İngiliz dilinin ve edebiyatının yapıtaşlarından William Shakespeare'in ölümsüz eseri Hamlet.

William Shakespeare Kimdir? Biyografi

İngiltere'nin ulusal şairi ve en iyi oyun yazarı olma ünvanına sahip William Shakespeare, asıl doğum tarihi bilinmese de 26 Nisan 1564 yılında Warwickshire İngiltere'de dünyaya geldi. Sekiz çocuklu bir aile olan, deri eşya tüccarı John Shakespeare ve zengin toprak sahibi bir çiftçinin kızı Mary Arden'in üçüncü çocuğu olarak doğan Shakespeare, söylentilere göre Elizabeth Çağı'nın ilkokullarda sağladığı yenilikler sayesinde Latince ağırlıklı eğitim sunan King's New School'da ilkokul eğitimine başladı. 18 yaşına geldiğinde 26 yaşındaki Anne Hathaway ile tanıştı ve evlendi. 6 ay sonra 26 Mayıs 1583'de kızları Susanna doğdu.

Yaklaşık iki sene sonra tekrar ebeveyn olan Shakespeare'in bu kez ikiz çocukları Hamnet ve Judith dünyaya geldi. Fakat 11 yaşına ulaşan Hamnet bilinmeyen bir nedenden ötürü yaşamını yitirdi. İkizlerin doğumunun ardından Londra'da tiyatro sahnesinin bir parçası olan Shakespeare için 1585-1592 yılları biyografi yazarlarınca "kayıp yıllar" olarak anılıyor. Pek çok kişi edebi yaşantısından evvel at bakıcılığı, deri ticareti ya da öğretmenlik yaptığını söylese de gerçek bulgulara asla ulaşılamadı.

Çeşitli bulgulara göre Londra'daki tiyatro kariyeri ilk olarak Robert Greene'in Groats-Worth of With eserinde Shakespeare'e atıfta bulunmasıyla kanıtlanıyor. Düşünülene göre Shakespeare o dönem çoktan yazarlığa başlamıştı. Emeklilik günlerini Stratfort'daki St. Helen Kilisesi'nde yaşayarak geçirdi ve 52 yaşında vefat etmeden önce ardında vasiyeti üzerine kızı Sussana'ya yüklü bir miras bıraktı. Bugün mezarı Stratford-upon-Avon'da yer almaktadır. 52 senelik yaşamına pek çok büyük dile çevrilmiş 154 sone, 38 oyun, 2 uzun hikaye sığdırdı. 

Hamlet Özeti ve Analizi

Shakespeare'in 1599 yılında yazdığı bir trajedi örneği olan Hamlet oyunu, yazarın oğlu Hamnet'in ölümünün ardından yaşadığı hüznü temsil ettiği söylenir. Oyunda vefat etmiş Danimarka Kralı'nın oğlu ve halefi olan Prens Hamlet, babasının ardından annesi Gertrude ile evlenen amcası Cladius'a kin gütmektedir. Aynı günlerde Norveç Prensi Fortinbras tarafından bir işgal beklenmektedir. Kraliyet sarayı Elsinore'da soğuk bir gece nöbet tutan askerler Kral Hamlet'in hayaletini görürler. Gördüklerini Prens Hamlet'in arkadaşı Horatio'ya anlatmaya çalıştıkları esnada hayalet tekrar belirir. Bunu duyan Hamlet de babasının hayaletini görmek için heveslenir. O gece Hamlet'e görünen hayalet, Cladius'un Kral Hamlet'in kulağına zehir damlatarak öldürdüğünü söyler.

Hayaletin güvenilirliğinden pek de emin olmayan Hamlet intikam alma kararı kılar. Fakat hareketleri yüzünden çok şüpheye sebep olan hamlet sahte bir cinnet geçirir. Cladius'ın danışmanlarından biri olan Polonius oğlu Laertes ve kızı Ophelia ile yaşamaktadır. Laertes'in Fransa'ya gittiği sürede Hamlet Ophelia'yı hiç rahat bırakmaz ve sürekli ona kur yapar. Abisi ve babası Hamlet konusunda Ophelia'yı uyarmaktadır çünkü gönül eğlendirdiğini düşünürler. Böylelikle Polonius Hamlet'in cinnet sebebini aşk sarhoşlığu olarak yorumlar. 

Ophelia&Hamlet

İntikam duygusuyla yanıp tutuşan Hamlet hayaletin söylediklerinden emin olmadığı için bir plan yapar. Elsinore'a gelecek olan oyuncu kumpanyasıyla sahnede babasının ölümünün canlandırıldığı bir oyun sunulmasını emreder. Böylelikle oyun esnasında atıflarda bulunarak amcasının tepkisini ölçecek ve suçlu ya da suçsuzluk durumunu gözetecektir. Olaylar Hamlet'in de düşündüğü gibi gerçekleşir ve oyunda cinayet kısmı sahnelendiğinde amcası salonu terkeder. Haklı çıkan Hamlet, öldürülme korkusu yaşayan amcası tarafından İngiltere'ye gönderilmeye karar verilir.

