Dünya Edebiyatı'ndan sinemaya uyarlanan 10 klasik eser, konuları, oyuncuları, yönetmenleri ve başarıları.

Hangimiz bir kitabı okurken karakterleri somutlaştırmadık? En sevdiğimiz karakterin bir vücutta can bulmasını hayal etmedik mi? Neyse ki sinema dünyası, biz okurların bu düşüncelerine kulak kabartıyor ve o sevdiğimiz karakterlere bir beden veriyor. Son yıllarda daha da sıklaşan bu durum, edebiyata olan ilginin de artmasına sebep oluyor.

Bu yazımızla,

-Dünya Edebiyatı'nı yakından tanırken,

-Sinema alanında da yeni bilgiler öğrenin.

Klasik Kitaplardan Uyarlanan 10 Film

1. Les Misérables (2012)

sefiller uyarlaması

Yazımıza Victor Hugo’nun üzerinde tamı tamına 14 yıl çalıştığı Sefiller ya da orijinal adıyla Les Misérables kitabıyla başlıyoruz.  

19 yıl kürek mahkûmu olarak hapis yatan Jean Valjean’ın hapisten çıktıktan sonra hayata karşı bakış açısını değiştiren olaylar zincirini konu alan kitap, Victor Hugo tarafından 1862'de yayımlandı. 19. yüzyılın en büyük eserlerinden biri olarak da edebiyat tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Yayınlanmasının üzerinden 160 yıl geçmesine rağmen hala popülerliğini koruyan eser, beyaz perdeye 7 kez sinema filmi olarak uyarlandı. Bu filmler dışında da tiyatro, müzikal gibi farklı şekillerde de yine sanat dünyasında yer aldı. En bilindik film versiyonunun başrollerinde, Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne Hathaway ve Amanda Seyfried yer aldı. 

2. Pride and Prejudice (2005)

aşk ve gurur

19. yüzyılın en ünlü kadın yazarlarından olan Jane Austen tarafından 1813 yılında yayımlanan eser, İngiliz bir ailenin beş çocuğundan biri olan Elizabeth Bennett ile varlıklı ve soylu Fitzwilliam Darcy arasındaki aşkı anlatır. Elizabeth Bennett aynı zamanda İngiliz Edebiyatı'nın en önemli kadın roman kişiliklerinden biridir. 

Aşk ve Gurur romanı, yapılan araştırmalara göre her on yılda bir sinema filmi, mini dizi ya da sinema dizisi olarak uyarlanmıştır. Diğer bir sinema filmi versiyonu ise 1995 yılında beyaz perdede yerini almıştır.  Filmin başrollerinde Keira Knightley, Matthew Macfadyen, Donald Sutherland ve Rosamund Pike gibi ünlü isimler yer almıştır.

İngiliz Edebiyatı'na yön veren bu eser, otuz beş farklı dile çevrilirken hakkında belgesellerin bile çekilmesine sebep olacak bir üne de kavuşmuştur.

3. Sense and Sensibility (1995)

Sense and Sensibility

Jane Austen tarafından 1811 yılında yayımlanan ve Türkçe adıyla "Aşk ve Yaşam" olarak bilinen eser, Dashwood kız kardeşlerin ve dul annelerinin yaşadıkları yerden taşınma zorunda kalmalarının hikâyesini anlatır. Yeni hayatlarına başladıkları yerde aşk, romantizm ve kalp kırıklığı içeren olaylar yaşarlar. Yazar bu olayları bize akıcı bir dille aktarır.

Basıldığı yıl içerisinde ikinci baskıya gitmiş olması, eseri o dönem için önemli bir konumda tutar. Kitabın diğer bir önemli özelliği ise Jane Austen’in basılmış ilk kitabı olması.  

Kitabın bir sürü sahne, müzikal adaptasyonu yapılmasının yanı sıra sinemaya 4 farklı kez uyarlanmıştır.

En popüler versiyonu olan 1995 yapımının başrollerinde Emma Thompson, Alan Rickman, Kate Winslet ve Hugh Grant gibi isimler yer almıştır.

