Seyfi Teoman'ın yönetmenliğini yaptığı Bizim Büyük Çaresizliğimiz filminde karakterlerin dostlukları, konusu ve uyarlandığı kitapla uyumu.

Yönetmen ve senarist koltuğunda Seyfi Teoman’ın oturduğu 2011 yılında vizyona giren bir Türk filmi. Film Barış Bıçakçı’nın 2004 yılında yayımladığı aynı isimli romanından sinemaya uyarlanmıştır. Oyuncu kadrosunda ise İlker Aksum, Fatih Al, Güneş Sayın yer almaktadır.

Seyfi Teoman Kimdir?

1977 Seyfi Teoman geçirdiği bir trafik kazası sonucu 2012’de vefat etmiştir. Yönetmen, senarist ve yapımcı olarak sinemamızda yer etmiştir. Kendini ''Tatil Kitabı'' ve ''Bizim Büyük Çaresizliğimiz'' filmleri ile tanıtmıştır. Aynı zamanda Tatil Kitabı isimli filmiyle Montreal Dünya Filmleri Festivali'nde "Bronz Zenith" ödülünü kazanmıştır. En son 2012 yılında Tepenin Ardı filminin yapımcılığını üstlenmiştir. Bu filmin yapımcılığını üstlendiği yıl ise hayatını kaybetmiştir.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz Konusu

Filmde çok uzun yıllardır dost olan Ender(İlker Aksum) ve Çetin(Fatih Al)’in yaşamlarının küçük bir kısmı anlatılıyor. İkisinin de yıllardır hayali olan beraber eve çıkma planlarını Çetin’in Ankara’ya gelmesiyle gerçekleştiriyorlar. Bu sırada diğer yakın arkadaşları Fikret(Baki Davrak)’in ailesi bir trafik kazasını sonucu hayatını kaybediyor ve kardeşi Nihal(Güneş Sayın)’i bir süre bakmaları için Ender ve Fikret’e emanet ediyor. İlk başlarda iletişimsiz kalan bu üçlünün hayatında, iki sene içerisinde aralarında ismi konulamayan bir yakınlaşma doğuyor. 

Buraya Bizim Büyük Çaresizliğimiz Karakterleri

Ender ve Çetin

Bu ikilinin dostluklarının lise yıllarına dayanmakta olduğunu filmi izlerken öğreniyoruz. İlk tanıştıklarında birbirlerinden hoşlanmamışlar aslında, ancak zaman geçtikçe de birbirlerinden kopamamışlar. Hatta onların bu ilişkisini filmdeki Ender karakteri dostluk değil de bir aşk olarak niteliyor. Birbirlerinden uzak kaldıklarında birbirlerini özlemeleri, hatta sevgilileri varken bile birbirlerini arkada bırakmama istekleri, ikisinin de 30 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala beraber aynı eve çıkma istekleri hepsine bir bütün bakınca gerçekten de ilişkilerinde ki o sevgiyi daha net görebiliyoruz. Fikret de onların liseden arkadaşı ancak onunla sadece dostlar, birbirlerine duydukları bağı tam olarak onunla kurmamışlar.

Nihal

Nihal ise Fikret’in kardeşi. Ankara’da üniversite okuyor. Gittikleri tatilde ailesini kaybedince Nihal’in hayatı birden karmaşaya dönüyor. Abisi Amerika’ya gitmek zorunda kaldığı için onu en güvendiği iki arkadaşına emanet ediyor. Nihal tanımadığı insanların evine gidince afallıyor ancak zamanında mecburiyetiyle birlikte onlara yavaş yavaş alışıyor hatta evin üçüncüsü haline geliyor.

Bir Aşk Üçgeni

Yıllardır beraber yaşama isteğiyle yanıp tutuşan bu iki dostun ilk eve çıktıkları anda hayatlarına Nihal’in girmesi onları en başta bir üzer. Kendilerini çocuk bakıyorlarmış gibi hissetmeye başlarlar. Yavaş yavaş evdeki bazı kuralların değişmesi gerektiğini fark ederler. Nihal’e göre bu kuralları düzenlerler.

