Bu yazımızda Türkiye'nin simgelerinden Nemrut Dağı'nı ve bu bölgenin kültürel mirasını ele aldık.

Adıyaman'ın Kahta ilçesinde 2150 metre yükseklikte bulunan Nemrut Dağı, hem gün batımının hem de gün doğumunun keyfini çıkarabileceğiniz yegane yerlerden. 1987 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesi'ne giren Nemrut Dağı, hala çözülemeyen gizemlere ev sahipliği yapıyor. 

Nemrut Dağı'nın Tarihi

Komagene Kralı I. Antiochus'un mezarı için inşaa edilen bu muhteşem yerin tarihi Antiochus'un babasına uzanıyor. 

Büyük İskender ve Perslilerin savaşı sonucunda Mithridates bağımsızlığını ilan ediyor ve Komagene Krallığı'nı kuruyor. Bu krallığın altın çağı ise oğlu I. Antiochus zamanında yaşanıyor. 

I. Antiochus, tanrılarına ve atalarına olan minnettarlığını göstermek için bu mezarı yaptırtıyor. Helenistik Dönem'in görkemli eserlerinden olan bu mezarın bulunduğu irtifa ve kalıntılarının günümüze ulaşabilmesi de oldukça şaşırtıcı. 

Nemrut Dağı'nın tepesindeki bu mezarın varlığı biliniyor ancak günümüzdeki teknolojilerle bile ulaşılması mümkün olmamış. Mezar, girmeye çalışan insanların üstüne çökecek şekilde tasarlanmış. 

Komagene Krallığı'nın kurulduğu bölge oldukça fazla kültüre ve yaşam tarzına ev sahipliği yapan bir yer ve birçok krallığın da ortasında sıkışmış, bundan ötürü Kral I. Antiochus da birleştirici bir denge politikası yürütmek zorunda kalmış.

Bu politikasını din konusunda da gözlemlemek mümkün. Komagene Krallığı'nın kucaklayıcı politikası nedeniyle ayakta kaldığını düşünen uzmanlar da bulunmakta. Nemrut Dağı'ndaki bu tapınak, döneminin en önemli ibadet merkeziymiş. Bu tapınakta heykelleri bulunan tanrılara hem Pers hem de Yunan kültüründeki isimleri ile hitap ediliyormuş.

Yunanlıların güneş tanrısı Apollo ile Perslilerin adalet ve güneş tanrısı Mithras aynı heykelde temsil edilmiş ve heykelde ikisinin ismi de mevcut. Bir diğer örnek ise Yunanlıların fiziksel gücü simgeleyen tanrısı Herakles ile Perslilerin aynı gücü simgeleyen tanrısı Artagnes. Bu iki tanrı da aynı heykel üzerinde temsil edilmiş. Bu durumun daha birçok örneğini bulmak mümkün. 

I. Atniochus meşruiyetini kanıtlamak için krallığının birçok yerine, kendisinin tanrılar ile el sıkışırken resmedildiği heykelleri yerleştirmiş. Bu şekilde krallığında yaşayan insanlar, I. Atniochus'un tanrılar tarafından gönderildiğine inanmış. 

Nemrut Dağı'ndaki Tapınağın Keşfi

Nemrut Dağı, 1881 yılında yol yapım çalışmaları sırasında Alman mühendis Karl Sester tarafından keşfedilmiş. İlk başta Sester, buranın Asurlulardan kalma olduğunu düşünmüş. Bu keşif üzerine Kraliyet Akademisi bu bölgeye Otto Punchtein liderliğinde bir grup araştırmacı göndermiş.

Uzun çalışmaların sonucundan Otto Punchtein, Yunanca olan kitabeyi çözmeyi başarmış, buranın Komagene Krallığı'na ait olduğunu ve I. Antiochus tarafından yaptırıldığını keşfetmiş. Bu kitabede ise Antiochus'un yasaları ve kişisel yazıları bulunuyormuş, şaşırtıcı bir şekilde yazıtların üzerinde heykellere dair oldukça detaylı bilgiler de bulunuyormuş. Uzmanlara göre bu bilgiler adeta, ileride bu heykellerin keşfedileceğini düşünülerek yazılmış. 

İlerleyen yıllarda ise 1953'ten 1980'e kadar süren arkeolojik çalışmalar yapılmış. Bu çalışmalarda Amerikalı Arkeolog Theresa Goell ve Friedrich Karl Dörner ile birlikte İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin kurucusu Osman Hamdi Bey ve Alman mühendis Karl Humann görev almış. Bu kazıların sonucunda keşfedilen taşınabilir kalıntılar bazı müzelerde sergilenirken, asıl keşif Nemrut Dağı'nda bütün görkemi ile ayakta duruyor. 

Bugün Nemrut Dağı'nda bulunan bu kıymetli tarihi bölge, 1987 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınırken, 1989 yılında ise Milli Park statüsüne çıkarılmış. 

Nemrut Dağı'ndaki Heykeller

Nemrut Dağı'nın I. Atniochus'un mezarı olması dışındaki en önemli özelliklerinden biri de tapınak olarak kullanılması ve bu nedenle birçok heykel barındırması. Nemrut Dağı'nda 3 bölge bulunuyor: Doğu terası, Batı terası ve Kuzey terası.