4. Little Women (2019)

Little Women

19. yüzyılın diğer bir ünlü kadın yazarlarından Louisa May Alcott tarafından 1869 yılında yayımlanan eser, Türkçeye yine aynı adla çevrilmiştir. Dört kız kardeşin hikâyesini anlatan eser aynı zamanda yazarın üç kız kardeşiyle geçirdiği çocukluğuna da dayanıyor. Yazar kitabın devamını Little Men ve sonrasında da Jo’s Boys adlı kitaplarıyla getirmiştir.

Kitap her ne kadar çocuk kategorisinde yer alsa da en çok okuru genç – yetişkin kategorisinden edinmektedir. Film, müzikal, tiyatro, animasyon adaptasyonları olmasının yanında operaya da uyarlanmıştır.

Toplamda 6 kez filme uyarlanan kitap, en çok 2019 yapımıyla daha da popülerleşti. Kadın yönetmenlerde başlarda sayılan Greta Gerwig tarafından yönetilen filmin başrollerini ise yeni neslin parlayan yıldızları dolduruyor. Saoirse Ronan, Emma Watson, Florence Pugh, Timothée Chalamet ve sinemanın en ünlü isimlerinden Meryl Streep gibi yüzler ile size görsel bir şölen zevkini sunuyor.

5. Wuthering Heights (2011)

Wuthering Heights

O kadar klasiklerden ve büyük başarılarından bahsederken Brontë kardeşlerden bahsetmemek olmazdı.

Emily Brontë tarafından 1847 yılında yayımlanan Uğultulu Tepeler, eleştirmenlerce Brontë kardeşler tarafından yazılan en iyi eser olarak görülüyor.

İngiltere’de yaşayan zengin bir ailenin kızı olan Catherine Earnshaw ile ailenin evlatlığı olan Heathcliff arasındaki fırtınalı aşkın hikâyesini bize destansı, poetik bir dille anlatıyor.

Beyaz perdeye tam 4 kez uyarlanan eser, iki tane müzikalle beraber televizyona da uyarlanmıştır.

En bilindik olan 2011 yapımı versiyonunda başrolleri Kaya Scodelario ve James Howson yer alıyor.

6. Emma (2020)

emma 2020

Jane Austen üzerinden çok örnek versek de Austen sadece İngiliz Edebiyatı'nın değil, Dünya Edebiyatı'nın önde gelen bir ismi. Edebiyat kattığı yenilikler ve karakterler ile de daha en az on asır daha popülaritesini veya önemini kaybetmeyecek kadar değerli bir yazar. O nedenle diğer bir sinemaya uyarlanan Austen kitabımızın ismi: Emma.

1815 yılında yayımlanan kitapta yazar Emma’yı zengin, güzel, neşeli ama bir o kadar da şımarık bir insan olarak tasvir eder. Dul babasını yalnız bırakmamak için evlenmeyen ama çevresi için çöpçatanlık yapmaktan da geri duramayan biridir Emma. Bir arkadaşının evliliğine engel olmasının üzerine kendi içinde bu kararını sorgulamasını anlatan kitap, bugüne kadar 8 kez televizyona ve 4 kez de beyaz perdeye uyarlanmıştır.

 Son olarak 2020 yılında son dönemin parlayan yıldızlarından Anya Taylor-Joy, Johnny Flynn, Josh O'Connor ve Callum Turner gibi isimlerle tekrardan sinemaseverlerin karşısına çıkmıştır.

7. Jane Eyre (2011)

​​jane eyre

Charlotte Brontë tarafından 1847 yılında yayımlanan eser, edebiyat dünyasında kritik bir öneme sahiptir. Romantizm akımının öncülerinden kabul edilmesinin yanı sıra Victoria Dönemi'nde yayımlanan Jane Eyre, kadın hak ve özgürlüklerine sahip çıkan ilk roman olma özelliği de taşıyor.

Victoria Dönemi İngiltere’sinde iki farklı sınıftan olan iki insan arasındaki aşkı anlatan roman, aynı zamanda da erkeklerin egemen olduğu bir toplumda kadın olmanın zorluğunu ve bunun için verilen büyük savaşı da destansı bir dille anlatıyor.

Edebiyat dünyasını derinden etkileyen bu roman, sinema dünyasında da büyük bir yere sahiptir. Bugüne kadar sekizi sessiz olmak üzere toplamda 16 kez beyaz perdeye aktarılmıştır. 

En bilindik versiyonu olan 2011 yapımının başrollerini Mia Wasikowska ve Michael Fassbender paylaşıyor.

