Siberpunk türünde romanın en önemli örneklerinden "Uzaktan Kumandalı Kız" incelemesi

1973'te yılında yayınlanan Uzaktan Kumandalı Kız bilimkurgunun siberpunk (siber çılgınlık) alt türünde yazılmış bir antikapitalist kısa roman. Bu kısacık roman ile James Tiptree Jr, Hugo En İyi Kısa Roman Ödülü’nü kazanmış ve romanı yayınlayışının üzerinden kırk küsur yıl geçmesine rağmen hala üstüne çokça konuşulup tartışılan konular hakkında büyük bir eser ortaya koymuştu.

Öncelikle Siberpunk nedir?

Siberpunk ya da Siber çılgınlık, "yüksek teknoloji, düşük yaşam" şeklinde özetlenen bir dünya şekli çizen bilimkurgu alt türü. Siberpunk, bilim ve teknolojinin çok ilerlediği, ancak insanların büyük kısmının yaşam kalitesinin çok düşük olduğu, bozulduğu, veya toplumsal düzenin radikal bir şekilde değiştiği bir dünya tasavvurudur.

Uzaktan Kumandalı Kız ve Siberpunk

Uzaktan Kumandalı Kız, tam olarak bu siberpunk dünyasında yer alan başarılı eserlerin arasında yer alıyor. Eserin önemi, siberpunk döneminin erken eserlerinden biri olmasından da kaynaklanıyor. Siberpunk dönemi 80’li yıllarda revaçta olsa da James Tiptree Jr. bunun da üstesinden gelmiş, oldukça başarılı bir şekilde geleceği resmetmiş, zenginlerle fakirler arasında ki devasa uçurumun teknolojik gelişmelere rağmen halen daha var olabilen kaotik ortamı yaratmıştır.

James Tiptree Jr.’ın Uzaktan Kumandasını Yöneten Kadın

James Tiptree Jr’ın gerçek bir bilimkurgu ustası olduğu yadsınamaz bir gerçek. Tiptree, döneme verdiği birçok eserle türde yerini sağlamlaştırmış ve tüm dünyada birçok övgü toplamıştı. Ama bu ismin en önemli özelliği, o dönemin eril yazar anlayışına büyük bir darbe vuracak olmasıydı. İşte bu darbenin başkahramanı Alice Bradley Sheldon, James Tiptree Jr.’ın uzaktan kumandasının arkasındaki kadından başkası değildi! 

Alice Bradley Sheldon “kadından bilimkurgu yazarı olmaz” denilen bu dönemde, James Tiptree Jr. mahlasını kullanmış, kadın ile erkek üslubu arasında gezinmiş, onu yok saymış ve tüm dünyaya da aksi bir tez olabileceğini kanıtlamıştı. Güçlü bir kadın figürü olarak sonrasında birçok kadın yazara da ışık olmuştu. Mektup arkadaşı usta yazar Ursula K. Le Guin dahi onun kadın olduğunu çok sonralarda öğrenmiş ve onun için şu kelimeleri kullanmıştı:

"Tiptree, yazıda ve üslupta "erkek" ile "kadın"ın ne olduğunu belirleyen sınırları yerle bir etti"

Bu Kitapta Ürün Yerleştirmeler Vardır

 

Reklamlar yasak o halde neden ürünlerimizi tanıtan ikonlar yaratıp, onları tanrılaştırmayalım ki?

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Tiptree hikayeyi oldukça agresif, ve müdahaleci bir tarzda yazıyor, ve sanki okuyucuyu yakasından tutup yüzüne bağırıyor , “Dinleyin, zombiler. İnanın bana. Size söyleyeceğim şeyler var… Siz aptal kuklalar, öyle isterdim ki size bir şeyler göstermeyi.” diyor ve okuyucuya direkt olarak zombi diye seslenerek romanına başlıyor. Böyle de uğurluyor. 

Uzaktan Kumandalı Kız, yazarın da söylediği gibi korkunç görünümlü, yalnız bir kadın olan P. Burke hakkında:

"O dünyanın en çirkinlerinden biri… Hipofiz bozukluğu abidesi adeta. Hiçbir cerrah elini sürmez ona. Gülümsediğinde, - yarısı mosmor – çenesi sol gözünü ısırmaya çalışır gibi kapanıyor. Ayrıca oldukça genç, ama kimin umurunda?’’

