Özdemir Asaf’ın en eski şiirlerinden biridir Lavinia. Şiirin platonik bir aşkın ürünü olduğu açıktır ve şarkılarla da hala dillerdedir. Öylesine gizledi ki Lavinia’sını insanlar “Kim bu Lavinia?” sorusunu araştırmadan edemedi.
Lavinia’nın pek çok anlamı vardır. Zarif çiçek, ölüm çiçeği ve hayalimdeki muhteşem sevgili anlamlarına gelir. Yalnızca Lavinia’nın anlamını bilmek de üstüne şiir yazılmaya değer olduğunu bize göstermektedir. Fakat tüm bu anlamlara Asaf’ın karşılıksız aşkı da eklenince içimizde tarifsiz duygular meydana gelir.
Lavinia, sadece Asaf tarafından gizlenen biri değildi. Arkadaşları da bu konuda oldukça hassastı. Bir nevi Lavinia belli bir çevrenin ortak sırrıydı. Lavinia’dan bahsederken cümleler hep eksik kalmış gibiydi. Ya aşığının ismi yoktu ya da kendisinin. Mücap Ofluoğlu Lavinia'dan söz ederken “Sevgilileriyle, şiirlere yansıyan çekiciliğiyle ünlü bir şairimizin Lavinia’sı olmuştu.” der ama Özdemir Asaf’ın adını vermez. Melda Kaptana ise “Bir 14 Şubat Sevgililer Günü’nde önemli bir köşe yazarının Lavinia başlıklı yazısında kahkahası bile ölümsüzleşti.” şeklinde bizlere anlattı.
Lavinia’nın gerçek adı Mücap Ofluoğlu’nun Bir Avuç Alkış adlı kitabında geçer. 1958-1959 yıllarında Strindberg’in “Matmazel Jüli”sini sahneye koyduklarını ve tiyatronun kostüm tasarımını Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun Mevhibe Beyat’ın yaptığını anlattı. Mevhibe’nin akademi yıllarında da cana yakınlığı ve güzelliğiyle dikkat çeken biri olduğunu kitabında söyleyen Ofluoğlu, aynı zamanda ünlü bir şairimizin de Lavinia’sı diyerek Lavinia’nın kimliğini kitabında açıkladı.
Mevhibe Beyat’ın en yakın dostu Melda Kaptana’ydı. 50 yılı aşkın süren bu dostluk komşu oldukları Tan Apartmanı’nda başladı. Melda Kaptana arkadaşının sadece Lavinia olmadığını, edebiyat tarihine başka yazarlar tarafından da başka isimlerle geçtiğini bir kitabında şöyle bahsetti:
“Ünlü bir yazarımızın hikayelerinde adı Hisya olarak geçerdi. Laleli’de Harikzedegan Apartmanı’nın önünde buluşup konuşan gençlerin Violetta’sıydı. Güzel Sanatlar Akademisi’nde okurken arkadaşları Gilda derdi. Saçlarının şekli ve dolgunluğunu Adalet Cimcoz Marilyn Monroe’ya benzettiği için “Marlin” diye çağırırdı Mevhibe’yi.”
Mevhibe Beyat
Lavinia yani, Mevhibe Meziyet Beyati 2 Mayıs 1925’de İstanbul’da doğdu. Resim öğretmenliği ve stilistlik yapan Beyat, edebiyatımıza ilk Özdemir Asaf’ın Lavinia’sı olarak girdi. Fakat Lavinia Özdemir Asaf’a aşık değildi. Onun ilk aşkı ressam ve hocası olan Edip Hakkı Köseoğlu’dur. İkincisi ise İlhan Selçuk’tur. Başka kimse Mevhibe için bilinmemektedir. Ölmeden önce yazdığı mektupta bunu açıkça belirtti.
“Sevgili Ahmet,
Hayatımın iki büyük aşkından biri Edip Hakkı Köseoğlu diğeri malumunuz İlhan Selçuk…”
İlhan Selçuk’la 1952’de evlendi. Aradan geçen onca yıldan sonra Sevim Burak hakkında yazdığı bir yazıda Lavinia’dan bahseder Selçuk:
“Kuzguncuk tepelerinde, tahtaları kararmış bir ahşap evin alt kattaki odası Boğaz’a bakıyor; odanın ortasında yuvarlak bir büyük mangal…
Odada dört kişi var.