8. To Kill a Mockingbird (1962)

bülbülü öldürmek

Harper Lee tarafından 1960 yılında yayımlanan ve kısa süre içerisinde dünya klasikleri arasında yerini alan eser, yazarın yaşadığı yerde meydana gelen bir olay ile bu olayın insanlar üzerindeki etkisinden esinlenmesiyle kaleme alınmıştır.

Irkçılığın doruklarda olduğu zamanlarda geçen roman, haksız bir suçtan yargılanan siyahi bir gencin ve kasaba halkının tüm baskılarına rağmen onun savunmasını üstlenen, onu savunurken de cesur bir tavır sergileyen avukat Atticus Finch’in hikâyesini anlatıyor.

70’li yıllarda maarif kolejlerinde okutulan bu eser aynı zamanda yazara Pulitzer Ödülü'nü de kazandırmıştır.

Birçok sanat dalına uyarlansa da sinemaya yalnızca bir kez uyarlandı.

Siyah beyaz olan bu filmin başrolünü Atticus Finch rolüyle Gregory Peck üstlenmiştir.

9. Romeo & Juliet (1996)

Romeo & Juliet (1996)

On altıncı yüzyılın en önemli ismi, İngilizce dilinin en büyük yazarı olarak bilinen Shakespeare’in ünlü eseri: Romeo ve Juliet.

Yazarın 1590’lı yıllarda kaleme aldığı eser, Birbirlerinin ırz düşmanı olan Montegue ve Capulet ailelerinin fertleri olan Juliet Capulet ile Romeo Montegue arasındaki tutkulu aşkı anlatır.

Oyun, opera, TV dizisi ve film olarak iki yüzün üstünde uyarlaması olan bu eser, bugüne kadar en çok uyarlamaya sahip olan eser olarak da biliniyor. Yüzden fazla dile de çevrilmesiyle ününe ün katmaya devam da edecek bir eser Romeo ve Juliet.

En popüler film uyarlamasının başrollerini ise Leonardo DiCaprio ve Claire Danes paylaşıyor.

Eserin en son uyarlanan 2013 yapımı versiyonu da yeni, genç nesil oyunculardan Hailee Steinfeld ve Douglas Booth ile yine görsel bir şölen zevkini bizlere sunuyor.

10. Anna Karenina (2012)

Yazımızın sonuna gelirken, edebiyat dünyasının en önemli romanları listesinin belki de birinci sırasında yer alan dünyaca ünlü Tolstoy’un kaleminden çıkma Anna Karenina’ya yer vermemek olmazdı.

Time dergisinin bir anketine göre dünyanın en iyi romanı seçilen Anna Karenina,

- Yazar Vladimir Nabokov’a göre “Tolstoy, Rusların en iyi yazarı”

- Dostoyevski’ye göre “Anna Karenina’nın yazarı gibi insanlar, toplum öğretmenleridir; biz ise onların öğrencileri”

- Çehov’a göre “Asla kaybedilmemesi gereken, büyük bir yetenek”

-Virginia Wolf için “Bütün romancıların en büyüğü” olarak görülmektedir.

"Gerçekten ruhu olan bir insan" gibi karakterlerini tasvir eden Tolstoy, karakterleriyle bir bütün olurdu. Okuyucuya sanki onlar da aramızdan insanlarmış gibi bir beniz, bir karakter ve bir ruh verirdi. Öyle ki,

Tolstoy kitabı yazmak için odasına kapanmadan önce yardımcısına ‘onu hiçbir şekilde rahatsız etmemesini, yemeklerini kapının önünde bırakmasını’ tembihler. Yardımcısı da bu söze itaat eder.

Ne var ki bir sabah Tolstoy’un kahvaltıyı almadığını fark eder. Endişesini içine atarak öğle yemeğini bırakır ve gider. Akşam gittiğinde iki yemeğin de orada durduğunu görünce panikler ve kapıyı çalar ancak içerinden bir yanıt gelmez.

Rahatsız etmemesi gerektiğini bildiğinden bir yakınını yardım için çağırır. Yardıma gelen adam kapıyı açarak içeri girer ve büyük bir şok geçirir. Tolstoy yerde kıvranarak ağlamaktadır. Neden bu duruma olduğunu sorduklarında ise Tolstoy şöyle yanıt verir: “Anna Karenina öldü.”

