“Mutlu olmak istiyorsanız, olun.” Lev Nikolayeviç Tolstoy
Lev Nikolayeviç Tolstoy Kimdir?
Tolstoy, 9 Eylül 1828’de zengin ve soylu bir ailede, Yasnaya Polyana adlı konakta doğdu. Çok küçük yaşta anne ve babasını kaybeden yazar yakınlarının yanında büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekliği ele almaya ve incelemeye ilgisi vardı. Fransızcasını ilerlettiği dönemde Voltaire ve J. J. Rousseau’ yu okumuş, bu iki yazarın etkisinde kalmıştır.
1843’de Doğu dilleri okumak için Kazan Üniversitesi’ne girmiş lakin iyi bir öğrenci olmadığı için bırakmıştır. Kısa bir süre sonra Hukuk Fakültesi’ne geçen yazar burada da başarı gösteremediğinden okulu bırakmış, 12 maddelik bir program hazırlayarak kendini yetiştirmeye karar vermiştir. Daha sonraki yıllarda orduya katılan yazar, Kafkasya’daki yoksul halkın yaşayışlarını ele aldığı ilk gerçekçi hikâyelerini yazmış,1854’de Kırım Savaşı’na subay olarak katılmıştır. Aradığını bulamadığı o ruh halinden kurtulmak adına Batı Avrupa Ülkelerine uzun bir gezintiye çıkmış, asalet, lüks gibi titrlerden sıkılan yazar köyüne dönüp orada bir okul kurmuştur.
Eserleri
Tolstoy, eserlerinde toplumun yaşadığı sorunları, yoksulluğu, ruhsal bunalımları ve ölümü ele almıştır. Yazar, kült romanlarının yanı sıra öykü, masal, günlük ve mektup türünde de eserler meydana getirmiştir.
İlk romanı ''Çocukluk'' Kasım 1852’de Rus edebiyatının popüler dergisi The Contemporary‘de L.N. baş harfleriyle yayımlanmıştır. Yazarın hatıra defterindeki sayfada “Yarın büyük bir roman yazmaya başlayacağım” notu yer alır. Otobiyografik eserlerinden: “Çocukluğum”, “İlk Gençlik”, “Gençlik” otobiyografik üçlemesidir.
Kafkasya’da kaldığı üç yıl boyunca Sivastopol Savunması'na katılmıştır. “Savaş, mızraklı bir şölen değildir. Manzarası kan ve ölümdür” ifadelerine yer verdiği “Sivastopol Serisi (1855)” isimli eserini yazmıştır. 1869 yılında yayımlanan “Savaş ve Barış” romanı dünya edebiyatının en önemli başarılarından ve eserlerinden biri olarak değerlendirilir. Dönemin gerçekleri anlatmaya çalışılmış, eserde tarihi olayların yaşandığı dönem tasvir edilmek için araştırmalar yapmıştır. Dünya klasikleri arasında yerini almış, romanı okuduktan sonra İzak Babel: “Eğer dünya kendisi hakkında yazabilseydi Tolstoy gibi yazardı.” ifadelerini kullanmıştır. Romanın düzeltmeleri 12 kez yapılıp tekrar yazılmıştır.
Anna Karenina, İlk Baskının Kapağı
Bir diğer önemli romanlarından biri olan “Anna Karenina (1877)” yazarın edebi yaratıcılıkta zirvesi kabul edilir. 1873-1877 yılları arasında bölümler halinde basılan eser, Rus toplumunun üst tabakasında yaşanan olayları ve aşk maceralarını anlatır. “Anna Karenina” birçok değişik yazarın belirlediği listede bu ana kadar yazılmış en iyi roman olarak görülmüştür. Mutlu bir evlilik, yasak bir ilişki ve bunun sonucunda meydana gelen hayal kırıklıkları, sadakat, kıskançlık ve tutku gibi konular işlenimiştir. Yazar, romanın getirdiği başarı ve üne rağmen ruhsal bir bunalıma girmiş, varlığın manasını anlama çabasıyla Optima Manastırı’na çekilmiştir.
Rus köylüsünün yoksul durumuna üzülen yazar bütün servetini köylülere dağıtmış her hali ile onlar gibi yaşamaya başlamıştır. “Kroyçer Sonat”, “Efendi ile Uşak”, “Karanlıkların Gücü”, “İnciler”, “Kilise ve Devlet”, “İtiraflarım” gibi eserleri bu yıllarda meydana gelmiştir. 1886 yılında İvan İlyiç’in Ölümü romanını yazmış, son günlerde ölüm ile mücadele eden daha sonrasındaysa çaresizce kendini bırakan bir adamın yaşadıklarını ele almıştır. Kaleme alınan bu roman, insanın tabiatını, yaşamın anlamını ve ölümün hakikatinin gibi temel sorulara cevap aramaktadır.
İvan İlyiç'in Ölümü, Kitabın 1895 Tarihli Rus Kapağı
Bir Biyografi Filmi: Aşkın Son Mevsimi (The Last Station)
Rus yazar Lev Tolstoy’un hayatının anlatıldığı filmde ün ve paraya değer vermeden hayatı arasında denge kurmaya çalışması anlatılmıştır. Film, Fransız şair-yazar Jay Parini’nin Son İstasyon kitabından uyarlanmış, Tolstoy’un hayatının son dönemi ele alınmıştır. Yazar bir gün gittiği sahaf dükkânında Tolstoy’a hayatının son günlerinde sekreterlik yapmış Valentin Bulgakov’un günlüklerini keşfetmiş, anıları, güncelerini inceleyerek bir tarihi roman yazmıştır. Filmde bu kaynaklardan yararlanılmış, yaratıcı yazarlık sürecinde geçirdiği sancıları ile birlikte bunalımlı ruh halini, aile ilişkilerini konu alarak beyaz perdeye uyarlanmıştır. 2009 yılında gösterime giren filmde, Tolstoy rolünde Christopher Plummer yer almıştır. Sanatçı, performansı nedeniyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinde 67. Altın Küre Ödüllerine aday gösterilmiştir. Tolstoy'un eşini canlandıran Helen Miller bu filmdeki performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü almıştır.
Özetle
Lev Tolstoy, eserlerinde insan ruhunu tahlil etmiş, yaşadığı toplumu iyi analiz ederek romanlarında incelikle bahsetmiştir. Rus halkının toplumsal ve siyasal sorunları, yaşamın anlamını aradığı dönemde varoluşsal sıkıntıları ve insan ruhunun bunalımlarını çok iyi gözlemlemiş karakterlerini tasvir ederken bu gözlemlerinden yararlanmıştır. 82 yaşında vefat eden yazar ömrünün son yıllarını bir küskünlük sonucu yollara düşerek geçirmiştir. Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışan Tolstoy eserlerinde bundan bütünüyle bahsetmiş, en önemli ve büyük Rus yazarlardan biri olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini almıştır.
Kaynak:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lev_Tolstoy
https://www.elifkitabevi.com.tr/ayin-yazari-tolstoy-kimdir-tolstoyun-hayati/
BENZER YAZILAR
Amerikan Rüyası ve Edebiyata Yansımaları
Amerikan rüyası nedir ve bu fikrin edebiyata yansımaları nasıl olmuştur?
Kült Bir Eser: Fareler ve İnsanlar
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar John Steinbeck tarafından kaleme alınan, filmlere ve tiyatroya konu olan, Dünya Edebiyatı’nın başyapıtları arasında yer alan Fareler ve İnsanlar romanın olay örgüsü ve yazarının yaşamından kesitler.