Yirmili yaşlarda bir genç kadının kendini bulma çabasını, bir prolog, 12 bölüm ve bir epilog olarak parçalı bir yapıda anlatan Dünyanın En Kötü İnsanı filminin konusu ve incelemesi.

Dünyanın En Kötü İnsanı, yirmili yaşlarda bir kadının kendini bulma çabasının alışılmadık bir dilde anlatıldığı, Oslo Üçlemesi'nin son filmi olma özelliğini taşıyan, 2021 yapımı bir romantik/dram filmidir.

Yönetmenliğini Joachim Trier’in yaptığı Dünyanın En Kötü İnsanı filminin aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir;

1-Lumiere Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Yapım Ödülü

2-Sevilla Film Festivali’nde Seyirci Ödülü

3-Valladolid Film Festivali’nde Gençlik Jüri Ödülü,Altın Blogos Ödülü, En İyi Film Ödülü

4-Vancouver Film Eleştirmenliği Birliği Ödülleri’nde, Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü

5-ABD Ulusal Film Eleştirmenleri Derneği Ödülleri’nde En İyi Yardımcı Oyuncu Ödülü

6-Stockholm Film Festivali’nde Seyirci Ödülü

7-Chicago Film Festivali’nde En İyi Sinematografi Ödülü

8-Vancouver Film Festivali’nde Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü

9-New York Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü

10-National Board of Review Ödülleri'nde En İyi 5 Yabancı Film Dalında Ödül

11-Cannes Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü almıştır.

Dünyanın En Kötü İnsanı Fragman

Bu yazıda, IMDb puanı 7,9/10 olan Dünyanın En Kötü İnsanı filminin konusuna değinilerek, genel film incelemesi yapılacaktır.

Dünyanın En Kötü İnsanı Konusu

Dünyanın En Kötü İnsanı, yirmili yaşlarda Julie’nin hayatına odaklanıyor. Yakında 30 yaşında olacak olan Julie'nin hayatı pek yolunda gitmemektedir. Tıp öğrencisidir fakat tıp okumak istemediğine karar verir. İnsanların ruhunu anlamak istediğini söyleyerek psikoloji okumaya karar verir. Ancak bir süre sonra psikolojinin de kendisine göre olmadığına karar vererek asıl istediğinin fotoğrafçı olmak olduğunu düşünür. Bunu annesine söyler ve her fikirde onu destekleyen annesi bunu da destekler.

Fotoğrafçı olmaya başladığı sürede 45 yaşındaki çizgi roman yazarı Aksel ile tanışır. Onunla aşk yaşamaya başlar ve birlikte yaşarlar. Julie, bir süre sonra o ilişkide, kendisinin değil Aksel’in hayatını yaşadığını hisseder. Ailesinin beklentileri ve Aksel'in çocuk istemesi Julie’ya ağır gelir ve daha kendini bulamadığını düşünerek Aksel’den ayrılmak ister. Ayrılmadan önce tanıştığı, genç ve yakışıklı Eivind ilgisini çekmeye başlar. Sürekli değişen hayallerine rağmen bu sefer kendini bulduğunu hisseder. Ancak hala tam oturmamış bir şeyler vardır ve her şey bambaşka bir hal alır.

Dünyanın En Kötü İnsanı Filmi Oyuncuları

Bir prolog, 12 bölüm ve bir epilogdan oluşan Dünyanın En Kötü Filminin oyuncu kadrosunda Renate Reinsve, Anders Danielsen Lie ve Herbert Nordrum gibi isimler yer alıyor. Renate Reinsve, Julie rolünde seyirci karşısına çıkarken, Anders Danielsen Lie Aksel rolünde, Herbert Nordrum ise Eivind rolünde seyirci karşısına çıkar.

Dünyanın En Kötü İnsanı Film İncelemesi

Romantik komedi sayılabilecek ancak bütün romantik komedi klişelerinden uzak bir romantik/dram filmi olan Dünyanın En Kötü insanı, yirmili yaşlarda, otuzuna çok az kalmış bir genç kızın kendini bulma sürecini yansıtır. Julie, ne olmak istediğini bilmeyen, nasıl bir aşk yaşamak istediğini bilmeyen, kısacası sürekli değişen hayallerinin peşinde koşan parçalı bir yapıya sahip karakter olarak karşımıza çıkar.

Filmin bir prolog, 12 bölüm ve bir epilog olarak parçalı bir yapıda olması, ana karakterin parçalı yapısıyla uyumlu haldedir. Gelgitli ruh hallerinin her bölüme yayıldığı bu filmde, adeta yeni kuşağın hiç bitmeyen tatminsizliklerini görürüz. Belirli olmayan bir hedefin peşinde koşan, hiçbir şeyden tatmin olmayan ve sürekli değişkenlik gösteren gelgitli ruh hallerine sahip olan yeni kuşak, adete Julie ile bütünleşmiş ve onun bir yansıması olarak durmaktadır. Sürekli arayış içindedir ve kariyer hayatında da aşk hayatında da bağlılık göstermez.

