Yirmi dakikalık bölümlerine hem kahkaha hem felsefe sığdırmayı başaran The Good Place dizisinde ahiret ve iyi insan kavramının incelenmesi.

Öyle bir dizi düşünün ki güldürüyor, düşündürüyor, duygulandırıyor, üstüne bir de felsefe öğretiyor! The Good Place dizisinde ölümden sonraki hayat ve iyi insan olma kavramı derinlemesine sorgulanıyor.

Tür: Komedi

Sezon Sayısı: 4

Bölüm Sayısı: 53

Yayın Tarihi: 19 Eylül 2016 - 30 Ocak 2020

IMDb Puanı: 8.2

The Good Place Konusu

The Good Place Konusu

Dizide, ölümden sonra hayat ya İyi Yer’de ya da Kötü Yer’de devam eder, bizim bildiğimiz haliyle cennet ve cehennem diyebiliriz. Eleanor Shellstrop, dünyanın en bencil insanıdır. Bir yanlışlık sonucu, öldükten sonra İyi Yer’e düşer. Fakat Eleanor burada kalmaya niyetlidir, bu yüzden ölüp İyi Yer’e gelmeden önce bir üniversitede ahlak felsefesi profesörü olan ve aynı zamanda Eleanor’un İyi Yer’deki “ruh eşi” olan Chidi’den, ona iyi bir insan olmayı öğretmesini ister. Asıl hikâye de burada başlar. Daha sonra dört ana karakterimiz olan Eleanor, Chidi, Tahani ve Jianyu’nun İyi Yer’de yaşadıkları yüzleşmeler ve karşılaştıkları sürprizler üzerinden dizi ilerler.

The Good Place Fragman

The Good Place Karakterler

Michael

İyi Yer’deki, bizim tanık olduğumuz olayların geçtiği mahallenin mimarıdır, her detayını o tasarlamıştır ve yeni gelenleri o karşılar.

Janet

Evrendeki bütün bilgiyi bilen, mahalle sakinlerinin ihtiyaçları olan şeyi anında sağlayabilen Janet’i, çok gelişmiş bir yapay zekâ olarak tanımlayabiliriz. Ama diziyi izlemiş olan okuyucularımız bilir ki Janet yalnızca Janet’tir.

Eleanor Shellstrop

Dünyanın en bencil insanı olan Eleanor, hayatı boyunca yalnızca kendi mutluluğunu düşünmüş, kimseyi umursamamış Arizonalı genç bir kadındır ve yaşarken hasta yaşlılara sahte ilaç satarak geçimini sağlamıştır. Öldükten sonra, bir yanlışlık sonucu İyi Yer’e gönderilmiştir.

Chidi Anagonye

Hayatını, hayattaki temel doğruları bulmaya adamış, genç bir ahlak felsefesi profesörüdür. En basit eylemin bile sonuçlarını çok derin düşündüğü için, bir kek satın almak kadar basit konularda bile karar vermekte zorlanır.

Tahani Al-Jamil

Zengin İngiliz hayırseverdir. Hayatı boyunca kız kardeşiyle yarıştırılmış, ailesi tarafından takdir görmek için çabalamıştır.

Jianyu Li

Sessizlik yemini etmiş Tayvanlı keşiş, Tahani’nin ruh eşidir.

The Good Place Karakterler

The Good Place Ne Anlatıyor?

İyi İnsan Olmak

“İyi insan olmak” nedir, neden iyi oluruz veya neden bazen iyi olamayız?

İyi Yer’e yalnızca iyinin de iyisi insanların girebildiği ilk bölümden beri vurgulanır. Çok titiz bir puan sistemi vardır. İlk bölümde oryantasyonda Michael mahalle sakinlerine, dünyadaki yaşamları boyunca insanların her eylemine, evrene ne kadar iyi veya kötü etkisi olduğuna bakılarak bir puan verildiğini açıklar. Aldıkları her sandviç, her derginin bile bir puanı vardır. Bu sistem insanlığın başından beri bu şekilde süregelmiştir.

