İrlandalıların geçmişinde kara günler olarak değerlendirilebilecek Büyük İrlanda kıtlığıyla ilgili gerçekleri okuyunca, İrlandalıların neşeli olmalarıyla, eğlenceli barlarıyla, enerjik sokaklarıyla tanınmalarına şaşıracaksınız.
İrlanda’da Patatesin Önemi
Güney Amerika’dan İspanyollar aracılığıyla 16. yüzyılda Avrupa’ya gelen patates, kolay yetiştirilebilmesi ve ucuz olmasının yanında doyuruculuğunun yüksek olması nedeniyle kıtaya gelir gelmez çiftçilerin ve halkın gönlünü kazandı. 18. yüzyılın sonlarına doğru Avrupalı çiftçiler verim alamadıkları başka besinler yerine patates ekmeye başladı ve böylece patates, Avrupa’nın en çok tüketilen besinlerinden biri haline geldi.
Bu yeni başlayan patates akımından en çok etkilenen ülkelerden biri İrlanda oldu, büyük tarlaların yanı sıra artık halk da evlerinin arka bahçelerine patates ekmeye başladı. Üstelik İrlanda’daki patates tüketimi yalnızca patatesin insanlar tarafından besin olarak tüketilmesiyle kalmamış, İngilizlerle yaptıkları büyükbaş hayvan ticaretinde de hayvanları beslemek için kullanılmıştı.
İrlanda'da Büyük Kıtlığın Başlangıcı
19. yüzyılın başlarında patateslere bulaşan Phytophthora infestans isimli mantar, İrlanda ve diğer bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde tarlalarda yayılmaya başladı. Bu durum da yıllar içerisinde patates tüketiminin en çok olduğu ülkelerden biri olan İrlanda’da 1845 yıllarında açlık ile bağlantılı ölüm vakalarının ortaya çıkmasıyla birlikte 7 yıl sürecek olan İrlanda Patates Kıtlığı, bir diğer adıyla da Büyük Kıtlık dönemine yol açtı. İrlanda’nın bu hastalıktan diğer ülkelere kıyasla daha çok etkilenmesi ve büyük bir kıtlığa sürüklenmesinin nedeni ise bu mantarın etkilediği patates türlerinden birinin İrlanda’da çok yaygın olan “Irish Lumper” türü olması ve diğer Avrupa ülkelerinin aksine İrlanda tarlalarında ekilen patateslerde tür çeşitliliğinin pek bulunmamasıydı.
İrlanda'da Patates Kıtlığı Esnasında Açlık ve Sefalet
İrlanda, patatesin yokluğuyla zamanla açlığın ve fakirliğin ortasında kaldı. Bazı insanlar günlerini bir patatesle, bazen iki yumurtayla, hatta şekerli suyla geçiriyorlardı. Doğan çocuklar çoğunlukla açlık veya hijyen ile ilişkili hastalıklardan dolayı küçük yaşlarda hayatını kaybediyordu. History’ye göre, 7 yıllık Büyük Patates Kıtlığı içerisinde yaklaşık 1 milyon kişi besin yetersizliğinden veya buna bağlı olan hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti.
İrlanda'da Kıtlık Sırasında Dışarıdan Alınan Yardımlar
O zamanlar Birleşik Krallık bünyesi altında bulunan İrlanda, İngiltere’den yardım istedi. İngiltere İrlanda’ya bir miktar tahıl gönderdi ancak İrlanda’da bu tahılları işleyecek değirmen yoktu. Bunun yanında, İngiliz toprak sahipleri aç ve fakir halkı kira ödeyemediği için arazilerinden çıkarttılar. Gıda azaldıkça fiyatlar daha da yükseldi ve halkın alım gücü gittikçe azaldı. Oluşturulan yardım kuruluşları da kötü yönetildi ve yetersiz kaldı. Hiçbir çaba veya yardım durumu iyiye götürmedi. Trt Haber’e göre, kıtlığın en kötü yılı olarak geçen 1847 yılında ise binlerce kilometre uzakta bulunan Osmanlı, kraliçe kendi yardımından daha büyük bir yardım kabul etmediği için gizli olarak, Drogheda limanına üç gemiyle ilaç, yiyecek, başka ihtiyaçlar ve bin Sterlin gönderdi. İrlanda devleti ise bu yardıma karşılık olarak 1995’te belediye binasına Türk halkına teşekkür plaketi astırdı. Bunun yanında, 1997’de dönemin İngiltere başbakanı Tony Blair, kıtlık zamanında krizin iyi yönetilemediğini kabul edip Birleşik Krallık adına özür diledi.
TRT Haber - İrlandalılar, atalarının kaderini değiştiren Osmanlı Sultanını unutmadı.
İrlanda'da Kıtlık ve Göçler
Büyük İrlanda Kıtlığı’nın insanların ölümü dışındaki bir etkisi de İrlanda dışına verilen göçlerdi. History’ye göre kıtlığın başlarından 1855’e kadar olan sürede yaklaşık 2 milyon kişi Amerika, Kanada, Avustralya ve İngiltere gibi ülkelere göç etti. Göç etmeye çalışan halkın bir kısmı da yolda uzun yolculuk esnasında gemilerde hayatını kaybetti. Britannica’ya göre, 1844’te yaklaşık 8,4 olan İrlanda nüfusu, 1851’de 6.6 milyona düştü. Hatta bugün bile İrlanda kıtlık öncesi nüfusuna tekrar ulaşamadı çünkü kıtlık zamanı başlayan göçler, sonrasında da devam etti. Özellikle Amerika’nın İrlanda’dan aldığı göç, İrlandalıları ABD’yi oluşturan etnik gruplar arasında en çok nüfusa sahip olan 5 köken grubundan biri haline getirdi.
