Dünyanın en pahalı ikinci baharatı olan vanilyanın, bir bitkiden sofralara uzanan yüzyıllardır süren hikayesi

Vanilya, kutsal tapınaklardan, İngiltere Kraliçesi'nin özel mutfağına kadar eşsiz bir tarihi olan baharat. Keşfi yüzyıllar öncesine dayanan vanilya, 19. yüzyıla kadar sadece Meksika ve çevresinde yetiştirilebiliyordu. Bakımı çok emek ve zaman isteyen doğal vanilya, halen dünya çapında az miktarda üretilebilmektedir. 

Vanilya'nın Tarihçesi

Aslında bir orkide türü olan vanilya, orkide türleri arasında yenebilir bir meyve üreten tek tür. Asma gibi çevresindeki bir ağaca sarınarak büyüyen vanilya, doğal ortamda ağaçlar kadar büyüyebiliyor. Tarihte vanilyayı kullanan ilk topluluk Meksika yerlisi olan Totonaklar olarak biliniyor. Totonoklar, 15. yüzyıl dolaylarında vanilyayı, tapınaklarda güzel koku amaçlı kullanıyordu. İnanışlarına göre, vanilya Tanrı’nın bir hediyesiydi. Efsaneye göre Totonaklar’ın prensesi olan Prenses Xanat, babasının reddetmesine rağmen ölümlü bir kişiyle ilişki yaşar ve babası da hem prensesi hem de kaçtığı kişiyi öldürtür. İki sevgilinin kanının döküldüğü yerlerde ise vanilya orkideleri yetişir.

Bu inanışlarına uzun yıllar sadık kalan Totanaklar, yıllar geçtikçe vanilya bitkisini evcilleştirdi. Ancak 15.yüzyılda, Aztekler bölgeyi işgal edince Totanaklar’ı esir olarak aldılar ve onlardan vanilya filizi ile vergi almaya başladılar. Vanilyayı daha yakından tanıdıkça Aztekler, vanilyanın tadının ve yenebilir özelliğinin üstünde çalışmaya başladılar. Bu çalışmalarının sonucunda kakao ve vanilyayı karıştırarak seremonik bir içecek olan “xocolatl” yani günümüzde sıcak çikolata olarak bilinen içeceği keşfettiler. Aynı zamanda vanilya olgunlaşıp hasat edildikten sonra siyah bir renk aldığı için Aztekler vanilyayı “siyah çiçek” olarak adlandırdılar.

Vanilya Çiçeği

Aztekler, İspanyollar kıyılarını keşfedene kadar değerli “siyah çiçek” üzerinde hüküm sürdüler. İspanyollar, Aztek topraklarına geldiğinde niyetlerinin dostça olmadığını bir sürü kişi bilmesine rağmen, Aztek Kralı Montezuma onlara, Aztekler için geleneksel bir içecek olan vanilyalı sıcak çikolata ikram etti. İspanyollar, daha önce hiç içmedikleri bu içecekten oldukça memnun kaldılar ve bir şekilde tarifini ele geçirdiler. İspanyollar daha sonra hem Kral Montezuma'yı öldürdü hem de Aztek İmparatorluğu’nun sonunu getirdi.

Vanilyanın Dünyaya Yayılması

Aztek topraklarına gelen İspanyol istilacıların başı olan Hernán Cortés, vanilyalı sıcak çikolatayı Avrupa’ya getiren kişi oldu. Avrupa’da yayılmaya başlayan vanilya, sadece çikolataya tat katan bir baharat olarak kullanılıyordu. Ancak 17.yüzyılda Kraliçe Elizabeth’in Eczacısı olan Hugh Morgan, çikolata olmadan sadece vanilya kullanılan şekerlemeler yaptı. Kraliçenin çok sevdiği bu şekerlemelerle beraber vanilya tüm Avrupa’da sadece yardımcı bir tat olarak değil tek başına da kullanılmaya başlandı. 18.yüzyılda ise, Fransızlar vanilyayı dondurmada kullanmaya başladı ve bu tat çok ilgi gördü. O dönemde Fransa’da yaşayan Thomas Jefferson, Amerika’ya dönüşünde vanilyalı dondurma tarifini de beraberinde getirdi ve Amerika’da yayılmasını sağladı. Jefferson’un kendi eliyle yazdığı bu tarif, günümüzde Kongre Kütüphanesi’nde saklanıyor.

Vanilya’nın yemek kitaplarındaki tariflere girmesi ise 19.yüzyılda oluyor. 19.yüzyılın ilk yarısında birkaç tarifte görülen vanilya, yüzyılın diğer yarısında inanılmaz bir ilgi görüyor. Vanilyalı dondurma, en çok tercih edilen dondurma ve tatlı çeşitlerinden biri oluyor. Vanilyanın Amerika için diğer bir önemi ise Amerikan üretimi olan kolanın ana bileşimlerden biri olması. 1886’da, Atlantalı bir Kimyacı olan John S. Pemberton, kendi ürettiği bir içecek olan kolayı “entelektüel içecek” olarak satmaya başladı. Bu olaylardan sonra vanilya, Amerikan yiyecek ve içecek endüstrisinin vazgeçilmezlerinden biri oldu. İlerleyen dönemlerde tüm dünyada, vanilya kullanımı yiyecekler haricinde, parfüm, tütün ve alkolde de görülmeye başlandı.