Doğu Terası

Bu bölge tapınağın en iyi korunmuş bölgesi olarak geçiyor. Aynı zamanda tapınağın kutsal merkezi, dolayısıyla en önemli taş ve mimari kalıntılar da bu bölgede bulunuyor. Burada bulunan bütün heykellerin yüzleri, güneşe dönük şekilde konumlandırılmış.

Yeryüzü hakimiyetini temsilen ormanların kralı olarak görülen aslan heykeli, gökyüzü hakimiyetini temsilen ise kartal heykelinin yerleştirildiğini görüyoruz. Bunların yanında I. Antiochus'un ve önemli tanrılardan olan Zeus, Apollon ve Herakles'in heykelleri de bulunmakta.

2002 yılından burada bulunan heykellerin başları, koptukları gövdelerinin önüne yerleştirilmiş. Gerçek boyutlarının 8-9 metre olduğu tahmin ediliyor. 

Dikkatleri üzerine çekmeyi başaran bir heykel de bu serinin tek kadın heykeli olan bereket tanrıçası Kommagene. Bu heykelin bir diğer özelliği ise bu tapınağın keşfinden 1963 yılına kadar Kommagene heykelinin başının ait olduğu gibi kaidesinin üstünde olması ancak 1963 yılında bir yıldırım düşmesi sonucu bu heykelin başı da diğerleri gibi gövdesinden ayrılmış ve kaidenin önüne yerleştirilmiş. 

Batı Terası

Tahtlarında oturan dev tanrı heykelleri, I. Antiochus'un heykeli ve yazının önceki kısımlarında bahsettiğimiz I. Antiochus ve tanrıların el sıkışma heykeli de bu terasta bulunuyor. 

Bu terastaki bir diğer ilginç kalıntı ise yıldızlar ve ay ile süslü olan aslan kabartması. Bu kabartmadaki yıldızlar ve ay incelendiğinde tarihin, 7 Temmuz 62 olduğu anlaşılıyor. Bu tarih I. Antiochus'in tahta çıktığı tarih olarak da biliniyor. Bu terastan gün batımını da izlemek mümkün, sırf bu gün batımına tanık olabilmek için her yıl binlerce kişi burayı ziyaret ediyor. 

Kuzey Terası

Kuzey Terası, Doğu ve Batı teraslarını birbirine bağlıyor, bu yüzden tören yolu olarak da görülen bu yol 180 metre uzunluğunda. Burada tamamlanmamış halde bulunan steller (antik çağda, yekpare taştan yapılmış mezar taşı, resmi yazı ya da sınır taşı) ve kaideler yer alıyor. 

Nemrut Dağı'na Nasıl Gidilir?

Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bulunmasına rağmen, Nemrut Dağı'na Malatya'dan çıkmak da mümkün. 

Malatya'dan çıkmayı tercih ederseniz yol yaklaşık 2 saat sürüyor. Nemrut Milli Park Alanı'na geldiğinizde dilerseniz arabanızı park edip patika yolları servis ile gitmeyi de tercih edebilirsiniz. 

Adıyaman merkezden ise yaklaşık 1.5 saat sürüyor. Yol yaklaşık 86 kilometre. 

Adıyaman merkezden kalkan şehirlerarası otobüsler ile ulaşımınızı sağlayabilirsiniz. Rehberli geziler de mevcut. Özel aracınızla gitmeyi tercih ederseniz de yol üzerinde Adıyaman'ın simgelerinden Cendere Köprüsü ve Arsemia şehri gibi yerleri de görmeniz mümkün.

Türkiye'de görülmesi gereken yerlerin başında gelen Nemrut Dağı, binlerce yıllık tarihi mirası ile zamana meydan okuyor. Geçmişte yolculuk yapmayı mümkün hale getiren yerlerden biri olması ile ziyaretçilerini hala büyülemeye devam ediyor. Yanı başımızdaki bu derin tarihi, daha da iyi tanımak ve öğrenmek için en güzel yollardan biri olan seyahat kavramının hayatımıza geri dönmesini bütün insanlıkla birlikte iple çekiyoruz. 

Linkler:

https://www.hurriyet.com.tr/seyahat/gizemi-hala-cozulemeyen-nemrut-dagi-40786506

https://www.bizevdeyokuz.com/nemrut

https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-44428/nemrut-dagi-adiyaman---kahta.html

https://tr.pinterest.com/pin/329748003954035396/

https://www.hurriyet.com.tr/seyahat/bu-hafta-sonu-rotanizda-nemrut-dagi-olsun-40823685


BENZER YAZILAR

6 Farklı Ülke, 6 İhtişamlı Kütüphane

Kütüphane denince aklımıza gelen soğuk ve sessiz görüntünün dışında kalan, her köşesinde ayrı bir şaheserin bulunduğu bu göz alıcı kütüphaneleri ziyaret ederek edebiyat ve sanatın eşsiz buluşmasının tadını çıkarabilirsiniz.

Fuji Dağı

Fuji Dağı çok eski çağlardan beri Japon halkı tarafından kutsal sayılan bir dağ. Şinto inanışına göre Japonlar Fuji Dağının Tanrılardan biri olduğuna inanıyor.


Paylaş