Arka kapak yazısından

"Reklamların yasaklandığı bir distopyada şirketler bu durumla baş etmek için birtakım yöntemler geliştirmişlerdir. Bunlar sonucunda tek görevleri alışveriş yaparken görüntülenip sübliminal reklamların bir parçası olmak olan popüler kültür ikonları – yani yakın geleceğin tanrıları ortaya çıkmıştır.

Hastalığından dolayı fiziksel olarak çirkin olan P.Burke beklemediği bir anda hayatının fırsatıyla karşılaşır. Elinde artık bir tanrı olma fırsatı vardır, hem de insan elinin ürettiği en güzel canlılardan biri olarak, Delphi olarak.

Kilometrelerce öteden Burke’ün kontrollüyle dünyayı sarsmaya başlayan Delphi şöhret basamaklarını tırmanırken Burke de yaşam amacını bulmuş gibidir. Ta ki sahte bedenini fazla benimseyip aşık olana dek.’’ 

İnsanı insan yapan bilinci midir? Ruh mu bedene hapistir yoksa beden mi ruha?

Uzaktan Kumanadalı Kız, hayallerin yeniden bedenlenme süreci.

-İthaki Bilimkurgu Klasikleri Arka Kapak Yazısı

Feminizm, Anti-Kapitalizm ve Siberpunk hakkında

-Reklamlar yoksa, tanrılarımız var! 

(Ne kadar da çirkin bir kıyafet bu? Neden Delphi’nin kıyafetlerinden satın almıyorsun?)

Sosyal medya ünlüleri çoktan hayatımızın bir parçası haline geldi bile. Sevsek de, sevmesek de bilgisayarlarda, televizyonlarda, telefonlarda, hatta sinemada bile onlarla karşılaşıyoruz. Onların hayatlarını izliyor, onlar gibi yaşamaya çalışıyoruz. Dolaplarını dolaplarımız yapıyor, yedikleri yemekleri menülerimiz haline getiriyoruz. Koca bir reklam sektörü değil mi? 

İşte yazar da yıllar öncesinde tüm bunları bir kahin gibi bizlere sunuyor. Yarattığı evrende aslında günümüzde çokta şaşırtıcı olmayan "Influencer" kültürünü tahmin ediyor ve korkutucu bir şekilde yüzümüze çarpıyor. Diğer bir yandan reklam kültürü devlet tarafından yasaklanmış olsa dahi insanın yine bir yolunu bulup, yasakları delme isteklerini ve bunun için bu insanların ellerinin altında duran "kendini sevmeyen bir kadını" ne denli kullanabileceklerini gösteriyor. Toplum tarafından aşağılanan, sevilmeyen ve korkunç bulunan bir kadın intihara itiliyor ve bunu bile başaramadın nidalarıyla karşılaşıyor. Üstüne üstlük hep o ayıla bayıla izlediği kültür ikonlarınına dönüşme şansı var. Daha doğrusu onlardan birini yönetebilme şansı. Ne kadar da geleceğe dair bir ağıt değil mi? 

Özetle,

Kitap kısacık hacmine rağmen, dikkatli okuyucuya satır aralarında muhteşem detaylar sunuyor ve asla okuyucuya saldırmaktan vazgeçmiyor. Bir de hepimizin kölesi haline geldiği sosyal medya adlı tanrıya dair bilmeden de olsa muhteşem bir hiciv ziyafeti sunuyor. Yani okuyun, okutturun zombiler. 

Güçlü kalın ya da boşverin şimdi güçlü kalmayı, bomboş yaşayın işte.

https://www.depauw.edu/sfs/review_essays/hollinger90.htm

http://speculiction.blogspot.com/2013/12/review-of-girl-who-was-plugged-in-by.html


BENZER YAZILAR

5 Atasözü ve Deyimin Ortaya Çıkış Hikayeleri

Günlük hayatta sıkça kullanılan atasözleri ve deyimlerden birkaçının ortaya çıkış hikayeleri.

İnsanlıktan Düşmek, Shakespeare, Kafka ve Haldun Taner’de İnsan Problemi

Bu yazıda insan olmayı bir problem olarak irdeleyen kimi metinler incelenecek.


Paylaş