Göçmenler gittikleri yerlerde daha iyisini bulmayı umdular ancak özellikle Amerika’ya göçen İrlandalılar, Katolik oldukları ve göç ettikleri bölgelerde çoğunlukla Protestanlar bulunduğu için ayrımcılığa uğradılar, başka bir açlık ve sefaletin içerisine düştüler. Gidenlerin bir kısmı çalıştıkları veya barındıkları yerlerdeki hijyen eksikliğinden dolayı hastalanarak hayatlarını kaybettiler.
https://www.wesleyjohnston.com/users/ireland/past/famine/demographics_pre.html
Ülkelerinden ayrılmayan İrlandalılar sonrasında yıllarca sürecek olan İrlanda bağımsızlık hareketini başlatan Ulusalcılar ve İngiltere’ye bağlı kalmak isteyen Birlikçiler olarak iki politik gruba ayrıldı. Fakat İngiltere’nin Patates Kıtlığı zamanında kendilerini yalnız bıraktığını düşünüp İrlanda’nın Birleşik Krallık’tan ayrılması gerektiğini düşünenler çoğunluktaydı. Dolayısıyla, İrlanda’da kalanlar ve başka ülkelerdeki İrlandalı göçmenlerde İrlanda milliyetçiliği yükselişe geçti. Yükselen milliyetçilikle uyumsuz olarak halkta İngilizce, İrlandacanın yerini aldı ve halkın çoğunluğu İngilizce konuşmaya başladı.
Geçmişte Kalan Acılar ve Hatıralar
Bir yüzyıldan fazla etkileri başka ülkelere giden İrlandalılarda bile sürmüşken İrlandalıların sefaletiyle ilgili kitaplar yazılıp, filmler çekilmese olmazdı. Yazılan kitaplardan biri olan Angela’nın Külleri’nde, ailesi kıtlık döneminde New York’a göç etmiş olan İrlandalı Frank McCourt kendi yaşamını anlatıyor. 1996 yılında Pulitzer ödülü alan ve 1999’da Alan Parker yönetmenliğinde filmi çekilen otobiyografinin yazarı Frank McCourt, kitapta çocukluğunda New York’taki zamanlarından başlayarak, Amerika’da daha fazla yaşayamayıp İrlanda’ya geri dönüşleri ve gençlik yıllarında yazar olma hayaliyle Amerika’ya tekrar göç edişine kadar ailesinin çektiği acıları bir çocuğun, yani kendisinin, ağzından anlatıyor.
Filmin fragmanı:
İrlandalılar geçmişlerinde yaşanan bu acı dönemi her yıl, bulundukları ülkelerde törenlerle anmaktadırlar. Büyük İrlanda Kıtlığı’nın en önemli sembollerinden biri ise 1997’de İrlandalı heykeltıraş Rowan Gillespie tarafından Dublin Liffey Nehri kenarına yapılan heykeller. Heykellerde dikkat çeken özellik figürlerin hepsinin bir deri bir kemik olması ve yüzlerinden çaresizlik okunması. Bir ayrı detay ise arkadaki zayıf köpek, ki bu da bize insanların dışında hayvanların da bu kıtlıktan nasibini aldığını gösteriyor. Anıtın yapıldığı yer ise özel olarak seçilmiş, heykellerin Patates Kıtlığı’nın başlarında, 1846’da, Amerika’ya giden ilk geminin kalktığı yere, yani Custom House rıhtımına yapılması uygun görülmüş. Bu heykellerin dışında İrlandalıların açlıktan sonra en çok göç ettikleri şehirlerden New York, Boston ve Toronto’ya da benzer heykeller yapıldı.
Büyük Kıtlık Anıtı, Dublin
Boston Büyük İrlanda Kıtlığı Heykelleri
İrlanda Patates Kıtlığı özetle İrlanda halkının 7 yıl süren açlık hikayesi olarak açıklanabilir ama bu dönemin İrlanda tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilme sebebi halkın üzerindeki sosyo-ekonomik, demografik ve politik etkisinin 19. yüzyıl İrlandalılarını bağımsız bir İrlanda Cumhuriyeti kurulmasına sürüklemesi.
Şimdi İrlandalıları neşeli bir halk olarak tanımlarken gülüşlerinin refahtan, rahatlıktan gelmediğini; bardağın dolu tarafını görmeye çalışan bir halk olduklarını söyleyebiliriz.
KAYNAKÇA
https://www.history.com/topics/immigration/irish-potato-famine
https://www.history.com/news/after-168-years-potato-famine-mystery-solved
“Frank McCourt – Angela’nın Külleri”
https://www.wesleyjohnston.com/users/ireland/past/famine/demographics_pre.html
https://www.britannica.com/event/Great-Famine-Irish-history
https://en.wikipedia.org/wiki/Great_Famine_(Ireland)
https://www.atlasobscura.com/places/famine-memorial
https://tr.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birleşik_Devletleri%27nde_ırk_ve_etnisite
BENZER YAZILAR
Seyahat defterinden sanat eseri
Sanatçı Jose Naranja'nın büyük bir ustalıkla hazırladığı seyahat notları. Havacılık mühendisi olan sanatçı, gittiği ülkelerden izlenimlerini, deneyimlerini dolma kalemiyle not etmiş, çizmiş. Sayfaları pullarla ve karikatürize ettiği çizimlerle donatmış.
Gezegenlerin Renkleri
Gezegenler hangi renktedir? Kendi gözlerimizle gezegenlerin renklerini ayırt edebilir miyiz?