Çok geçmeden Eleanor Shellstrop, kendisinden çok daha iyi bir Eleanor Shellstrop ile karıştırıldığını ve bu yüzden İyi Yer’de olduğunu fark eder. İyi Yer’de kalabilmek için ruh eşi Chidi’den ona daha iyi bir insan olmayı öğretmesini ister. Bu sayede biz de izleyiciler olarak iyi insan olmak ile ilgili Aristoteles’in erdem etiğinden, Kant’ın deontolojisine, birçok felsefi düşünce tarzı öğrenmiş oluruz. Gerçekten de Eleanor, Chidi’nin ahlak felsefesi dersleri sayesinde daha iyi bir insan olmaya başlar. Örneğin ilk sezonun ikinci bölümünde Chidi Eleanor’a, Aristoteles’in iyi olmayı flüt çalmaya benzettiğini, yani pratik edilerek daha iyi bir insan olunabileceğini söyler. Beşinci bölümde Eleanor, ilk kez özverili bir harekette bulunup donmuş yoğurt sırasında henüz ne alacağına karar veremediği için arkasındaki kişiye sırasını verir ve buna kendisi bile şaşırır.

Aslında Eleanor’u daha iyi bir insana dönüştüren, yalnızca Chidi’den aldığı felsefe dersleri değil, önce Chidi ile sonra da Tahani ve Jianyu ile kurduğu bağdır. Eleanor’un dünyadaki hayatına dair anılarının gösterildiği sahnelerde görürüz ki Eleanor daha önce hiçbir grubun parçası olmamış, kimseyi umursamamıştır. Ama İyi Yer’de bu değişir.

Birbirimize Ne Borçluyuz?

Dizi antik çağlardan günümüze birçok felsefi düşünceye yer veriyor. Dizide işlenen kilit konulardan biri, birbirimize ne borçlu olduğumuz. Bu soru, Harvard Üniversitesi felsefe profesörü T. M. Scanlon’ın Birbirimize Ne Borçluyuz isimli kitabından yola çıkılarak soruluyor ve cevaplanmaya çalışılıyor. Scanlon bu kitabında kontraktualizm fikrini öne sürüyor, yani bir grup mantıklı insanın, herkesin ortak iyiliğini gözeterek bazı kurallarla çıkagelmesi ve bu kurallara uyması. Böylece amaç, “puan” toplayarak İyi Yer’e girmek değil, birbirimize olan görevimizin farkında olduğumuz için iyi insanlar olmak.

Dizinin yapımcısı ve senaristi Michael Schur bu kitabın, dizinin omurgasını oluşturduğunu söylüyor. Eğer sonucunun garantisi yoksa, bütün zorluklarına rağmen neden her gün uyanıp iyi olmayı seçmeliyiz? Chidi, bu konuda yaptığı bir konuşmada, insanın iyi olma arzusunu şu şekilde açıklıyor: “Ben inanıyorum ki, insanlarla aramızdaki bağımızdan dolayı iyilik yapmayı seçeriz. Özetle, bu işte yalnız değiliz.” İnsanlarla bağımız bizi biz yapan ve “iyi” yapan şeydir. Gerçekten de dizide ilerledikçe görüyoruz ki, bu dört insan ahirette birbirlerini geliştiriyorlar ve daha iyi insanlar haline geliyorlar. Aynı zamanda ahiret sistemindeki birçok şeyi eleştirerek ölümden sonraki hayatı ve iyi insan olmayı en derinine kadar sorguluyorlar.

