yavaş ki
Ve umut nasıl zorlu nasıl depdeli
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Günler geçiyor günler haftalar yaman
Ve dönmüyor geri
Ne çıkıp giden aşklar ne geçen zaman
Seine akıyor Mirabeau Köprüsü’nün altından
Çalsana saat insene ey gece
Günler geçiyor bense hep aynı yerde
Guillaume Apollinaire
Kaligramlar: Barış ve Savaş Şiirleri 1913-1916 (1918)
Apollinaire’in bir diğer ses getiren eseri ise, ölmeden önce yayımladığı Kaligramlar (Calligrammes: Poèmes de la paix et de la guerre 1913-1916, 1918) adlı şiir koleksiyonudur. Bu koleksiyon, şairin savaş döneminde yaşadıklarını ve dönemin sanat dünyasını anlatan şiirlerini içerir.
Kaligram Nedir?
Kaligram; en basit tabiriyle görsel olarak düzenlenmiş şiir, cümle veya yazıdır. Bir diğer ifade ile kaligram; anlamlı olarak sıralanmış kelimelerle ortaya konan bir resimdir. Bu tür, Apollinaire döneminde savaşa karşı halkı psikolojik olarak güçlendirmek ve cesaretlendirmek için de oldukça sık kullanılmıştır. Ayrıca görsel yönü nedeniyle iyi bir reklam ve dikkat çekici bir provokasyon aracına da dönüşebilen kaligramlar, şiirin yanı sıra çeşitli afişler, markalar ve amblemler şeklinde de kullanılmaktadır.
Kökeni antik çağlara kadar uzanan bu tekniğin yaratıcısı Apollinaire olmasa da, şair bu türe olan büyük katkılarıyla bilinmektedir. Bu türde şiirler yazan şair, aynı zamanda resim de yapmaktadır. Günümüz edebiyatçıları, eğer yaşasaydı, şairin ortaya koyduğu eserlerle bir galeri açabilecek kapasitede olduğunu öne sürmektedirler. Çünkü temelde okunmak için yazılan şiir, bu teknik ile aynı zamanda göze de hitap etmeye başlamıştır.
Son olarak,
Guillaume Apollinaire, 38 yıllık hayatına şiirler, oyunlar, masallar sığdırmış, iki şiir koleksiyonun ikisiyle de övgüler almış bir şair. Sürrealizme olan katkıları, Kübizmi şiire uyarlaması ve edebiyat dünyasına olan katkıları ile öne çıkan isimlerden biri. Onun bu başarılarına rağmen, nedendir bilinmez, bazı eleştirmenler onu yüzyılın önde gelen şairleri arasında sıralamak konusunda kararsız kalmıştır. Bu kararsızlığın kaynağı, tahminimizce, Apollinaire'in şiirin kurallarını hiçe sayarak, özgürce yazmasıdır.
Yine de şu bir gerçek ki, sanat dünyasında erken kaybettiğimiz bütün sanatçılar gibi, Apollinaire söz konusu olduğunda da şu soru akıllarda yankılanır: Acaba yaşasaydı daha neler yapardı?
Kaynaklar
Kitap: A.Lagarde et L. Michard, XXe SIÈCLE, BORDAS, 1973, Sayfa 41-52.
İnternet Siteleri: https://www.franceculture.fr/personne-guillaume-apollinaire.html, https://www.linternaute.fr/biographie/litterature/1775054-guillaume-apollinaire-biographie-courte-dates-citations/, https://www.linternaute.fr/biographie/litterature/1775054-guillaume-apollinaire-biographie-courte-dates-citations/, https://www.poetryfoundation.org/poets/guillaume-apollinaire, https://tr.wikipedia.org/wiki/Guillaume_Apollinaire, https://kidega.com/yazar/guillaume-apollinaire-002029/, https://www.gzt.com/cins/mirabeau-koprusu-apollinaire-3484248
BENZER YAZILAR
Ahmet Haşim’in Hayatı: Çocukluğundan Birinci Dünya Savaşına
Ahmet Haşim’in hayatının belirli bir dönemine dair bilgiler ve fikirler
Krystian Bala’nın Cinayetini Anlattığı Roman: Amok
Ele verilmeyeceğini düşünerek yazdığı cinayet romanı, kitabı okuyan dedektiflerin gözden kaçırmadıkları ayrıntılarla ortaya çıktı ve sonucunda tutuklanmasına neden oldu.