Annesi Hamlet'i konuşmak için yanına çağırır ve tartıştıkları esnada odada saklanan Polonius yanlışlıkla ses çıkarır. Hamlet onun Cladius olduğunu düşünür ve hışım ile Polonius'u bıçaklar. O anda beliren hayaleti yalnızca Hamlet görmektedir ve Gertrude oğlunun delirdiğini zanneder. Polonius'un cesedi Hamlet tarafından saklanırken kızı Ophelia babasının ölümüyle aklını yitirme noktasına gelir ve günlerini sokakta başıboş dolaşarak geçirir. Fransa'dan dönen Laertes babasının ölümü ve kızkardeşinin delirmesiyle Hamlet'e çok öfkelenir. Kumpas kuran Laertes bir düello düzenler. Amacı zehirli uca sahip kılıç ile Hamlet'i öldürmektir. Eğer başarılı olamazsa bu kez de zehir dolu bir şarap ile onu öldürme planı yapar. 

Lakin düello esnasında Gertrude tarafından gelen habere göre Ophelia kendini suda boğarak intihar etmiştir. Düello yarıda kesilir ve Ophelia'nın cenazesinin ardından Laertes Hamlet'i zehir sürülmüş aynı kılıç ile yaralasa da kendisi de aynı anda ölümcül bir yara alır. Gertrude ise zehirli şarabı içtiği için oracıkta ölür. Fakat ölüm anında Hamlet ile uzlaşan Laertes, Cladius'un cani planını açığa çıkarır. Hamlet de Cladius'u öldürmeyi başararak amacına ulaşır ve Fortinbrası'ı varisi ilan eder.

Çeşitli psikolojik analizlere ve özellikle erken yaşlarında Hamlet ile tanışan Sigmund Freud'a göre Hamlet annesine aşırı sevgiyle bağlı bir gençtir. Ölümüyle birlikte babasına beslediği nefret duygusu annesiyle evlenen amcasına geçmiştir. Kişisel egosunu nefret ile besleyen Hamlet hem kendisini hem de etrafındaki kişileri suçlamaktan da geri kalmamıştır. Acımasız karakterinin altındaki melankolik ve düşünceli tavırlar, Hamlet'in psikolojik terminolojide Ödipal Duygu olarak geçen çocukluk yıllarının kendi benliğini oluşturma, sinir harbi ve anneye düşkünlük özelliklerinin tekrar geri gelmesi olarak da görülüyor.

Bir başka bulguya göre ise Hamlet aslında Shakespeare'in iç dünyasının, psikolojisinin, felsefesinin ve hatta bastırdığı duygularının yansımasıdır. Gotik edebiyatının hayalet, intikam ve cinayet unsurları, 18. yüzyıl eleştirmenlerinin eserde Hamlet'in korkusuz, cesur prens sıfatlarına dikkat çekmesiyle adeta yeniden popülerleşti.

Hamlet ve Ophelia İlişkisi

Ophelia ve Hamlet ilişkisi incelendiğinde edebiyat ve tarih perspektifinden bambaşka yorumlar ortaya çıkmaktadır. Bir kadın karakter oluşturmak dönem açısından bakıldığında Shakespeare için çeşitli kısıtlayıcılıklar ve sınırlamalar teşkil ediyordu. Annesiz bir genç kız olan kırılgan Ophelia, kendisine kadın gözünden yol gösterecek kimseye sahip değildi. Çocuksu Ophelia'nın kalbi çoktan Hamlet'in yalandan verdiği sevgi sözlerini kabullenmiş olsa da, abisi ve babası onu koruma içgüdüsüyle yalnızca bir eş ya da anne olma yolunda ilerlemesini istiyordu.

Daha önceki sevgilisinin yaşattığı keder ve annesinin amcası ile olan evliliğinden dolayı Hamlet'in kadınlara olan bakış açısı epey değişmişti. Ophelia'ya aşk mektupları yazıp onu gerçekten sevdiği bilinse bile zaman zaman bunu inkar ettiği eserde görülmektedir. Orta Çağ'ın kadınlar üzerinde dayattığı baskı sorgulanamaz derecede olsa da Rönesans'ın romantik etkisi Ophelia'yı tesiri altına almıştı. Sürekli arada kalma duygusu yaşayan Ophelia'yı bu ikilem durumu deliliğe sürükledi. Kendi fikirlerinin neredeyse önemsiz sayıldığı ve erkeklerin onun dünyasını yönettiği dönemde masumiyetiyle birlikte kendisinin yaratmadığı hatalar genç kızın talihsiz sonunu getirdi.

