Michelangelo kimdir, Sistine Şapeli'nde yer alan Adem'in Yaratılışı Freski hakkında bilgiler.

Michelangelo kimdir?

6 Mart 1475’de Floransa’da dünyaya gelen Michelangelo (Michelangelo di Lodovico Buonatti Simoni) sütannesinin eşinin bir heykeltıraş olmasından ötürü çok küçük yaşlardan itibaren heykel yapımında kullanılan malzemeler ile içli dışlı oldu. Onlarla oyun oynayıp orada heykel sanatına aşina oldu.

Michelangelo ve heykel

Yetişkin olduğunda da heykele olan ilgisinin hep buradan kaynaklandığını söyler.  Michelangelo’nun heykele olan bağlılığı ve ilgisinden dolayı babası onu Rönesans Dönemi’nin en bilindik sanatçılarından biri olan Domenico Ghirdaio’nun yanına gönderdi. Ghirdaio bir ressamdı ve Michelangelo da burada resim ve fresk sanatlarını öğrendi. Ama Michelangelo kendini resim sanatından ziyade heykel sanatına ait hissediyordu ve bu yönde ilerlemek istiyordu.

Ömrü boyunca da her ne kadar isteksiz bir şekilde resim ve fresk yapsa da kendini her zaman “Ben heykeltıraşım, ressam değilim.” diye tanımlardı.

Michelangelo’nun bu isteksizliğini şiirinde de görmekteyiz “Giovanni, sen savun bundan sonra / resim sanatını ve onurumu benim / burada halim iyi değil, ressam da değilim.”  Bize de buna saygı duymak ve onu böyle anmak düşer.

Şu an dahi gündemden düşmeyen ve popülerliğini hala koruyan David, Musa’nın Hükmü ve Pieta gibi yüzlerce heykeli mevcut. Büyük bir aşk ve itina ile adeta okşardı mermerleri bu heykellerde. “Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğe kavuşturuncaya dek oydum.” Sözünde de heykeli ne kadar sevdiğini görmekteyiz.

Neden Anatomi?

Michelangelo aynı zamanda bir anatomi ustasıydı. Anatomiye olan ilgisi henüz bir gençken halka açık otopsi şeklindeki anatomi çalışmalarına katılması ile başlamıştır. Bu çalışmalar esnasında birçok resim çizmiştir ve daha sonralarda ise kadavralar üzerinde çalıştığı bilinmektedir.

Sanat ve anatomi nasıl ilişkilendirilir diye içinizden soruyorsanız Michelangelo’nun heykellerindeki ve Adem’in Yaratılışı freskindeki ince detaylara göz atabilirsiniz. Michelangelo kas ve kemik sistemlerini çok iyi bilirdi. İnsanın duruş şekline göre hangi kasların çalıştığı hangi yöne durduğu hangi pozlama ile işleyeceğini daima bilir ve ona göre sanatını icra ederdi.

Michelangelo’nun bu anatomi bilgisi eserlerine muazzam bir şekilde yansıtılmıştır. Gerek gözle görülür detaylar gerekse resmin arka planlarında verilmek istenen mesajlar esere incelikle yerleştirilmiştir.

Sistine Şapeli ve Michelangelo

Michelangelo her ne kadar dine ve kiliseye pek de bağlı olmayan biri olsa da Papa II. Julius’un ısrarlı talebi üzerine Sistin Şapeli'nin tavanına Eski Ahitten 9 ayrı sahneyi betimlemeyerek adeta bir fresk cenneti haline getirmiştir. 

Freskler:

Bu freskler Hristiyanlığın kutsal kitabı olan Kitab-ı Mukaddes'te yer alan Yaratılış (Tekvin) bölümünden betimlenmiştir.  “Tanrı, Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım. dedi. Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun. Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı’nın suretinde yarattı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı.” Ayetleri bu fresklerin ana temasıdır.

Michelangelo Sistin Şapeli'ni Nasıl Yaptı?

Michelangelo Papa II. Julius’un talebi üzerine Sistin Şapeli'nde tavandaki 9 ayrı freski yaparken yalnız olmayı istedi yanındakileri gönderdi ve hatta kiliseyi kapatıp kapıyı kilitledi. Kilise ortasına yüksek iskeleler kuruldu ve tepesine çıkıp resimlere başladı.

