The Devil Wears Prada Filmi
Türkçeye “Şeytan Marka Giyer” olarak çevrilen iki Oscar adaylığına sahip, The Devil Wears Prada filmi 2006 yılında komedi-drama kategorisinde vizyona girmiştir. IMDb puanı 6,9/10 olan filmin yönetmeni David Frankel'dir. Film Lauren Weisberger'in aynı adlı romanından uyarlanmıştır.
Lauren Weisnberger, aynı zamanda Vogue dergisinin editörü Anna Wintour’un asistanıdır ve kitap, onun gerçek deneyimlerinden izler taşır. Film güçlü oyuncu kadrosuyla da dikkat çeker. Merly Streep ve Anne Hathaway'in başrollerinde olduğu film aynı zamanda moda dünyasının arka planını gerçek ve çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
The Devil Wears Prada Konusu
“Suddenly I See” şarkısı eşliğinde ikonik bir açılış yapan filmin hikayesi New York’ta geçer. Genç ve başarılı bir gazeteci olan Andrea, aşçı sevgilisi Nate ile birlikte yaşar. Bir gün bir iş görüşmesi için evinden çıkan Andrea başına geleceklerden habersizdir.
İş görüşmesi için dönemin ünlü moda dergisi olan Runway’in binasına gider. Ön görüşme için beklerken Runway’in baş editörü Miranda Priestley içeri girer. Miranda içeri girdiğinde tüm çalışanların adeta ona taptıklarını gören Andrea çok şaşırır. Daha sonra görüşmeye giren Andrea Miranda’nın son anda yaptığı karar değişikliği ile işi alır.
Yeni görevi ile Miranda’nın ikinci asistanı olacaktır ancak Andrea’yı oldukça zor günler beklemektedir çünkü Andrea modaya dair hiçbir şey bilmez ve modayla ilgili her şeyi saçma ve absürt bulur. Aynı zamanda Miranda Priestly pek de sevecen bir patron değildir. Sıkı çalışma saatleri, sürekli verilen görevler ve durmadan çalan telefonu Andrea’yı çok zorlar ve yakın çevresiyle olan ilişkileri kırılma noktasına gelir. İşe girmeden önce ona söylenen “Bir yıl burada çalıştıktan sonra tüm işler için sana kapılar açılır.” sözü Andrea’yı çok etkiler ve hayali olan "The New Yorker" dergisinde çalışmak uğruna bir yıl bu işte kalmayı kabul eder.
The Devil Wears Prada Kitap ve Film Karşılaştırılması
The Devil Wears Prada filmi, Lauren Weisberger'ın aynı isimle yazdığı kitabın uyarlamasıdır. Kitabın yazarı Lauren Weisberger aynı zamanda ünlü moda dergisi Vogue’ın baş editörü olan Anna Wintour’un asistanlığını yapmıştır. On bir ay kadar bu işi yapan Lauren Weisberger, resmi bir açıklamada bulunmasa da Miranda Priestly karakteri ile Anna Wintour arasındaki benzerlikler dikkatten kaçmayacak şekildedir.
Her ikisi de İngiliz'dir ve New York'a gelmeden önce denizaşırı ülkelerde editörlük yapmışlardır(Anna Wintour-İngiltere, Miranda Priestly-Fransa). İki kadının da kendine has moda itemleri vardır(Anna Wintour-Siyah büyük güneş gözlüğü, Miranda Priestly-Beyaz Hermes fular kullanır). Ayrıca ikisi de iyi birer tenis oyuncusudur ve 2 çocukları vardır.
Filmin yapımcıları Miranda Priestly’nin ofisini Anna Wintour ile birebir yapmıştır. Hatta bu yüzden Anna Wintour daha sonra ofisinin stilini değiştirmiştir. Bu benzerliklerden en önemlisi ikisi de soğuk ve acımasız kişilikleri ile bilinmeleri.
Ayrıca film yapılırken kitaba olabildiğince sadık kalınmıştır. Birkaç küçük detay dışında kitap ve film birbirine oldukça benzer. Kitaptaki Miranda daha acımasızdır ve Andrea ile arkadaşları arasındaki ilişkiler daha detaylı gösterilmiştir. İlaveten kitabın ve filmin sonları arasında küçük farklılıklar vardır. Bunlar dışında oldukça yakın bir uyarlamadır. Ayrıca kitabın ikinci serisi de çıkmıştır. İsmi “İntikam Marka Giyer” olan ikinci kitapta Andrea ve Emily birlikte “The Plunge” adlı bir dergi kurarlar, ilerde tekrardan Miranda ile karşılaşan ikili geçmiş kabusları ile yeniden yüzleşirler.
Anna Wintour
Kendisine “Moda Dünyasının En Güçlü Kadını” da denilen ünlü moda dergisi Vogue’un baş editörü Anna Wintour, 1949 yılında Londra’da doğmuştur. North London Collegiate School’da eğitim almıştır. Daha sonra Harrods mağazalarında çalışmaya başlamıştır. Çalışırken aynı zamanda üniversitede moda üzerine dersler alan Wintour, başarılı çalışmalar yapsa da ekip arkadaşları ile iyi geçinemediği için Harrods’dan kovulur. Daha sonra Amerika’ya taşınan Wintour, New York Harper’s & Quenn dergisinde editör yardımcısı olarak çalışmaya başlar. Sonrasında Viva ve Savy degilerinde de çalışan Wintour’un tek bir hedefi vardır o da Vogue Amerika’da çalışmaktır.
