Geçtiğimiz haftalar içerisinde 2021’in en öne çıkan ve ödül sezonunda da adlarını fazlasıyla duyuracak üç film Netflix'te gösterilmeye başlandı. Bunlardan ilki oyuncu Rebecca Hall’un ilk yönetmenlik deneyimi olan siyah-beyaz çekilmiş Passing filmi, ikincisi Hamilton müzikali ile tanınan Lin-Manuel Miranda’nın ilk yönetmenlik deneyimi olan Tick, Tick…Boom! ve üçüncüsü ünlü yönetmen Jane Campion’un filmi The Power of the Dog. Önümüzdeki ödül sezonunda adlarını sık sık duyacağınızı bu filmleri şimdiden izlemek isteyebilirsiniz!
Passing
Yönetmen: Rebecca Hall
Senarist: Rebecca Hall (Nella Larsen’ın aynı adlı kitabından uyarlayarak)
Oyuncular: Tessa Thompson, Ruth Negga, André Holland, Alexander Skarsgård
Puanları: IMDB – 6.6, Rotten Tomatoes - %90, Letterboxd – 3.5
İlk gösterimini Sundance Film Festivali’nde gerçekleştiren Passing, siyah-beyaz olarak çekilmiş 4:3 oranına sahip bir filmdir. Film, Irene isimli açık tenli siyahi bir kadının yine kendisi gibi açık tenli bir siyahi olan ama kendisini insanlara beyaz olarak tanıtan Clare isimli eski bir arkadaşıyla karşılamasıyla başlıyor. Zamanla eski iki arkadaş birlikte fazlasıyla vakit geçirmeye başlıyor ancak arkadaşlardan birinin siyahi kişiliğini benimsemesi ve diğerinin saklanması çeşitli sorunları beraberinde getiriyor. Irene, Clare’in kocası tarafından yakalanmasından sürekli korkuyor. Bir süre sonra, Irene kendi içinde de bunalımlar yaşamaya başlıyor.
Film, Rebecca Hall’un ilk deneyimi olmasına rağmen başarılı yönetmenliğiyle öne çıkıyor. Filmde aynaların kullanımı ve çeşitli objelerin kırılmasıyla sağlanan semboller beğeniliyor. Oyunculuklardan ise özellikle Tessa Thompson’un başarılı performansı konuşuluyor. Thompson, karakteri Irene’in gergin, korkmuş ve kendi kaybetmekte olan halini başarıyla canlandırıyor.
Tick, Tick…Boom!
Yönetmen: Lin-Manuel Miranda
Senarist: Steven Levenson (Jonathan Larson’ın aynı adlı müzikalinden uyarlayarak)
Oyuncular: Andrew Garfield, Alexandra Shipp, Robin de Jesús, Joshua Henry, Vanessa Hudgens, Mj Rodriguez
Puanları: IMDB – 7.7, Rotten Tomatoes - %88, Letterboxd – 3.9
Film, Rent müzikalinin yazarı genç yaşta hayatını kaybeden Jonathan Larson’ın otobiyografik ögeler içeren aynı adlı müzikalinden uyarlanarak çekilen bir müzikal filmdir. Film boyunca Jonathan Larson’ın yazdığı bir müzikalin 1992 yılında sahnede sergilendiği anlar ve Larson 30 yaşına basmadan hemen önce 1990 yılı arasında geçişler yapılıyor. Henüz tanınmış bir müzikal yazarı olamayan Jonathan, uzun süredir üstünde çalıştığı bir müzikalin atölyesine hazırlanıyor. Bu arada hayatında belli bir noktaya gelebilmek için zamanının giderek azaldığını hissetmeye başlıyor. Kendisini müzikaline tamamen adamasıyla birlikte sevgilisi ve arkadaşlarıyla sorunlar yaşamaya başlıyor. Genel olarak film, Jonathan Larson’ın kendisini, hayatını, yarattıklarını ve değindiği hikayeleri kutlayan bir iş oluyor.