Bu üçlünün arasında zaman geçtikçe adı konulmaz bir şey ortaya çıkmaya başlar. Aşk, dostluk, kardeşlik sanki bütün kavramların karman çorman olmuş bir hali gibi. Ender ve Çetin yavaş yavaş Nihal’e aşık olmaya başlarlar. Nihal her dışarı çıktığında gelmesini beklerler, onun için bir şeyler yaparlar. Nihal de onların ikisine gün geçtikçe tamamen adapte olur. Sırlarını anlatır, yemekler yapar. İki kişi başladıkları yola bir an da üç kişi devam edeler. Nihal’in bir süreliğine abisinin yanına gitmesiyle Ender ve Çetin Nihal’i sevdiklerini birbirlerine itiraf ederler. Bu konuda asla aralarında bir tartışma çıkmaz, gülmeye bile başlarlar. Hatta lisede aynı kıza aşık olmak gibi bir hayallerinin olduklarından bile bahsederler.

Zaman geçtikçe ikisi de Nihal’den vazgeçmeleri gerektiklerini fark ederler çünkü Nihal onlara emanet edilmiştir. Kendi aralarında bunu kararlaştırırlar ve Nihal’le ilgili duygularını ikisi de dostluklarına yaraşır bir şekilde geri çekerler. Bu sırada Nihal okuldan olan erkek arkadaşını Ender ve Çetin’le tanıştırır. İkili buna ne kadar bozulsa da bir tepki göstermez. Film ilerledikçe Nihal hamile kaldığını ve aldırmak istediğini anlatır. Bunda da yardımcı olurlar. Nihal’in artık okulu biter, abisi onu almaya gelir.

Hayatlarının beraber geçen iki senesi de bu şekilde yavaş yavaş sonlanır. Son sahnesinde ise Nihal’in onlara aldığı langırtı oynarken buluruz bu ikiliyi. Nihal bir de ''Dünyanın en iyi iki insanına'' diye not bırakmıştır. Kendileri de bu sözü onaylar, gerçekten iyi insanlarız diye. Langırtla oyun oynarken hala Nihal’e mektup yazmayı ve yazacakları mektuba güzel bir pul koymayı düşünürler.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz Kitap ve Film Farkları

Eleştirmen yorumlarına göre aslında kitap ve film arasında sadece konu üzerine benzerliğin olduğu savunulmuş. Kitapta hikaye tamamen Ender’in ağzından anlatılırken filmde üç karakter üzerinden de konu işlenmiş. Kitapta ikilinin dostluğu bizleri daha ön planda karşılarken filmde ise Nihal karakteri de onların arasına katılmış.

Barış Bıçakçı bir röportajında Çetin ve Enderin eşcinsel karakterler olarak yorumlanmasını eleştirmiş. ''İnsan severken basit sınıflandırmaların sınırlarını değil, kendi sınırlarını görür, kendi sınırlarında dolaşır, kendi sınırlarına değer. Benim tek bildiğim sınır bu.'' diye de bir yorumda bulunmuştur.

Filmin çok iyi bir uyarlama olduğu söylenmese de kendine has duygu ve atmosferiyle her zaman sinemanın güzel bir yerinde ağırlanacak bir film. Hem kitabını okumanızı hem de filmini izlemenizi tavsiye ediyoruz. İyi okumalar ve iyi seyirler.


BENZER YAZILAR

Cairo Station (Merkez Garı)

1958 yılında çekilen Merkez Garı (Cairo Station) filminin konusunu, fragmanını, izleyici yorumları ve filmin yönetmeni Youssef Chahine hakkında kısa bilgileri bu yazımızda bulabilirsiniz. Keyifli okumalar.

41. İstanbul Film Festivali Başladı

Bu yıl 41. kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Film Festivali, 8-19 Nisan'da yapılıyor. Gösterilecek filmler, yarışmalar, ödül törenleri, biletler ve tarihler ile ilgili tüm ayrıntılar bu yazıda.


Paylaş