Scarlett Johansson'ın, kurbanlarının derilerini çalmak üzere Dünya'ya inmiş bir uzaylıyı canlandırdığı; toplum ve kadın üzerine sembolizmleriyle öne çıkan; gizem, dram, bilim kurgu türündeki yapımın incelemesi.

Michel Faber'in aynı isimli romanından uyarlanan "Under the Skin: Derinin Altında", izleyiciye alışagelmedik bir hikayeyle geliyor. İnsan dünyasına adım atmış ve aralarına karışarak onları tuzağa düşüren bir avcı... Özenle giyilmiş derilerin altında gerçek kimliğini gizleyen bir uzaylı... Duyguları ve arzuları manipüle ederek istediğini elde etmeye odaklanmış taştan ve soğuk bir beden... Michel Faber'in kaleminden çıkan ve Jonathan Glazer, Scarlet Johannson gibi isimlerin hayat verdiği bu sıradışı film; izleyicisine açılışında sunmuş olduğu tüm tanımlamaları yıkarak sorgulayıcı, merak uyandıran ve gizem dolu bir anlatım ortaya koyuyor. 

Under The Skin: Derinin Altında (2013)

Tür: Dram, Bilim Kurgu, Gerilim, Gizem

Yönetmen: Jonathan Glazer

Senaryo: Jonathan Glazer, Walter Campbell, Michel Faber

Romanın Yazarı: Michel Faber

Müzik: Mica Levi

Oyuncular: Scarlett Johansson, Jeremy McWilliams, Linsley Taylor MacKay

Süre: 108 dk

Aldığı ödüller: Alexander Korda En İyi İngiliz Filmi ve En İyi Orijinal Müzik dallarında 2 BAFTA ödülü adaylığı başta olmak üzere toplam 23 Ödül ve 111 adaylık. BBC'nin 2016 yılında yayınlanan "21. Yüzyılın En İyi 100 Filmi" listesinde 61. sırada yer almakta.

Puanlar:

Imdb: 6.3/10

Rotten Tomatoes: %84

Letterboxd: 3.6/5

Under The Skin Filminin Fragmanı:

Under The Skin Filminin Konusu

İnsan bir kadın görüntüsünde, derilerini çalmak için avlayacak erkek kurbanlarını arayarak İskoçya sokaklarında gezen bir uzaylı; zaman içerisinde ziyaret ettiği bu gezegenden fazlasını öğrenmeye ve kendini yeniden keşfetmeye başlar. Hiçbir empati ve yakınlık hissetmeden aralarına karıştığı bu türden giderek etkilenen "uzaylı";  insanlaşmaya, yeni bağlar kurmaya, hissetmeye ve öğrenmeye başlar. Bunun bedeli olarak ise bir zamanlar avcı olarak korku saldığı bu topluluğun karanlık yüzüyle tanışarak bir av haline gelir.

Under The Skin Filminde Neler Sembolize Ediliyor?

Görsellerin Gücü

Yönetmen Jonathan Blazer, sessiz filmlere ve görsellerin gücüne daha bağlı hissettiğini söyler ve "Under The Skin" filminde de gördüğümüz bu anlatımı şu sözleriyle açıklar: "Görsellerin zekanın ötesine geçip, onları daha derinden gözlemlememizi sağlıyor oluşuna hayranım.Görseller rahatsız ediciyse ve bu hikayeye çekiliyor, hikayeye bu görsellerle devam ediyorsak; bu, çok sıradışı bir tecrübe olabilir.". Bu ifadenin paralelinde "Under the Skin", karşımıza çoğu zaman sessizlikle doldurulan, diyalogları bakışlardan dinlediğimiz, duyguları ise yüzlerden okuduğumuz görsel bir anlatımla çıkar. 

Filmin ilk yarısı Johansson'ın hayat verdiği uzaylının görevi olan rutinini izlemekle geçer, ikinci yarı ise Blazer'ın deyimiyle "romantik bir trajedi" ye döner. Uzaylının yaşadığı dönüşüm ve keşfettiği dünya, bize sisler ve yeşil ormanlar içerisinde; dışlanan ve avlananlar, buğulu pencerelerden bakan bir çift gözle; yalnızlık, karanlık bir suya çaresiz bir ölüm yürüyüşle anlatılır.

Neden Bir Uzaylının Gözünden? 

Film, izleyicisini; insanlığın içinde doğup alışageldiğimiz, belki de görmezden geldiğimiz aydınlık ve karanlık yüzlerini yeni baştan keşfetmeye itiyor. Bunu en iyi tecrübe etmenin yolunu; bizden ve toplumdan çok uzak, empati kuramadığımız bir "uzaylının" yolculuğuna ortak oluşumuzla yakalamayı amaçlıyor.  Uzaylı, toplumun hakim süren anlayışlarıyla tanışarak uyum sağlayıp, "onlardan biri" haline geldikçe; izleyici, toplumda ayrı tutulan, yalnızlığa itilen, dışlanmış olan "aramızdaki uzaylılarla" tanışıyor... Uzaylının insanlığa olan her ileri adımı, bizlerin bir geri adım atmasını sağlıyor.