Gelin, şimdi de eseri yakından tanıyalım:

Lev Tolstoy tarafından 1877 yılında yayımlanan bu eser, edebiyat dünyasını derinden etkilemiş ve etkisini yayımlandığı günden beri korumaktadır.

Kitabı kısaca özetlersek;

Rus aristokrasisine mensup Anna Karenina, evli ve çocuklu bir kadındır. Evliliğinin tekdüze ve sevgiden yoksun olduğunu düşünen Anna, eşini aldattığı ortaya çıkan abisi ile eşini barıştırmak için Moskova’ya gider. Burada yakışıklı kont Vronsky ile tanışır.

Vronsky ise Kiti adında bir kıza kur yapan bir gençken, Anna ile tanıştıktan sonra Kiti’ye olan ilgisini kaybeder.

İnsanların laflarına aldırmadan ilan-ı aşk eden Vronsky’le aşk yaşamaya başlayan Anna, hayatının aslında dönüm noktasındadır.

Romanın ilerleyen kısımlarında ise Anna, Vronsky ile olan çocuğuyla beraber Avrupa’ya kaçar ama oğluna duyduğu özlemden dolayı evine geri döner. Bu geri dönüşle halk Anna’yı toplumdan dışlar. Bu dışlanmanın etkisiyle huysuz ve inatçı bir kişiliğe bürünür.

Bu yeni hareketleri ile Vronsky ile de arasına duvarlar girmeye başlar. Bu duvarlar Anna’nın aklına Vronsky’nin artık kendisini sevmediği mesajını verir ve derin bir bunalıma girer. Bu bunalımdan da intihar ederek kendini kurtarır. Anna’nın ölümüyle psikolojik olarak biten Vronsky ise orduya gönüllü olarak yazılır.

Kitap, yasak aşk dışında o dönemin Rusya’sında kadınların durumu ve eğitim reformu hakkında da bilgi verir. Yazar, karakterler üzerinden toplum eleştirisini de yapmaktan da geri kalmaz.

Otuzdan fazla uyarlaması olan bu eser, on beş kez sinemaya uyarlandı. Hatta romanın bilim kurgu ile tarihin harmanlanmasıyla oluşturulan karma bir hali bile yazıldı.

2005 yapımı Pride and Prejudice ile 2007 yılı yapımı Atonement filminin yönetmeni olan Joe Wright, Anna Karenina’da da yönetmen koltuğuna oturuyor. Bu üç filmin başrollerini ise tek bir isim üstleniyor: Keira Knightley.

Knightley’nin canlandırdığı Anna’nın kocasını Jude Law, yasak ilişki yaşadığı Vronsky’yi ise çoğunuzun Yenilmezler: Ultron Çağı filmindeki Pietro Maximoff rolüyle tanıdığı Aaron Taylor-Johnson canlandırıyor.

Bir adet Oscar ve Bafta olmak üzere toplamda otuz üç ödüle sahip bu filmi izlemelisiniz.

Özetlemek gerekirse,

Sinema dünyası gücünün büyük bir kısmını edebi eserlerin beyaz perdeye aktarılmasından alıyor. Bunu yaparlarken de Dünya Edebiyatı'ndan tutun da günümüz gençlik edebiyatına kadar olan türlü türlü esere el atıyorlar. Bu yazımızla sizlere herkesçe bilinen ve edebiyat dünyasında sarsılmaz yerlere sahip olan birkaç klasiğin sinemaya aktarılışını anlattık.

Bir başka yazıda görüşmek üzere.

Kaynaklar

https://www.google.com.tr/imghp?hl=tr&ogbl

https://tr.wikipedia.org/wiki/Anasayfa

https://www.imdb.com/?ref_=nv_home


BENZER YAZILAR

Kırmızı Pazartesi-Gabriel Garcia Marquez

Herkesin bildiği fakat kimsenin hiçbir şey yapmadığı bir cinayet romanı '' Kırmızı Pazartesi '' Konusu, özeti ve yazarı hakkında ufak bir biyografi.

Damızlık Kızın Öyküsü

Kadın haklarının bugünkü hali tersine döndüğünde ortaya çıkan sonuçların incelendiği ve ABD’de kadın haklarına karşı yapılan gösterilerde kullanılan “Damızlık Kız” kostümüyle tanınan eser.


Paylaş