Kimdir? Kısaca Hayatı
Ahmet Ertegün, 1923 yılında İstanbul'da doğdu. Babası büyükelçi olan Ertegün’ün çocukluğu İsviçre, Fransa ve İngiltere'de geçti. Müziğe ilgisi genç yaşlarda Londra'da yaşarken Cab Calloway ve Duke Ellington gibi sanatçıları keşfetmesiyle başladı. 1940’lı yıllarda ailesiyle Amerika’ya taşındıktan sonra, Washington DC'deki Howard Tiyatrosu'nda Louis Armstrong, Billie Holiday ve Ella Fitzgerald gibi isimlerin performanslarını izleme şansı yakaladı.
Kısa süre sonra, kardeşi Nesuhi Ertegün ile birlikte Washington Türk Konsolosluğu’nda çeşitli konserler organize etmeye başladılar. Bu sırada babaları vefat eden Ahmet ve Nasuhi, Türkiye’ye dönmeyerek Amerika’da kalmayı seçtiler.
Atlantic Records'un Kuruluşu
Üniversitede felsefe öğrenimi gören Ertegün, yerel bir plak dükkanında çalışmaya başladı. Bu yıllarda Herb ve Mariam Abramson ile tanışan Ertegün kardeşler, iki defa yapım şirketi kurma girişiminde bulundular. İki başarısız girişimin ardından, aile dostu Dr.Vahdi Sabit'in mali desteği ve Abramson’ın da ortaklığıyla ile 1947'de Atlantic Records adlı kendi bağımsız şirketlerini kurdular.
Atlantic Records’u kurmamızın sebebi, müziklerini beğendiğimiz birkaç sanatçı ile kontrat imzalamak ve satın almak isteyeceğimiz türden albümler çıkartmaktı.
Atlantic Records, New York'ta 56. cadde üzerindeki küçük ve sıkışık bir ofiste müzik endüstrisine giriş yaptı. Ertegün, ilk yıllarda büyük müzik yayıncılarından ilgi görememesi nedeniyle Nugetre takma adını alarak şarkı yazmaya başladı. 1951'de Clovers için hit olan "Fool, Fool, Fool" ve "Don't You Know I Love You" şarkılarını bu dönemde kaleme aldı. Şirket ilk olarak 1949'da Ruth Brown ile anlaşma imzaladı. Brown, Teardrops From My Eyes (1950) ve Mama, He Treats Your Daughter Mean (1953) şarkılarıyla Atlantic Records için büyük başarıya imza attı.
1952 Atlantic Records için önemli bir yıldı çünkü Ray Charles ile anlaşma imzalamışlardı. Charles'ı boogie-woogie olarak tanımlanan piyano çalma stilini geliştirmesi için ilham veren isim Ertegün’dü. Atlantic Records, Ray Charles’tan sonra Columbia Records'ta başarısızlığa uğrayan Aretha Franklin ve Otis Redding ile anlaşma imzalayarak hızla yükseldi. Ertegün, 1955 yılında Elvis Presley ile albüm görüşmelerine başladı. Presley'e 25 bin dolar teklif edilmişti, ancak onun istediği miktar daha fazlaydı. Böylece sözleşme 20 bin dolar farkla RCA Records plak şirketine satılmış oldu.
1960'lar ile birlikte hem Ertegün, hem Atlantic Records hem de Amerika için yeni bir dönem başladı. Sivil haklar hareketinin kitleleri etkisi altına almasıyla birlikte soul müzik yükselişe geçti, bu durum Atlantic ve bünyesindeki sanatçıları da etkiledi. Ertegün bu dönemde caz ve gospel tarzını devam ettirmenin yanı sıra Los Angeles’ta gelişmekte olan pop müziği de takip ediyordu. Kısa süre sonra Sonny, Cher ve Buffalo Springfield gibi önemli isimlerle ile masaya oturan Ertegün’ün yıldızı giderek parladı. Atlantic Records artık sadece siyahi caz severlere değil, aynı zamanda Amerika’nın beyaz gençlerine de hitap ediyordu.
Atlantic Records ve The Rolling Stones
1967 yılında Ertegün, Atlantic Records'u Warner Müzik Grubu'na satmaya karar verdi. Ancak Warner Müzik Grubu, Ertegün kardeşlerin şirkette devam etmesini istedi. Bu sayede çok önemli bir isim şirketin bünyesine katılmış oldu: The Rolling Stones.