Filmde "sis" olgusu çok sık kullanılıyor. Sis, izleyici ve uzaylı üzerinden iki şekilde resmediliyor. İzleyici için; bir "uzaylının" gözünden çekilen insanlık ve toplum resmi; etrafımıza sardığımız sisi kaldırarak duyarsızlaştığımız düzenin daha net bir fotoğrafını sunuyor. Diğer taraftan uzaylı giderek insanlaşmaya başladığında, filmin en başında gömülü olduğu sis perdesinden çıkıyor ve yaşamla özdeşleşmeye başlıyor. Bu nedenle ilk yarıda sık gördüğümüz, uzaylıyla özdeşleşen sis yerine; filmin ikinci yarısında, doğa içinde olan çekimleri daha çok görüyoruz.

Derinin Altında: Toplumda Kadın Bedeni

Tüm kurbanların arasında uzaylının ilk kurbanı bir yönüyle dikkatimizi çeker: kadın olmasıyla. Erkekleri avlamakla görevlendirilmiş ana karakter, bunu yapmanın en iyi yolunu kendini bir kadın derisi ile örtmekte bulur. Blazer'ın anlatımında uzaylı, büründüğü deriye yabancı ve uzaktır; derisi, kurbanlarını çağırmak için kullandığı cinsellik odaklı bir silah, objedir. Başkalarının gözleri, arzuları için vardır. Kendine ait değildir. 

Uzaylının değişimi, sarmalanmış olduğu "derisini" tanıyıp, sahiplenmeye başlamasıyla gerçekleşir. "Kendi derisinde rahat hissedip" bağ kurmaya başladıkça duyguları, merakı, kişiliği ön plana çıkmaya başlar. Uzaylının "Laura" ismini verdiği kostümü bir deri değil, bedeni ve benliği olur. Laura artık bir obje değil, bir insan haline gelir. 

Laura'nın yaşadıkları, yetişkin dünyaya yeni adımlar atan ve toplumdaki yerini bulmaya çalışan genç kadınları da sembolize eder. Meraklıdır, öğrenmeye açtır; fakat kimliğini ve bedenini kendisinden beklenenlerle benliği arasında bir çatışma içerisinde bulur. Bedenini ve cinselliğini tanıyarak sahiplenmesi, onu bir "insan" olarak yaşamak istediği dünyada av haline getirir. Laura, derisinin ve benliğinin hakimiyeti için mücadele etmek zorunda kalır. Sahip olduğu görüntüsü uğruna, düşman eller tarafından yırtılan derisi ve açığa çıkan karanlık bedeni; elinden parçalanarak alınmak istenen insanlığın ve geride bırakılan boşluğun sembolüdür.

Aramızdaki Uzaylılar

Uzaylının avlarını çekerken en büyük avantajı, onların yalnızlıkları ve obsesyonları olur. Kimi kurban önlerinde duran "kadın" derisinden başka bir şeyi umursamaz ve hedeflerindeki o objeye ulaşma pahasına önlerinde serili ölüm suyunu bile göremezler. Kimisi ise kolay av olur, çünkü toplum tarafından "uzaylı" olmaya itelenmiş "yalnız"lardır ve bir kabulleniş umuduyla onları yutacak olan karanlık suya kendi adımlarıyla gömülürler.

Toplumun bu "uzaylıları", yabancılaştırdıkları; yüz deformasyonlu bir adamla temsil edilir. Toplumun "uzaylılarına" yaşlılar ve çocuklar da dahildir, olan biteni bir pencere ardından izlemekle kalırlar. Bu yüzden filmde ana karakteri sürekli takip eden ve sadece kendisi gibi bir uzaylı olduğu için görebildiği "motosikletliyi", toplumun bu uzaylılarının da görebildiğini fark ederiz. 

Empati, Korku ve Nefret

Zenofobi (Xenophobia) olarak isimlendirilen olgu dilimizde en basit tabiriyle "yabancı düşmalığı" karşılığını alır. Bilimkurgu filmlerinde sık sık dünya dışı varlıklara duyulan korku şeklinde karşımıza çıksa da; görünüş, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği üzerine toplum normları dışında tutulan ya da kültür çatışması ile farklılaştırılan her gruba duyulan fobi anlamı da kazandırılır. "Under The Skin", zenofobiyi temeline yerleştirir.