Vanilyanın meyve hali

Vanilya Neden Bu Kadar Pahalı?

Vanilya, safrandan sonra dünyadaki en pahalı baharat. Üretimi ve eldesi büyük bir emek isteyen vanilyanın, doğal yaşam alanı haricinde büyümesi ve üremesi de oldukça zor. Bir sarmaşık olarak şekil alan yetişkin bir vanilya, büyüdüğünde soluk yeşil çiçekler açar. Doğal yaşam alanı Meksika olan vanilya, o bölgeye özgü arılar tarafından tozlaşabilir. Çiçekler ise sadece 24 saat kadar açık kalır ve bu süre içinde tozlaşmazsa ölür. Tozlaşmanın başarılı olduğu durumlarda, 15 ile 25 santimetre boyutları arasında meyveler oluşur.

18.yüzyılda birçok insan vanilya sarmaşığını alıp dünyanın başka bir yerinde yetiştirmeye çalıştı ancak vanilyayı sadece Meksika bölgesine özgü arılar tozlaştırabildiği için, uzun bir süre vanilya bir tek Meksika’da yetişti. 19.yüzyılda, Hint Okyanusu’ndaki Réunion Adası'nda köle olarak yaşayan 12 yaşındaki Edmond Albius, vanilyanın tarihini değiştirdi. Albius, vanilyayı el ile tozlaştırmak için bir sopa ve başparmağını kullandığı bir yöntem keşfetti. Basit ve etkili olan bu teknik, Madagaskar, Hindistan, Tahiti ve Endonezya’dan başlayarak tüm dünyaya yayıldı. Günümüzde Madagaskar ve Réunion, dünya vanilya stoğunun yüzde 75’ini karşılıyor.

Vanilyanın tüketilen son hali

Her ne kadar vanilya çiçeğini tozlaştırmak için kolay yöntemler geliştirilmiş olsa da tüketebilen vanilya eldesi daha birçok aşama gerektiriyor. Olgunlaştıkça elle toplanan vanilyalar, çok aşamalı sertleştirme işleminden geçiyor ve siyah bakla şeklinde vanilyalar elde ediliyor. Bu baklaların olgunlaşması 9 ay sürerken, tüm bu işlemlerin de çok titiz bir şekilde yapılması gerekiyor. Tüm bu emek ve zorluklardan dolayı dünya çapında üretim miktarı çok düşük. Bu nedenle de vanilya en pahalı ikinci baharat olarak uzun yıllardır yerini koruyor.

Günümüzde yiyecek, içecek, parfüm ve diğer bütün ürünlerde kullandığımız vanilyanın yüzde 99’u sentetik vanilya. Çok emek isteyen vanilya üretiminden dolayı aynı tat ve kokuyu yakalamak isteyen üreticiler alternatif seçeneklere yöneliyor. Bunun sonucunda ortaya birçok farklı maddeden elde edilmiş sentetik vanilya çıkıyor. Her ne kadar gerçek vanilya siyah çubuklardan oluşsa da bugün vanilya rengi olarak bilinen renk çok hafif sarı tonu içeren bir beyaz. Bu rengin kaynağı ise hafif sarı bir renk veren sentetik vanilya. İlgi çekici bir tarih ve yüzyıllar boyu süren keşifler sonucunda sentetik vanilyanın da yardımıyla vanilya aroması artık hayatın birçok yerinde. Ancak doğal bir vanilyaya ulaşmak halen çok zor ve emek isteyen bir süreç.

Kaynaklar:

https://www.nationalgeographic.com/culture/food/the-plate/2014/10/23/plain-vanilla/

https://www.thrillist.com/culture/history-of-vanilla-the-secretly-insane-origin-of-vanilla

 


BENZER YAZILAR

Haftanın Gelişmeleri: 25-31 Mayıs 2021

İnternet Explorer hayatımızdan çıkıyor mu? Discord uygulaması ile ilgili gelişmeler, Google Haritalar'dan yeni özellikler, Fransa'da gençlere destek, ABD'nin ilk açık deniz rüzgar çiftliği ile ilgili haftanın gelişmelerinden 5 güncel seçki.

Sapiens'ten Amerikalılar ile ilgili bir anekdot

Apollo 11 astronotları Ay'a seyahat etmeden önceki aylarda ABD'nin batısında Ay'a benzeyen ıssız bir çölde eğitim gördüler. ⁠Burası Kızılderili topluluklara ev sahipliği yapıyordu.


Paylaş