Aaron Sorkin imzalı The Trial of the Chicago 7, 1968’de Chicago’da Vietnam Savaşı’na karşı yapılan protestolar bağlamında haklarında suçlamalar bulunan bir grup insanın dava sürecini anlatıyor.

Yazar: Gökçe Erdoğan - Boğaziçi Üniversitesi

Aaron Sorkin, çeşitli film ve dizilerdeki yazarlığı ile bilinirken, 2017’de yazdığı Molly’s Game filmini aynı zamanda yöneterek yönetmenliğe adım atmıştı. The Trial of the Chicago 7, Aaron Sorkin’in hem yazdığı hem de yönettiği ikinci filmi. Kalabalık ve güçlü bir kadroya sahip olan film bu oyuncu kadrosu ile, Oyuncular Birliği Ödülleri’nde En İyi Toplu Oyuncu Performansı dalında ödül aldı. The Trial of the Chicago 7, Amerika’daki 1968 kuşağındaki bir grup insanın geçirdikleri dava sürecine odaklanıyor.

Yönetmen: Aaron Sorkin

Senarist: Aaron Sorkin

Oyuncular: Sacha Baron Cohen, Yahya Abdul-Mateen II, Eddie Redmayne, Jeremy Strong, Mark Rylance, Joseph Gordon-Levitt

Yapımcılar: Paramount Pictures, DreamWorks Pictures, Cross Creek Pictures, Marc Platt Productions, ShivHans Pictures

Nerede Çekildi?: Chicago ve New Jersey

Puanları: IMDB – 7.8, Rotten Tomatoes - %89, Letterboxd – 3.7

Nereden İzlenebilir?: Netflix Türkiye

Filmin Konusu Nedir?

Film, 1968’de Chicago’da Vietnam Savaşı’na karşı yapılan protestolar bağlamında haklarında suçlamalar bulunan bir grup insanın dava sürecini anlatıyor. 1968 yılındaki Demokrat Parti toplantısını, Vietnam Savaşı’na karşı oldukları için protesto etmek isteyen farklı gruplar Chicago’da toplanıyor. Protestoların polisin şiddet dolu tepkisinden sonra daha farklı bir hal almasıyla protestocu sekiz kişi bir ayaklanma başlatmayı planlamakla suçlanıyor. Film, belki de tek ortak noktaları Vietnam Savaşı’na karşı olmak olan bu farklı grupları ayrı ayrı aktarıyor. Zaman zaman fikir ayrılığına da düşen grubun protestolar sırasında ne yaptıkları ve dava sırasında neler yaptıkları gösteriliyor.

Amerika’da 1968 Kuşağı ve Chicago Yedilisi

1968 dünyanın pek çok ülkesinde öğrenci protestolarının, savaş karşıtı protestoların yapıldığı bir yıl ve dönem. Örneğin, Fransa’da Fransız Sinematek’inin yöneticisi Henri Langlois’ın atılması protesto edilirken, Türkiye’de gençler etrafında örgütlenen öğrenci protestoları ve anti-emperyalist protestolar vardı. Amerika’da ise bu dönem savaş karşıtı, Vietnam Savaşı’na karşı protestoların yapıldığı bir dönemdi.

Amerika’da bu dönem aynı zamanda Martin Luther King gibi siyahi liderlerle birlikte ırk ayrımcılığına karşı protestoları yapılıyordu ve ikinci dalga feminizmin yayılıyordu. Demokrat Parti’nin, John F. Kennedy’nin öldürülmesinden sonra Amerikan başkanı olan Lyndon B. Johnson’ın Vietnam savaşına dair politikasını desteklemesinden sonra, bu dönemdeki protestocuların tepkisi bu yöne doğru kaydı. Böylece Chicago’daki Demokrat Parti toplantısını protesto etmek amacıyla savaş karşıtı çeşitli gruplar Chicago’ya gitti. Polis ise toplanan protestoculara karşı şiddet uygulayamaya başladı.

Abbie Hoffman, Jerry Rubin, David Dellinger, Tom Hayden, Rennie Davis, John Froines ve Lee Weiner’dan oluşan Chicago 7’lisi aslında dava sürecine 8 sanık ile başlıyor. Ancak, Bobby Seale’ın davasının düşmesi üzerine 7 kişi kalıyorlar. Haklarındaki suçlama ise, eyalet sınırlarını geçerek ayaklanma çıkarmaya çalışmak ve bunun için birlikte çalışmak. Daha sonra, 1972’de dava sonucunda verilen tüm hükümler temyiz davasında geri alınıyor.