İyi Olmak Zordur

Her gün uyanıp iyi insan olmayı seçmek zordur. Temelde iyi insanlar da olsak, düşünmemiz gereken onlarca faktör bazen bizi boğabilir. Çoğu zaman, satın aldığımız bir ürünün bize gelene kadar geçtiği yollarda kimlerin sömürüldüğünü bilemeyebiliriz. Dizinin ele aldığı en önemli konulardan biri de bu. Hepimizin günlük hayatta karşılaştığı, birçoğumuzun bazen kararsızlıktan hareket edememesine neden olan bir sorun, eylemlerimizin amaçlanmamış sonuçları olması.

The Good Place Ne Anlatıyor?

Dünya gitgide daha karmaşık bir yer oluyor ve pazardan aldığımız bir domates veya bir çiçeğin bile evren üzerinde tahmin edemeyeceğimiz sonuçları oluyorken, eğer ahiret sistemi, eylemlerimizin amacına değil de yalnızca sonucuna bakarak bizi İyi Yer’e veya Kötü Yer’e yerleştiriyorsa, İyi Yer’e nasıl layık olabiliriz? Peki, böyle bir ahiret sistemi adil midir? Dizi özellikle üçüncü sezonunda bu sistemi eleştiriyor.

Televizyon Bizi Daha İyi İnsanlar Yapabilir mi?

Dizinin yapımcısı ve senaristi Michael Schur, aynı zamanda The Office ve Parks and Recreation gibi sevilen dizilerin de yapımcılığı ve senaristliğini üstlenmiştir. Bu dizilerin ortak noktasının, karakterlerin kusurlu olması ve birbirini etkileyişi olduğunu görebiliriz. Örneğin The Office’e baktığımızda, bir kâğıt şirketinin Scranton’daki ofisinde çalışan bir grup insanın, her birinin bariz kötü özellikleri olmasına rağmen birbirleriyle kurdukları bağın onları sonunda daha iyi insanlara dönüştürdüğünü görürüz.

Michael Schur, Notre Dame Üniversitesinde katıldığı “Televizyon Bizi Daha İyi İnsanlar Yapabilir mi?” isimli panelde televizyonun üzerimizdeki etkisini şu şekilde açıklıyor: “Eğer televizyon bizi daha iyi insanlar yapamazsa hiçbir şey yapamaz.” Çünkü televizyon çoğumuzun hayatının merkezinde yer alıyor, boş vakitlerimizi birçok platformdan dizi, film, belgesel izleyerek geçiriyoruz. Michael Schur, The Good Place’in ilk bölümünü tam 39 milyon insanın izlediğini, bu kadar insana ulaşabilen bir dizinin, eğlenceden başka şeyler de başarabilecek gücü olduğuna inandığını söylüyor. Ayrıca, televizyonun bizi daha kötü insanlar da yapabileceğini hatta şu anda televizyondaki içeriklerin büyük çoğunluğunun bunu yaptığını, televizyonun çok güçlü bir silah olduğunu savunuyor.

The Good Place Müzikleri

The Good Place, dostluğun ve bir grubun parçası olmanın iyi insanlar olmamız üzerindeki etkisini, iyi olmaya çalışmanın her zaman değerli olduğunu izleyicisine aktarıyor ve puan sistemiyle işleyen bir ahireti eleştiriyor. Eğer sizi güldürürken düşündürecek ve içinizi ısıtacak bir komedi dizisi arıyorsanız, The Good Place’i mutlaka izlemelisiniz.

Kaynak

https://www.youtube.com/watch?v=cWCVuml10EI&t=1271s


BENZER YAZILAR

Jim Jarmusch Sinemasının En İyi Karakterleri

Jim Jarmush filmlerinin en karakteristik ve seyircide iz bırakan karakterleri

Yalnızlığın Sorgulanması: Yeraltı Filmi

Dostoyevski'nin Yeraltıdan Notlar adlı romanından uyarlanan, modern toplumda, modern insanın yalnızlığının sorgulandığı ve içsel çatışmaların yoğun olarak yer aldığı Yeraltı filminin konusu ve incelenmesi.


Paylaş