Opera nasıl ortaya çıktı?
İtalyanca bir kelime olan opera, Latince opus yani iş, eser anlamına gelen sözcüğün çoğulu olarak türedi. 17. yüzyılın İtalya’sında ortaya çıkan opera, diğer sanat dallarını bir araya getirerek ön planda tiyatro ve müziği sunar. İlk opera başyapıtı olarak İtalyan besteci Claudio Monteverdi’nin 1607 senesinde bestelediği L’Orfeo kabul edilir. İtalya’da başlayan bu sanat, zamanla diğer ülkelere yayılarak her ülkenin kendi deneyimlerini, kültürünü ve tarihini konu edinerek sahnelendi.
Operanın iki ana türü olan opera seria ve opera buffa, 18. yüzyılın ilk yarısında sahnede yerini aldı. Opera seria, yani dram için müzik opera türü, 17. yüzyılın sonlarında İtalya’nın Campania bölgesinde yer alan Napoli şehrinde çalışan bestecilerin çalışmalarıyla ortaya çıktı, bu yüzden Napoliten opera olarak da biliniyor.
En önemli vurgusu ise solo olarak bel canto (güzel şarkı söyleme) tekniği. Bu sebepten ötürü koro ve orkestra arka planda. Solo ses için Kastrato: Kadın Seslerinin Yerini Alan Ses adlı yazımızda bahsettiğimiz gibi, kadınların sahnede yer almasının yasak olduğu zamanlarda özellikle kastratolar yetiştirildi, sonrasında solo rolü kadınlar devraldı. Kastrato olarak rolü canlandıran en ünlü isimlerden biri de Farinelli.
Alessandro Scarlatti, George Frideric Handel, Vivaldi ve Verdi; geç Barok döneminin gelenekleri üzerine kurulu olan opera serianın öncülerindendir. Verdi’nin Shakespeare'in tiyatrosundan uyarladığı Macbeth operası opera seria'ya örnektir. Bu opera İskoç general Macbeth’in hayatını konu edinerek taht entrikalarını ve ihanetleri sahneye koyuyor.
Opera seriada aryalar A-B-A formunda verilir; ilk bölümde tema (A), ikincide tamamlayıcı tema (B) ve son bölüm de ilk bölümün tekrarı (A) olarak işlenir. Librettolarda (operanın sözlerinin bulunduğu kitap) komik bölümler yer almaz ve karakterler tarihten ya da mitolojiden seçilir. Handel’in Rinaldo adlı operası yine opera seria örneklerinden, konu olarak da tarihsel gerçeklerden uzak durarak hayali bir Haçlı kuşatma sürecini işler.
Bu videoda da Fransız kontrtenor Philippe Jaroussky, Rinaldo’dan bir arya sahneliyor.
Opera seria genellikle saray için düzenlenen bir operaydı. Bu sebepten ötürü sarayın ihtişamı ve özellikle de kralın gücü vurgulanırdı. Zaman zaman Londra ya da Venedik gibi çeşitli şehirlerde saray için değil halk için bestelendiği de oldu. Çoğunlukla saray için bestelenen opera seria, Fransız Devrimi’nin sebep olduğu siyasal çatışmaların sonucunda ortaya çıkan cumhuriyetçi rejim ile birlikte krallıkların devrilmesiyle sarsıntıya uğradı.
Opera serianın trajik ve karamsar havası, güldürücü öğelerle desteklenerek 18. yüzyılın Kuzey İtalya’sında yerini buldu ve opera buffanın gelişmesini sağladı.
Bu opera türünde orkestra, sahnedeki neşeli havaya uyum sağlar ve neşeli havanın bozulmaması için günlük konuşmaya yakın bir üslup benimsenir. Opera seria daha çok saray gibi üst sınıflara hitap ederken opera buffa, kostüme ve dekora daha az ihtiyaç duyması sebebiyle daha az bütçeyle oluşabildiği için halktan insanlara da hitap eder. Karakterleriyle insanların açgözlülük, kibir gibi zayıflıklarını göstererek saray ile alay eder.
Giovanni Battista Pergolesi, Wolfgang Amadeus Mozart, Gaetano Donizetti ve Georges Bizet, çağdaş ortamda komik karakterleri ve komik olay örgüsünü konu edinen opera buffanın öncülerindendir. Mozart’ın Figaro’nun Düğünü adlı operası buna bir örnektir. Fransız Devrimi’nden 10 sene önce aristokratlarla alay ettiği için o dönemde sahnede oynanması yasaklandı.
İçinde bulunan komik öğelerden dolayı opera buffaya benzeyen ancak biçim konusunda farklılıklar gösteren farklı ülkelerde ortaya çıkan çeşitli opera türleri de var. Bunlardan biri Fransa’da ortaya çıkan opéra comique (opera komik). İtalya’da başlayan opera buffa Fransa’yı etkileyince bu opera türü oluştu. Konularını tanrılardan ya da üst sınıftan edinmek yerine gündelik hayata atıfta bulunduğu için orta sınıftan epey ilgi gördü. Georges Bizet’nin Carmen isimli operası bu türün en ünlülerinden. Konusunu aynı isimli kısa bir romandan alan trajediyi anlatan opera, 1830’lu yıllarda Sevilla’da yaşayan Carmen’in ilişkilerini ve entrikalarını konu edinir.
Sonuç olarak, opera seria mitoloji, tarih ve kralları içerirken daha geleneksel bir modeli benimser. Öte yandan opera buffa eğlendirici unsurları içeren, aristokrasiyle alay eden bir opera türü. Yine de aralarında ayrım yapmak bazen tam olarak mümkün olmuyor. Mozart’ın Don Giovanni operası opera buffa olarak sınıflansa da ciddi tarafı da göz ardı edilemez.
Kaynakça
https://operadequebec.com/en/learn-more/opera-101/
https://www.britannica.com/art/opera-seria
https://tr.wikipedia.org/wiki/Opera_seria
https://courses.lumenlearning.com/atd-epcc-musicappreciation/chapter/opera-buffa/
https://en.wikipedia.org/wiki/Carmen
BENZER YAZILAR
Anadolu Rock: Selda Bağcan
Türk şarkıcı ve besteci Selda Bağcan'ın hayat serüveni.
Silbo Gomero: Bir Ada Halkının Islık Dili
"Silbo Gomero", La Gomera adasının sakinlerinin kökeni yüzyıllar öncesine dayanan ıslık dili.