1998 yılında ise hayalleri gerçek olur ve Anna Wintour, Vogue Amerika dergisinde baş editör olarak çalışmaya başlar. Anna Wintour kısa sürede az makyajlı, sıska ve tanınmamış modellere dergisinde yer vererek herkesi şaşırtır. Ayrıca alışılmamış konseptleri (örneğin, 1998 yılı Vogue Amerika kasım sayısının kapağındaki 10 bin dolarlık Christian Lacroix ceket ve ucuz bir blue Jean kombini gibi) ve ilginç fikirleri ile giderek moda endüstrisinin başındaki isimlerden biri haline gelir.
The Devil Wears Prada ve Moda
Moda endüstrisi ile oldukça ilgili olan film olağanüstü ve oldukça lüks kostümleri ile dikkat çekmektedir. Film aynı zamanda “En İyi Kostüm Tasarımı” dalında Oscar’a aday gösterilmiştir. Filmin kostüm tasarımcısı, Sex and City ve Emily In Paris dizilerinin de kostüm tasarımcısı olan, Patricia Field’dır. Filmin yönetmeni David Frankel, Patricia Field ile ilgili “Benim görevim onu kiralamak ve ona odayı verip odadan ayrılmaktı” demiştir.
Film Hakkında İlginç Bilgiler
1-Filmde devasa bir kostüm bütçesi kullanılmıştır. 1 milyon dolarlık kostüm bütçesi ile film tüm zamanların en yüksek kostüm bütçeli filmleri arasındadır. Filmdeki en yüksek değerdeki parça Miranda’nın taktığı Fred Leighton kolyedir. Kolyenin değeri 100 bin dolardır.
2-Birçok modacı Anna Wintour’a olan korkularından dolayı filmde yer almaktan çekinmişlerdir. Filmde gerçek modacılardan sadece Valentino Garavani görünmüştür.
3- Anna Wintour filmin galasına gerçekten de Prada markalı bir elbise ile katılmıştır.
4-Filmin Fransa’da çekilen sahnelerine Meryl Streep bütçe yetersizliğinden dolayı katılamamıştır. Paris’teki ünlü Hotel Ritz sahneleri aslında Manhattan’daki St Regis Hotel’de çekilmiştir.
5- Miranda Priestly’in, Andrea’nın sentetik gök mavisi kazağı hakkındaki unutulmaz monolog sahnesi gerçek gibi dursa da maalesef tamamen senaristlerin kurgusudur. Meryl Streep’in korkunç şekilde kayıtsız bir ifade ile gök mavisi kazağın hikayesini anlattığı ve asistanına önemsiz gelen şeyin aslında birilerine zamanında milyonlarca dolar kazandırdığını anlatan, adeta bir Oscar performansı olan sahneyi aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
Yönetmen ve Oyuncular
Filmin yönetmeni David Frankel’dir ve kendisi bu filmi ile tanınır. Filmde Meryl Streep, Miranda Priestly karakterini canlandırır ve olağanüstü oyunculuğu ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ına aday gösterilir.
Miranda’nın ikonik repliği olan “That is all. (Her şey bu kadar) ” ve “Everybody wants to be us (Herkes bizim gibi olmak ister)” sözleri, kibirli ve delici bakışları ile Meryl Streep adeta oyunculuk dersi vermiştir. Aynı zamanda setin ilk günü Anne Hathaway’e “Sen harika bir oyuncusun. Seninle çalıştığım için çok mutluyum” demiş ve eklemiş “Ayrıca bunlar sana söylediğim ilk ve son nazik cümleler” diyerek rolünün hakkını set sonuna kadar vermiştir.
Aynı zamanda filmde Andrea karakterini canlandıran Anne Hathawey’in oyunculuğu da dikkat çeker. Son olarak filmde yan rolde de olsa Emily karakterini canlandıran Emily Blunt’ın performansı da çok konuşulmuştur. Orjinali Amerikan olan karakteri İngiliz aksanı ile canlandırmak isteyen Emily Blunt oldukça güzel bir oyunculuk sergileyerek eleştirmenlerden tam not almıştır.
Oyuncular(soldan sağa): Stanley Tucci, Meryl Streep, Adrian Grenier, Anne Hathaway, Emily Blunt ,Daniel Sunjata.
Film Müzikleri
1- Alanis Morissette - Crazy
3-Ve elbette filme her şeyiyle uyan ve adeta filmin özeti olan şarkı: Madonna-Vogue
Kaynaklar
https://www.vogue.fr/fashion-culture/article/the-devil-wears-prada-fun-facts-cult-movie
https://en.wikipedia.org/wiki/The_Devil_Wears_Prada_(film)
http://www.chasingthefrog.com/reelfaces/devilwearsprada.php
http://www.brandlifemag.com/gelmis-gecmis-en-unlu-moda-dergisi-editoru-anna-wintour/
BENZER YAZILAR
Gerçeğin Gerçekle Kurgulanması: Close Up
Gerçeğin gerçekle kurgulanmış hali olan Close Up filminin konusu ve incelenmesi.
Cherbourg Şemsiyeleri
Müzikal ve gerçekçiliğin unutulmaz bir yorumu.