Öteki Ben Nedir?
Öteki benin, edebiyat içinde birçok farklı formu vardır, görünüş olarak benzeyen veya aynı olan ama bir noktada ayrışan iki insanı tarif edebileceği gibi, ruhsal bir hastalığın veya doğaüstünün yarattığı öteki ben nesnesi kişiden apayrı bir formda olabilir. Bir başka örnekse, Cervantes’in büyük yapıtı Don Quixote’de(Don Kişot) yer alan benliğin yitimidir. Bu yazımızda, benliğin yitimi örneğine uğranmayacaksa da ilk iki örnek Dr. Jekyll İle Bay Hyde ve Beyaz Kale romanları vasıtasıyla incelenecek.
Dr. Jekyll İle Bay Hyde
19. Yüzyıl, İngiltere edebiyatı için doğaötesinde bir fantastik ile tanışmanın zamanıdır. Elbette, Rönesans sonrası çeşitli fantastik eserler ortaya çıkmıştır, örneğin Shakespeare’deki büyü ve hayalet elementini böyle yorumlayabiliriz fakat ana akım sanayi çağı romanının farklılığı fantastiği doğadan, doğanın ötesine sürmesidir. Bunun iyi bir örneği olarak Frankenstein romanı alınabilir. Keza, Robert Louis Stevenson’ın eseri, Dr. Jekyll ile Bay Hyde, şehre sürülmüş doğa ötesinin iyi bir örneğidir. Konumuza dönecek olursak, Stevenson çifte kişilikli bir roman karakteri yaratarak ne anlatmak istemektedir? Elimizdeki bilgilere göre Stevenson, bu eserini yinelenen kâbuslarının bir sonucu olarak meydana getirmiştir. Bu kâbusları, aynı zamanda gizli arzular veya saklandığı yerden taşan karanlık duygular olarak yorumlayabiliriz. Kapitalizmin, yeni yeni filizlendiği 19. Yüzyıl, daha kapitalist kentleşmenin yarattığı şoku, nasıl frenleyeceğini bulamamıştır. Dolayısıyla, ayaklanma çağı ve duyguların kontrolsüz boşalımı modernist şehirleşme için bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Dr. Jekyll da karanlık tarafını Bay Hyde’a bırakmak ve bu duygulardan kurtulmak istemiştir. İşin özü, Stevenson’ın eseri bir toplumun yozlaşma öyküsü olarak okunabilir.
Beyaz Kale
Orhan Pamuk tarafından yazılan ve 1985 yılında yayınlanan Beyaz Kale romanı ise bambaşka bir derdi anlatmaktadır. Bu dert ise Doğu ve Batı medeniyetinin ilişkisidir. Buradaki öteki ben, fiziki bir aşırı benzeşme temasıyla beraber ilerlemektedir. Doğu medeniyetini temsilen, ilk başta oldukça mağrur fakat gittikçe bu mağrurluğunu, egosunu yitirecek bir ana karakterimiz vardır, Batı medeniyetinin temsilcisi ise sessiz fakat gizli bir üstten bakışın sahibi gibidir. Bu özellikler aslında bugünün Doğusu ve Batısıyla oldukça uyumludur. Gerçi Orhan Pamuk’un bu romanında özellikle, güncel bir politik meseleye parmak basmak gibi bir niyeti yoktur. Romanın bir başka değerlendirmeye alınması gereken yanıysa, dil yaratmak konusundaki takıntısız tavrıdır, illaki tarihi konuşma biçimini yakalamak için kendini zorlamayan bir eser vardır karşımızda. Elbette, unutulmaması gereken bir şey var ki dil konusunda böyle bir karar, uzmanlık gerektirir, Orhan Pamuk’ta ise bu uzmanlık var. Peki, Orhan Pamuk, doğu ve batı medeniyeti temsil etmesi adına niye iki farklı prototipten insanı bir araya öteki ben teması vasıtasıyla getirdi? Belki de medeniyetler arasındaki akışkanlığı göstermek istemiştir. Her ne olursa olsun, ortaya okunması gereken bir roman çıktığı kesin.
Sonuç
Öteki ben teması, tarihten bugüne kullanılan ve göz ardı edilmemesi gereken bir temadır.
Fotoğraf Kaynakları
3. Orhan Pamuk
Yazılı Kaynaklar
BENZER YAZILAR
Jack London’ın Yarı Oto-biyografik Romanı Martin Eden
Denizci bir genç olan Martin’in hayatındaki değişimleri ve dönüşümleri konu alan Jack London'ın yarı oto-biyografik romanı Martin Eden'i inceledik.
Edebiyat Festivalleri: Ubud Yazarlar ve Okurlar Festivali
Dünyadaki en önemli edebi küresel edebi etkinliklerden biri olan Ubud Festivali’nin ayrıntıları ve tarihçesi.