Tiyatro ve Sinemada Hamlet İncelemesi

Shakespeare'in oyunu ile aynı adlı film Hamlet, ilk defa 1920 yılında Almanya'da Heinz Schall yönetmenliğinde çekildi. Başrolünü sessiz film oyuncusu Danimarka'lı Asta Nielsen'in canlandırdığı film, kadın olarak doğan Hamlet'in erkek kılığında kendi soyunu koruma çabalarını izleyiciye aktarıyor. Gerçek Hamlet'in öyküsüne pek bağlı kalmayan film Berlin'deki çekimlerinin ardından bir sene sonra Finlandiya'da seyirciyle buluştu.

Yıllar sonra tekrar çekilen ve yine aynı ismiyle sinemaya uyarlanan Hamlet'in, 1948'de Birleşik Krallık'da çekimlerini Laurence Olivier tarafından tamamladı. Başrollerde Laurence Olivier, Jean Simmons, Eileen Herlie olan Hamlet filmi, Academy Award For Best Picture ödülünü İngiltere'de ilk alan yapım oldu. 4 Oscar Ödülü alan Film ayrıca Olivier tarafından çekilmiş tek siyah beyaz film ve sinema tarihindeki en iyi Shekespeare uyarlaması olma özelliği taşıyor.

Daha önce tam 21 kez tekrar uyarlanan film son olarak 1996 yılında ABD ve Birleşik Krallık ortaklığı ile olay örgüsü hiç saptırılmadan sahnedeki haline sadık kalarak beyaz perdeye uyarlandı. Kenneth Branagh tarafından yazıp yönetilen filmin başrollerini gene Kennth Branagh ile birlikte Kate Winslet, Robin Williams, Richard Attenborough gibi tanınmış isimler paylaştı. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla uzanan oyun uyarlaması, Shakespeare'in de sahnede en uzun canlandırılan oyunu olması özelliğiyle sinemada da çoğu standart filmin aksine oldukça uzun bir yapımdır. 

400 yıllık geçmişi olan Hamlet oyunu, 1607'de Sierra Leone kıyılarındaki The Dragon isimli geminin kaptanının günlüğünde yazdığına göre, gemide bile defalarca sahnelenmişti. Çünkü bu oyun gemideki insanları uyumaktan ve aylaklıktan alıkoyuyordu. Popülaritesini hiç kaybetmeyen oyun Kral James ve Kral Charles'in önünde canlandırılmasının yanısıra Cambridge ve Oxford Üniversiteleri'nde defalarca sahneye aktarıldı. 

18. yüzyılda David Garrick, sahne performansı ile Hamlet'in babasının ölümüne dirayetli kalışını ve güçlü duygu durumunu canlandırarak natüralizm yoluyla izleyiciye melankolik prensin iç dünyasını tanıttı. 19. yüzyılın başlarında başarısını hala devam ettiren oyun, içerdiği argo dil ve siyasi duruş sebebiyle çeşitli kısıtlamalara maruz kaldı ve bazı sahneleri kesildi. Modern Hamlet uyarlamaları ise 1920 yılından itibaren ortaçağ kostüm, gelenek ve psikolojik normlarına sadık kalarak karakterlerin doğal arzularını ön plana çıkardı. Özellikle Ophelia'nın akıl sağlığını yitirmesinin, çevresindeki toksik maskülenliğin bir sonucu olan bastırılmış yoğun duygular nedeniyle meydana gelmesi, güçlü tasvirler çerçevesinde zekice ifade edildi. 

Kaynaklar; 

https://www.sparknotes.com/shakespeare/hamlet/character/ophelia/

https://tr.wikipedia.org/wiki/William_Shakespeare

https://tr.wikipedia.org/wiki/Hamlet

https://www.imdb.com/title/tt0116477/

https://www.imdb.com/title/tt0040416/?ref_=nv_sr_srsg_4


BENZER YAZILAR

Sebk-i Hindî üslubu nedir? Şair Nef‘î ve Nâ'ilî örnekleriyle Sebk-i Hindî üslubu

XVIII. Yüzyıl Şairlerinden Nef‘î ve Nâ'ilî örnekleriyle Bir Yüzyıla Damgasını Vuran Üslup “Sebk-i Hindî”

Tarihte Bilinen İlk Kitap Yakma Vakası

Konfüçyüs düşünce tarzını sansürlemek için Çin Hükümdarı Qin Shi Huang’ın, korkusundan tüm kitapları aleve verdiği M.Ö. 213-216 tarihli olay.


Paylaş