Ertegün, Mick Jagger ile tanışmasını şu sözlerle anlatmıştı, "1969 sonbaharında Los Angeles'taydım. Bir stüdyonun yanından geçerken dışarda kalabalık bir genç grubunu gördüm. Kim bunlar diye sordum, The Rolling Stones'un plak kaydı yaptığını söylediler.’’ Sonrasında The Rolling Stones'un Decca Records ile sözleşmesinin bittiğini öğrenen Ertegün, Mick Jagger ile randevu ayarladı. Ertegün'ün buluşma sırasında uyuyakalması Mick Jagger'ı etkilemişti. ‘‘Bu adam diğer plak şirketi sahipleri gibi yapışkan değil.’’ diyen Jagger ile Ertegün'ün dostluğu böyle başladı. Ertesi gün, kendi plak şirketlerini kurmayı düşünen grup üyelerini tek tek ikna eden Ertegün, anlaşma imzalamayı başardı.
1970’ler ve The Rolling Stones Atlantic Record için dönüm noktası oldu, artık rock&roll çağıydı. Ertegün arka arkaya Led Zeppelin, Crosby, Yes, Nash & Young, Cream ve Bad Company ile anlaşma imzaladı. 80’lere gelindiğinde bu isimleri AC/DC, Phil Collins, Twisted Sister, Skid Row, Genesis ve Rush takip etti. Ertegün, Eric Clapton ile tanışmasını şu sözlerle anlatmıştı, "Gözleri kapalı, dinleyebileceğiniz en tatlı soloyu atıyordu. İşte Eric Clapton ile böyle tanıştım ve Cream’i kurdum."
Rock and Roll Hall of Fame Müzesi
Ertegün, prestijli bir müze olan ve birçok ünlü ismi ağırlayan Rock and Roll Hall of Fame’in (Rock and Roll Şöhretler Müzesi) kurulmasındaki öncü isimlerden biriydi. 1983'te kurulan ve Ohio’da bulunan müzenin ana sergi salonuna Ertegün’ün adı verildi. Rock and Roll Hall of Fame, rock & roll kültürünün gelişim süreçleri ve bu süreçte öne çıkan sanatçılar hakkında bilgi veren bir müzedir. Ziyaretçiler Elvis Presley, The Rolling Stones, The Beatles gibi sanatçıların sahne kostümlerini görebilir, müziklerini dinleyebilir, röportajlarından ve konserlerinden kesitler izleyebilirler.
Ertegün, 1991 yılında Berklee Müzik Okulu'ndan fahri doktora ünvanına lâyık görüldü. 2000’de Birleşik Devletler Kongre Kütüphanesi tarafından "Yaşayan Efsane" ünvanı aldı. Ray Charles’ın “Pure Genius: The Complete Atlantic Recordings” adlı albümünün yapımcısı olarak En İyi Tarihi Albüm kategorisinde Grammy Ödülleri'ne aday gösterildi. Üç farklı alanda Grammy Ödülü bulunan Ertegün, 2006’da Onur Ödülü aldı.
Ahmet Ertegün'ün Ölümü
“Tükenmek unutulmaktan iyidir.”
2006 yılındaki The Rolling Stones konserinde düşerek başını çarpan Ertegün, komaya girdi. Komadan çıkamayan ve tıbbi olarak sağlığına kavuşmasına imkan kalmayan Ertegün aynı yıl hayatını kaybetti. 2007’de Ahmet Ertegün anısına İstanbul’da konser veren Led Zeppelin, “Stairway to Heaven” şarkısını Ertegün’e adadı.
Hayatının her döneminde durmak bilmeden çalışan Ertegün, unutulmaktan korktuğunu dile getirmişti. Eric Clapton, The Rolling Stones, Led Zeppelin, Phil Collins gibi isimleri ve daha nicesini müzik dünyasına kazandırarak unutulmayacak işlere imza attı.
Kaynak : Atlantic Records, Zorlu PSM, Hürriyet
BENZER YAZILAR
Freddie Mercury ve Bohemian Rhapsody
Hala Rock müzik için oldukça büyük öneme sahip Bohemian Rhapsody şarkısını, 4 oktava kadar çıkabilen nadir insanlardan olan Freddie Mercury’yi ve Queen grubunu inceledik.
Xavier Dolan’ın Filmlerindeki Müzikler
Xavier Dolan'ın filmlerinde yer verdiği müzikler, türler ve klipleri