Fresk tekniklerinin gerektirdiği özellikler ve freski yapmak çok zordur. Boyayı duvara uygularken duvarın ıslak olması çok önemlidir. Onun yanı sıra kilise tavanına yaptığı için pek de konforlu ve rahat bir alan söz konusu olamıyordu, çalışmalarını hep iskeleye sırtüstü uzanıp yapardı ve bunun getirdiği sağlık sorunları elbette oldu şapeldeki görevi bittiğinde sırtında ve gözünde hasarlar oluştu.

Adem'in Yaratılışı Freski

Bu fresk günümüz popüler kültüründe çokça malzeme olmuştur lakin birçokları tarafından sadece bir görsel şölendir. Eser Tanrı elinin ilk insana, Adem'e hayat verdiği anı göstermektedir.

Adem’in hayat bulmayı bekleyen halsiz vücudu adeta baygın bir genç gibi durup yeryüzünde göğe doğru elini uzatıp Tanrı’yı beklemektedir. Tanrı ise açık pembe uzun bir kıyafet ile betimlenmiş ve bordo bir pelerine sarılmış bir şekilde kolunun altına meleklerini almış gökyüzünden süzülerek Adem’e yaklaşmaktadır.

Michelangelo figürleri ne kadar detaylı işlemiş olsa da arka plan bir o kadar özensiz yapılmıştır. Cennet Bahçesi’ni basitçe yeşil bir zemin mavi dağlar ve kahverengi kayalar şeklinde betimlemiştir. Bunların yanı sıra bahsettiğim gibi anatomi konusunda çok başarılı olan sanatçı hünerlerini Adem’in duruşundaki kas yapısında da açıkça göstermektedir.

Adem genç bir insan olarak betimlenirken Tanrı ise uzun sakal ve uzun saç ile bilgeliği genç bir erkeğin vücut hatlarına sahip olması ile de diriliği ve ölümsüzlüğü betimlenmiştir. İncil'de Tanrı'nın insanı kendi suretinde yarattığı belirtilmiştir. Dolayısıyla eserde Tanrı'nın bir insan görünümünde -aslında insanın Tanrı görünümünde- olması tesadüf değildir.

Arka Planda Neler  Var?

Bu fresk ile ilgili yüzyıllar sonra bile birçok sanatçı ve eleştirmen tarafından ortaya atılan sansasyonel yorumlar vardır.

Tanrı'nın sol kolunun altında yer alan figür Tanrı’nın yaratmış olduğu ama henüz yeryüzüne göndermediği "Havva" olarak yorumlanmaktadır. Diğer melek figürlerine göre daha zarif ve kadınsı hatlara sahiptir elbette diğer melekler gibi değil lakin o figür Havva mıdır orasını bilemiyoruz.

Michelangelo’nun Tanrı’nın yüzünü kendi yüzü olarak betimlediği iddia edilir. Burada da aslında Michelangelo ile ilgili birçok teori ortaya atılır her ne kadar resim bir kilise tavanına yapılmış olsa da Michelangelo dinden uzak bir insan olduğu için Tanrı’nın kendi zihni ve düşüncelerinin içerisinde olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz.

Ve en ilgi çekici tartışma ise bir doktorun 500 sene sonra geride saklananı görmesi oldu o da sağda bulunan Tanrı ve meleklerinin bordo bir pelerin içinde olduğu şeklin bir beyine benzetilmesidir. Bununla verilmek istenen mesajın ilahi armağanın yüce bir güçten geldiği değil de kendi zihinlerimizden geldiğidir.

Her ne kadar şuan popüler kültürde sadece birbirine uzanan iki eli görsek de Adem’in Yaratılışı freski gerek teknik gerek anatomik gerekse anlam açısından ziyadesiyle güzel ve derin bir eserdir.

Kaynakça :

www.tarihlisanat.com 

www.vatican.va    

Ormiston Rosalind / Michelangelo / İş Bankası Kültür Yayınları / 2018

Michelangelo / Cennetin Anahtarları / İş Bankası Kültür Yayınları / 2015


BENZER YAZILAR

Haftanın Gelişmeleri: 8-14 Haziran 2021

Araç içi reklamlar hayatımıza girmeye başlıyor. Twitter'dan yeni özellik, Xiaomi şirketinin depremler için yaptığı çalışma, Huawei'nin yeni işletim sistemi, Kanada'da gündemi sarsan sosyal medya düzenlemesi ile ilgili haftanın gelişmelerinden 5 güncel haber.

Arter'de İki Yeni Sergi

Arter, 19 Mayıs’ta yeni grup sergisi Koyun Koyuna’yı ve Ahmet Doğu İpek’in Başımızda Siyahtan Bir Hâle başlıklı kişisel sergisini ziyaretçilerle buluşturuyor.


Paylaş