Orhan Borar, kemancı, o yıllarda Mithat Fenmen’le birlikte verdikleri konserlerin beyaz üzerine kırmızı-siyah yazılı afişleri, İstanbul'un ya da Ankara’nın bütün duvarlarını kaplardı; elinde içki kadehi, Sevim’le sözlü.
Sedirde oturan genç kız Özdemir Asaf’ın ünlü şiirindeki Lavinia’sı.”
Açıkça yazmasa da odadaki dördüncü kişinin kendisi olduğu açıktır. Aradan bir yıl sonra Lavinia yazısında, kapalı da olsa, bütün hikayeyi özetler. Yazıda Lavinia’nın gerçek adını ve kendiyle olan ilişkisini yazmaz. Bilen biliyordur nasıl olsa.
Yazısına Asaf'ın Lavinia'ya olan aşkıyla başladı. Daha sonra Özdemir Asaf'ın birkaç dizesiyle devam etti:
Bilmiyorum ne vardı saçlarında.
Rüzgâr mı delice eserdi,
Gözlerim mi öyle görürdü yoksa
Saçlarının her hâli hoşuma giderdi.
Mevhibe Beyat'ın saçları meşhurdu. Gür, parlak saçları herkesin dikkatini çekerdi. Bu dizelerinde onun için yazıldığı çok belliydi. Lavinia yazısının sonunda dikkat çeken bir yer daha vardı. Selçuk Mevhibe Beyat'ın yani Lavinia'nın o yıllarda tutkulu bir aşk yaşadığını fakat sevenlerinin olmasından memnun olduğunu söyleyen birkaç satır ekledi.
İlhan Selçuk’tan ayrılan Mevhibe daha sonra Öztürk Serengil’le bir evlilik yapar. Fakat bu evliliği de uzun sürmez. Üçüncü ve son evliliğini birkaç yıl sonra fotoğraf sanatçısı Muhlis Hasa ile yaptı.
Yazımızda Mevhibe’ye verilen bir ismin de “Hisya” olduğunu söylemiştik. Hisya adını koyan ünlü yazarımız Özdemir Asaf’ın da yakın arkadaşı olan Oktay Akbal’dır. Akbal bir yazısında bu durumu şöyle anlatır:
“Bir aralık aynı sevgiliye tutulmuş gibiydik. Rüzgar der demez saçlarının dağılmasını istediğimiz bir sevgili. Bu insanı bütün şiirlerimizde, yazılarımızda, ilk gençlik düşlerimizde aradık, bulmaya çalıştık...Bazen Özdemir’le karşılıklı oturur uzun uzun sohbet ederdik. Maçtan, sinemadan, en ufak şeylerden...Üzerine söz edilince sanki, büyüsü kaçacakmış gibi bazı konulardan uzaklaşırdık...Bunları konuşmadan yaşardık.”
Mevhibe Beyat 11 Eylül 2007’de vefat etti. Kendi ismiyle değilse de birçok isimle edebiyatımızda yer aldı. İlham verdiği şiirler ve hikayeler hepimizin kalbinde izler bıraktı. Lavinia şiirini hikayesini bildikten sonra okumak çok daha anlaşılır ve anlamlı gelecektir.
LAVİNİA
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim.
Sen de bilme Lavinia.
Kaynak: Haluk Oral Şiir Hikayeleri, Mücap Ofluoğlu Bir Avuç Şarkı, İlhan Selçuk Lavinia yazısı
BENZER YAZILAR
Uygarlığın Huzursuzluğu
Sigmund Freud'un "Uygarlığın Huzursuzluğu" kitabından yola çıkarak düzene ve insanların iç dünyasına bir bakış.
Eşitliğin Felsefi Temelleri
"Kalibre" yazı serimizin ikinci bölümünde, insanların eşitliği, eşitsizliği ve eşit olma çabasına dair felsefi bir yaklaşımda bulunuyoruz.