Filmin Oyuncuları ve Diğer Ekibi

Filmin senaristi ve yönetmeni Aaron Sorkin güçlü kalemi ile tanınıyor. Genellikle, The Social Network, Moneyball, Molly’s Game gibi filmlerinde görüldüğü gibi gerçek hayattan uyarlama senaryolar yazıyor. The West Wing ve The Newsroom gibi dizilerinde görüldüğü gibi televizyon için politik dramalar yazıyor. Sorkin, oyuncuların tamamen yazdığı sözlere sadık kalmasını istemesiyle biliniyor. The Newsroom dizisinden Olivia Munn’ın ilettiğine göre Aaron Sorkin oyuncuların diyalogları aktarırken virgüllere bile dikkat etmesini bekliyormuş.

Sacha Baron Cohen en çok kendi yarattığı orijinal karakterleri ile tanınıyor. Bu karakterler arasında en meşhur olanları Amerika’yı gezmeye gelen Kazakistanlı kurgusal bir gazeteci olan Borat ve The Dictator filminin baş karakteri General Aladeen.

(Film setinde Aaron Sorkin.)

Eddie Redmayne, The Theory of Everything filminde Stephen Hawking’i canlandırmış ve bu rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında bir Oscar kazanmıştı. Redmayne ayrıca, Les Misérables ve The Danish Girl gibi filmlerde yer almış ve Harry Potter serisinin evreninde geçen Fantasic Beasts serisinde başrolü oynamıştı.

Filmde Jerry Rubin’i canlandıran Jeremy Strong son zamanlarda HBO’nun Succession dizisiyle gündemde. Dizide canlandırdığı rolle Eleştirmenlerin Seçimi ve Emmy gibi ödül törenlerinden ödül kazanan Jeremy Strong metot oyunculuk yöntemini seçenlerden. The Trial of the Chicago 7 filmi içinse Aaron Sorkin’den ona gerçekten biber gazı sıkmalarını istemiş.

Güçlü ve kalabalık bir kadroya sahip olan filmin diğer oyuncuları arasında Watchmen dizisinden Yahya Abdul-Mateen II, Inception gibi filmlerden Joseph Gordon-Levitt, ünlü oyuncu Michael Keaton, geniş bir tiyatro kariyeri de olan Mark Rylance ve daha pek çok isim var.

Filmin Oscar Adaylıkları

En İyi Film

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu – Sacha Baron Cohen

En İyi Özgün Senaryo

En İyi Film Kurgusu

En İyi Görüntü Yönetimi

Bu yıl Sacha Baron Cohen hem The Trial of the Chicago 7 ile hem de Borat Subsequent Moviefilm ile pek çok adaylık kazandı. Altın Küre’de The Trial of the Chicago 7 ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kaybetmişken Borat Subsequent Moviefilm ile Komedi Dalında En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandı. Aaron Sorkin ise en son 2011 yılında The Social Network filmi ile En İyi Uyarlama Senaryo Oscar’ını kazanmıştı.

Film Hakkındaki Genel Yorumlar

Filmi beğenen seyirci kadar beğenmeyen seyirci de var. Filme dair en büyük eleştirilerden biri Aaaron Sorkin’in yönetmenliği hakkında. Senaristliği açısından beğenilen Sorkin’in yönetmenliğinin yazarlığına kıyasla zayıf kaldığı söyleniyor. Oyunculuk açısından genel olarak beğenilen filme dair bir diğer eleştiri konusunun aktarılışı açısından. Amerika’nın politik olarak Donald Trump döneminde yaşadıklarından sonra The Trial of the Chicago 7 gündeme uygun bir film olarak görülüyor. Ancak, Aaron Sorkin’in konuyu fazlasıyla merkezden ele aldığı düşünülüyor. Özellikle bu filmle aynı dönemde geçen Judas and the Black Messiah filmi ile kıyaslanınca. Film birazcık ya beğenilen ya da beğenilmeyen filmlerden. Yani, konusunu, politik dramaları ve Aaron Sorkin’in kalemini seven seyirciler filmi de sevmiş.