Yüz deformeli bir adamı toplumun dışına ve karanlığa, gölgelerde saklanmaya iten şey görünümünün "farklı" olmasıdır. İnsanoğlu; farklı olandan ve bilinmeyenden korkar, uzaklaşır ve kimi zaman mevcut düzenin kurguladığı normlara uymayanlara nefret duyar. İnsanlarla bir uzaylı olarak ilk kez iletişime geçen Laura; bu "yabancıları" merak eder, kendi türünden çok farklı olan bu türün yaşamını, düşüncelerini, duygularını keşfetmeye çalışır ve zamanla bu "yabancılarla" empati kurmayı öğrenir. Laura'nın "güzel kadın" derisine çekilen insan ise derisinin altındaki gerçek kişiliği keşfettiğinde başta ondan korkar ve kaçar. Fakat görmek istediğiyle uyuşmayan gerçek, insanı düşmanlığa ve nefrete iter. Onu yok etmek ister. Laura'nın insanlığa duymuş olduğu güven, kendi ölüm fermanı olur.

Under The Skin Filminin Müzikleri

Under The Skin Filminin İzleyici Yorumları

10/10 - Gerçekten derinizin altına işleyen takdire şayan bir film. Filmin kimi insanı neden içine çektiği, kimini ise neden uzaklaştırdığı anlaşılıyor. Her iki durumda da izlenmesi gereken, unutulması zor bir tecrübe.

 8/10 - Verdiği "arthouse" hissiyatıyla, film çok alışılmamış ve rahatsız edici bir şey sunuyor. Aksiyon ya da korku bekliyorsanız, hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Cesur ve soluk çevre, acımasız gerçekliğin ve gölgelenmiş kabusların karışımı gibi hissettiriyor. Bazen uyanmak istediğiniz sürreal bir kabus gibi, ama bağımlı olduğunuz ve devam etmeye engel olamadığınız...

7/10 - Filmin size ne olduğunu anlatmasını beklemek yerine, ne olduğuna dikkatinizi vermeye çalışın. Filmin dahiyane tarafı diyaloga çok yer vermeden bir hikaye anlatıyor olması. Ana karakterin yaptıklarının ardındaki amacı düşünün, hikaye kendini anlatacaktır. 

5/10 - Kötü değil fakat herkese göre değil. Film; tonu, anlatışın önüne koyan bir yapım. Scarlett Johansson'ın oyunculuğu, verilen az diyaloğa rağmen takdir edilesi. Sinematografisi harika fakat hikayeden daha çok şey beklerdim.

3/10 -  Film yavaş ve açıklamalara pek yer yok.

1/10 - Uzun sahneler ve uzun sessizlikler...

Under The Skin Filmi Hakkında Bunları Biliyor Muydunuz?

Yönetmen Blazer bu filmin yapımının 10 yıl sürdüğünü söyler. Bu süreç boyunca birçok ünlü isim projeye dahil olup ayrılır. Blazer'ın kendi deyimiyle, yönetmen büyüdükçe hikaye de onunla birlikte değişir ve olgunlaşır.

Scarlett Johansson tarafından araca alınan adamlar oyuncu değillerdi, arabaya gizli kameralar yerleştirilmişti ve adamlara her şeyin bir film için olduğu sonradan söylendi. Sahneler sırasında Johansson'ın koruması başka bir araçla minibüsü takip ediyordu.

Jonathan, Glazer neurofibromatosis rahatsızlığı olan karakter için makyaj kullanmak istememiş. Prodüksiyon ekibinin, yüz deformesi olan insanlar için bir yardım kuruluşu olan "Changing Faces(Değişen Yüzler)" ile irtibata geçmesiyle rol Adam Pearson'a verilmiş. 

Filmin ilk "gerçek" diyaloğu, filmin 13. dakikasında başlar.  

Scarlett Johansson film kariyerinde ilk çıplak sahnelerini bu film için çekmiş. Bu karar için uzun süre düşünerek, karakterin hikayesinin bir parçası olduğu için fedakarlık yapması gereken bir adım olduğuna inanarak kabul etmiş.

Kaynaklar

https://www.imdb.com/title/tt1441395/

https://collider.com/under-the-skin-ending-explained-scarlett-johansson/

https://www.youtube.com/watch?v=hZUvIfXKVVc

https://www.rogerebert.com/interviews/jonathan-glazer-talks-about-under-the-skin

https://www.esquire.com/uk/culture/news/a5923/jonathan-glazer/

https://screencrush.com/reel-women-under-the-skin/

https://en.wikipedia.org/wiki/Xenophobia

 

 


BENZER YAZILAR

Murat Uğurlu ile "Kısa Film"

Konuğumuz yazar ve yönetmen Murat Uğurlu ile kısa filmler ve kendi yapımları üzerine sohbet ettik. 

Honeyland: Bal Ülkesi

Bal Ülkesi güçlü bir kadın karakterini hayatın en içinden, gerçeklerle harmanlanarak seyirciye sunmuş başarılı belgeselin konusu ve ayrıntıları. ''Yarı Sana, Yarı Bana''


Paylaş