Filmde, Andrew Garfield’ın performansı öyle çok beğeniliyor ki şimdiden Akademi Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu kategorisinde yarışabileceği söyleniyor. Garfield’ın mimik ve jestleri izleyicileri şaşırtacak şekilde Jonathan Larson’a benziyor. Ayrıca, filmin müzikleri hem müzikal sahnelerin çekimi hem de şarkıların kendisi olarak beğeniliyor. Renée Elise Goldsberry, Phillipa Soo, Bernadette Peters gibi pek çok ünlü Broadway yıldızının filmde konuk oyuncu olarak yer alması hoş bir detay olarak görülüyor.
The Power of the Dog
Yönetmen: Jane Campion
Senarist: Jane Campion (Thomas Savage’ın aynı adlı kitabından uyarlayarak)
Oyuncular: Benedict Cumberbatch, Kirsten Dunst, Jesse Plemons, Kodi Smit-McPhee
Puanları: IMDB – 7.0, Rotten Tomatoes - %95, Letterboxd – 3.8
Film, ilk gösterimini Venedik Film Festivali’nde gerçekleştirmiştir ve yönetmen Jane Campion festivalde En İyi Yönetmen ödülünü almıştır. 1920’lerin Amerikası’nda geçen film, toplumun masküliniteye dair beklentisi ve güç ilişkileri gibi temaları ele alıyor. Phil ve George isimli birbirilerinden çok farklı olarak gözüken iki kardeş birlikte bir çiftlik çalıştırıyorlar. George, bir gün Rose isimli bir kadınla evleniyor ve onunla kardeşinin de olduğu evde yaşamaya başlıyor. Bu sırada Rose’un oğlu Peter da tıp okumaya devam ediyor. Film boyunca Phil, özellikle George’un olmadığı zamanlarda, Rose üzerinde psikolojik bir baskı kuruyor. Bir yandan da Phil, çiftlikteki diğer erkeklerden daha farklı olduğu için Peter ile uğraşmaya başlıyor. Hikaye boyunca Phil ve Peter arasındaki dengeler değişiyor.
Yeni Zelanda’da çekimleri gerçekleştirilen filmde bölgenin doğası ve Jane Campion’un kamerası birleşiyor ve böylece filmin görüntüsü en öne çıkan özelliklerinden biri oluyor. Benedict Cumberbatch’in çok katmanlı ve farklı yönlere dağılmış olan Phil karakterini canlandırdığı performansı da fazlasıyla beğeniliyor. Ek olarak, genç oyuncu Kodi-Smit McPhee’nin yine çok katmanlı bir karakteri canlandırdığı performansı alkışlanıyor. Nitekim, 3 Aralık’ta açıklanan New York Film Eleştirmenleri Birliği Ödülleri’nde, Cumberbatch En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alırken McPhee En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü almıştır. Yine aynı ödüllerde Jane Campion En İyi Yönetmen ödülüne layık görülmüştür.
Kaynakça:
https://en.wikipedia.org/wiki/The_Power_of_the_Dog_(film)
https://en.wikipedia.org/wiki/Tick,_Tick..._Boom!_(film)
https://en.wikipedia.org/wiki/Passing_(film)
https://www.polygon.com/reviews/22675046/power-of-the-dog-review-benedict-cumberbatch
https://www.rogerebert.com/reviews/passing-movie-review-2021
https://www.nytimes.com/2021/11/18/movies/tick-tick-boom-review.html
BENZER YAZILAR
Tick, Tick... Boom!: Bir Başarı Hikayesi
Lin Manuel Miranda’nın yönetmenliğini üstlendiği, Andrew Garfield’ın başrolünde olduğu otobiyografik bir müzikalden beyaz perdeye uyarlanmış olan Tick, Tick... Boom! hakkında bilgiler ve yorumlar.
Akira Kurosawa'dan Rashomon
Uzak doğu sinemasının gelişimine öncülük eden film Rashomon'un idea ve felsefesine genel bir bakış.