"Yeni bir adım atmak, yeni bir kelime söylemek, insanların en fazla korktuğudur." Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Rus edebiyatının önemli yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin hayatının, edebi eserleriyle olan ilişkisine yakından ele aldık. Günümüze kadar popülerliğini koruyan eserleri psikoloji, felsefe gibi bilimlerle bağlantılıdır.

Dünya edebiyatın da önemli bir yeri olan yazarımızın kişiliği ve eserleri arasındaki bağı da inceleyeceğiz. Yarattığı karakterler ve olaylar kendi yaşamından bir kesit olarak eserlerinde karşımıza çıkıyor. 

Bu yazıda:

1. Fyodor Mihayloviç Dostoyevski kimdir?

2. Genel olarak edebiyat hayatı ve eserleri nelerdir? Sorularının yanıtları üzerinde duracağız.

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski kimdir?

11 Kasım 1821’de dünyaya gelen Dostoyevski, sarhoş bir baba ve hasta bir anne ile çocukluğunu geçirmiştir. 1834 yılında Çermak okuluna giden Dostoyevski,  okumayı sevmesinin sebebi ve idol aldığı öğretmeni ile burada tanışır ve edebiyatın hayatına girişi böyle başlamıştır.

1837 yılında eğitimine Petersburg’daki Mühendislik Okulunda devam etmiştir. Ataerkil yapısı ve sınıf çatışmalarının yoğun olduğu o dönemde kişiliği de şekillenmeye başlamıştır.

Okulu başarıyla bitirdikten sonra orduya katılan yazar bir senenin sonunda ordudan da ayrılarak tamamen edebiyata yönelmiştir. Annesini kaybettiği bu dönemde, Shaeskpeare ve Schiller’in eserleriyle tanışmıştır. Schiller, Dostoyevski için hayatında önemli bir yerdedir, iler ki yaşlarında bu durumu şöyle ifade etmiştir:

"Neredeyse Schiller’in tüm eserlerini ezberledim, uykumda bile onu sayıklıyorum, sanırım bu kader bana böylesine büyük bir şairi tanımaktan daha güzel başka hiçbir şey yapmadı."

Dostoyevski'nin Eserleri

İlk kitabı "İnsancıklar"ı bu dönemde (1846) yılında çıkaran Dostoyevski, kitabı okuması için dönemin önemli şairlerinden Nikolay Nekrasov’a götürür.  Eser, dönemin ilk Rus toplumsal romanı sayılır, ana teması ise acıdır. Romanı okuyan ve  ‘’başyapıt’’ olarak yorumlayan Nekrasov, eleştirilerini dile getirmesi için dönemin en saygın eleştirmeni Belinski’ye götürür. Belinski romanı okuduktan sonra şu eleştiriyi yapmıştır:

"İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum ama bu roman Rusya'da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi... Rusya yeni bir Gogol kazandı."

 

 

İnsancıklardan sonra "Öteki" kitabını yazmıştır. Romanda kendini ortadan kaldırmak isteyen bir memurun hikâyesini anlatan Dostoyevski beklediği başarıya ulaşamamıştır.

İlerleyen yıllarda, "Ev Sahibesi" (1847), "Beyaz Geceler" (1848), "Netoçka Nezvanova" (1849) gibi eserleri meydana yazmıştır. Netoçka Nezvaova, "İsimsiz Hiç Kimse" anlamına gelen romanı yazarın tamamlayamadığı ilk romanıdır.

Dostoyevski’nin bunalımları, babasının ölümü üzerinde yarattığı şiddetli travma ruhsal durumunun kitaplarındaki yansıması olarak tanımlanabilir. Yarattığı kahramanlarda hayatından kesitler veren yazar, kitaplarını bir çıkış olarak kullanmakta, ana tema ise hep acıma duygusu olmaktadır.

Yaşantısının büyük bölümünü kumar bağımlısı olarak geçiren yazar, bazı çok önemli eserlerini kumar borçlarını ödemek için yazmıştır. Bunlardan bazıları "Yer Altından Notlar" (1864), "Suç ve Ceza" (1866) "Kumarbaz"(1866)  "Budala" (1868) ve "Ecinniler"(1872) bu dönemde yazdıklarıdır. 

Dostoyevski'nin Kumarbaz eserini 25 günde yazdığını biliyor muydunuz?

Gençlik yılları, ilk aşk, kumar tutkunluğunu en saf ve en açık biçimde anlattığı kitabı "Kumarbaz"ı 25 günde yazmıştır. Yayıncısı ile sözleşme yapan Dostoyevski eseri tamamlayamaması halinde telif hakları yayıncısının olacaktır. Bu durum onun için büyük bir sıkıntı anlamına gelir, sürenin bitmesine 25 gün kala yazmaya başlayan yazarımız son anda yetiştirmiştir.

Eserlerinde bolca insan ruhunu tasvir eden, duyguların yoğunluğunu ön planda tutan yazar, aynı zamanda toplum hakkında düşünce ve eleştirilerine de bolca yer vermiştir. "Budala" adlı eserinde dürüst bir insanın toplumda yaşadığı zorluklardan bahsetmiştir. Kitabın ilerleyen bölümlerinde insan toplum arasındaki ilişkiye ek Rusya’nın sahip olduğu hiyerarşiye de değinmiştir. Kitap her ne kadar aşk temalı gözükse de Rus toplumunu eleştiren tarafıyla popülerliğini korumakta ve yazarın dört büyük romanından biri olarak anılmaktadır.

Kült romanlarının yanı sıra birçok kısa öykü de kaleme alan yazar, "Beyaz Geceler" gibi bazı öyküleri tiyatro oyunu olarak sergilenmiştir. "Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları" ve "Bir Yazarın Günlüğü" adlı iki tane deneme kitabı vardır. 

Özetle,

Dünya Edebiyatı'nda önemli bir yere sahip olan yazar, eserlerinde kendi ruhsal tahlilleri üzerinden karakterlerle benzer bağlar kurmuştur. Yaşadığı topluma ayna olarak, sınıf farklılıkları üzerinde durmuş, bireyin toplumda var olma çabasını romanlarında ve kısa öykülerinde değinmiştir. Romanlarında gerekli istikrarı gösteremediği zamanlarda, eleştirmenler tarafından alaya alınmış, yine de geçen yıllar boyunca kült eserleri ve kişiliğiyle adından söz ettiren bir yazar olmuştur.

Biz de bu dünyadan bir Dostoyevski geçti diyoruz!

Kaynak:

http://acikerisim.agri.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12501/524/Tam%20Metin/Full%20Text?sequence=2&isAllowed=y

Dostoyevski'nin en önemli eserlerinden biri olan Suç ve Ceza'da Hukuk Kavramı'nı incelediğimiz yazımızı buradan okuyabilirsiniz.


BENZER YAZILAR

Lavinia: Sana Gitme Demeyeceğim

Buruk bir tadı olan aşk şiiri, Lavinia...

Sol Ayağım: Gerçek Bir Yaşam Öyküsü

Gardner’in çoklu zeka kuramına örnek olabilecek bir yaşam öyküsüyle Christy Brown ve onun her şeyi olan sol ayağı.


Paylaş