Aksel ise 45 yaşındadır ve Julie’nin aksine ne istediğini bilen ve sağlam duruşu olan bir yapısı vardır. Yapmak istedikleri süreklilik gösterir ve değişken bir halde değildir. Yani bir kuşak öncesinin temsili olarak karşımızdadır.

Julie, önce tıp öğrencisidir. Sonrasında psikoloji okumak ister. Daha sonra fotoğrafçı olmak istediğine karar verir. Olan ilişkisinden ayrılır ve Aksel ile yeni bir ilişkiye başlar. Ancak Aksel’in çocuk istemesi ve ailesinin beklentileri Julie’yi boğmaya başlar. Bu yüzden oradan kaçmak istemektedir. Eivind ile tanışması tamamen tesadüf gibi görünse de aslında hayatta her şey kendi zamanını beklemektedir. Eivind, Julie’nin hayatını bambaşka bir boyuta sürüklerken, Julie sürüklenmeye hazır mıdır bilinmez. Her yaptığı harekette, ayrılma kararında, kariyer hayatında yön değiştirmesinde kendini dünyanın en kötü insanı gibi hisseder. Oysa ki sadece kendini bulmaya çalışan genç bir kadındır.

Eivind ile ilişkisinde hamile olduğunu öğrendiği an ile Aksel’in kanser olduğunu ve ölmek üzere olduğunu öğrenmesi birbirine denk gelen zamanlarda olmaktadır. Julie, Aksel’i bırakmıştır ve Aksel’le birlikteyken çocuk konusunu sorun ederken, Eivind ile bebek beklemektedir. Aksel’in hastalığı ve bu bebek, onu yine dünyanın en kötü insanı olarak hissettirir ve vicdan mahkemesini aşmakta güçlük çeker.

Bebeği doğurup doğurmamak konusunda kararsızdır. Eivind’e bunu düşünmek istediğini söylediğinde, Julie’nin kaçmakta olduğunu hissederiz. Çünkü, karşımızda atacağı bir sonraki adımı tam olarak düşünemeyen değişken bir karakter vardır. Filmin sonlarına doğru, Eivind’i başka bir kadınla ve kucağında bir bebekle görürüz. Julie ise hayatına fotoğrafçı olarak devam etmektedir. Bundan sonra bir adımı olacak mı, yoksa değişken karakterimiz sakinleşti mi bilemiyoruz. Filmde süreklilik gösterdiği tek şey fotoğrafçılıktır. Peki, yaptığı seçimler onu dünyanın en kötü insanı yapar mı?

Dünyanın En Kötü İnsanı İzleyici Yorumları

Filmin bütünsel yapısı, karakterlerin duygularıyla iç içe ilerlemektedir. Filmi izlerken melankoliyi derinliklerinize kadar hissediyorsunuz. Aynı zamanda Julie ile beraber gülümsediğiniz anlar oluyor. Kısacası bir kendini bulma yolculuğunda, Julie'ya yol arkadaşı oluyorsunuz. Yönetmen, sizin filmi izleyen bir kişi olmadığınızı, filmin içinde olduğunuzu defalarca hatırlatıyor.

Aşağıda, IMDb'den alınmış izleyici yorumları mevcuttur;

‘’Bir yük treninin çarpması gibi!''

‘’Cannes ödüllü oyuncu performansıyla etkileyici dram.’’

‘’Modern toplumda erdem arayışı!''

Sonuç Olarak;

Yönetmen Oslo Üçlemesinin son filmi olan Dünyanın En Kötü İnsanı ile, tek karakter üzerinden yola çıkarak hepimizden bir iz bırakmıştır. Film sonunda şunları sormak gerekiyor;

‘’Hayatta yaptığımız seçimler, hayatın hangi evresinde olursak olalım, bizi dünyanın en kötü insanı mı yapar?’’

‘’Dünyanın en kötü insanı olmak bu kadar kolay bir şey midir?’’

‘’Kendimizi bulmaya çalıştığımız süreçte yaptığımız seçimler, bizi nasıl dünyanın en kötü insanı yapabilir?’’


BENZER YAZILAR

Kış Uykusu

Nuri Bilge Ceylan sinematografisinin ışığında bir "Aydın"ın yaşadığı coğrafyayla olan kavgasının ve özel yaşamındaki hesaplaşmalarının öyküsü.

Marvel Sinematik Evreni Geri Döndü: Black Widow

2 yıllık bir aradan sonra Marvel Sinematik Evreni beyaz perdeye geri döndü. Scarlet Johansson’ın başrolünü oynadığı, Marvel’ın 4. fazını başlatan Black Widow filmi neyi anlatıyor ve tüm bunlar MCU’nun geleceği için ne anlam ifade ediyor?


Paylaş