Şibam'daki topraktan gökdelenler nasıl inşa edildi, burada yaşam nasıl? Antik dönemlerden kalan toprak gökdelenler, insanlığın en zorlu ortamlara adaptasyonunun bir işareti.

 

Şibam, ıssız bir çölün kenarında 16. yüzyıldan kalan bir toprak kasaba. Yemen’de kerpiçten inşa edilen gökdelenleriyle ünlü bu yer, dünyanın dikey yapı kullanan en eski kasabası. 1930’larda baharat ve tütsü rotasının önemli bir durağı olan Şibam, İngiliz kaşif Freya Stark tarafından Çölün Manhattan’ı olarak adlandırılmış. Kent, 1982’den beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Antik Kentin Stratejisi

Çölün dümdüz zemininde yükselerek şaşırtıcı bir manzara sunan bu antik kasaba stratejik bir kentsel planlamanın ürünü. Şibam, çölün Hadramut Vadisi’nde hem suya hem tarım alanına yakın bir şekilde konumlanmış. 1530’larda geçirdiği selden büyük zarar gördükten sonra yeniden planlanmış, evler su taşkınlarından korunması için bir tepenin üzerine inşa edilmiş.

Şibam kent planı

Evlerin dikdörtgen bir sınıra sıkışık şekilde yerleştirilmesi ise başka bir strateji; çölün yakıcı güneşine karşı gölge oluşturmak, yüksek bina tepelerinden yaklaşan düşmanı gözetleyebilmek ve labirente dönüşen sokaklarda düşman saldırılarından korunmak.

Antik kentin kaotik sokakları düşman saldırıları için kaçış imkanı sağlıyor. Yüksek apartmanlar yapıldığı yıllarda bir statü göstergesi.

Dar sokaklar güneşin yakıcı etkisini azaltıyor. Duvarların topraktan yapılması da hem sokakları hem de evlerin içinin daha serin olmasını sağlıyor.

Steve Mccurry’nin kadrajından Şibam’da yonca toplayan kadınlar. Güneşten korunmak için taktıkları sivri hasır şapkaların adı “Madhalla”.

Nasıl İnşa Edilmiş?

5-11 kat arası olan, 30 metre yüksekliğe uzanabilen kerpiç binaların tuğlaları, şehri çevreleyen verimli topraklardan elde edilmiş. Toprak, saman ve suyun karışımından oluşan bloklar, güneşin altında günlerce bekleyerek pişmiş.

Evlerin penceresiz zemin katları, hayvancılık ve tarımla uğraşan kentliler için bir depo alanı. Şehrin savunma stratejilerinin bir ürünü olarak da bazı katlarda kaçış için bağlantılar sağlayan köprüler var.

Kerpiç binaların çevre etkilerden korunabilmesi için sık sık bakımları yapılıyor.

Yüksek sıcaklık ve rüzgarların yanı sıra, elbette çamurdan kentin en büyük doğal tehlikelerinden biri de yağmurlar. Şibam 2008 yılında büyük bir sel atlatmış. Bir çok binanın temeli hasar görmüş ve pek çoğu çökmüş.

Sadece doğal etkilere değil insani tehditlere de maruz kalıyor toprak kent. Yemen’deki iç savaşlardan zarar gören Şibam ve Yemen’in bir başka etkileyici kenti Sana, 2015 yılında UNESCO’nun Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne alınmış.

Şibam’da Kent Yaşamı

Yemen yaklaşık 3000 yıllık tarihi olan bir ülke. Bu sebeple de burada hayat geleneklere göre yaşanıyor. Bir kabile toplumu olan Yemen, geleneklere bağlı olmayı sürdürerek modern hayata da adapte olmaya çalışan bir yaşama sahip.

Şibam, sokaklar ve duvarlara hakim olan kum beji rengi ile birden bizi ortaçağın içine çekiyor. Antik çağlarda, güney Arabistan’dan Akdeniz’e kadar gelen baharat yolunun kilit duraklarından biri de Şibam. Eskiden bu yolda develerle süren 62 günlük yorucu bir yolculukla 3000 ton baharat, yağ, tütsü ve parfüm taşınırmış. Şibam bugün de halen aynı ritminde baharat ve tütsü ticaretine devam ediyor ve yaklaşık 7000 kişiye ev sahipliği yapıyor.

Kaynaklar:

https://www.nationalgeographic.com/travel/destinations/asia/yemen/shibam-mud-skyscraper-yemen/

https://www.atlasobscura.com/places/shibam-hadhramaut

https://www.trover.com/d/jlJ3-shibam-shibam-yemen?st=adpdnc1

https://www.yolculukterapisi.com/yemen/

https://www.businessinsider.com.au/photos-show-shibam-yemen-as-ancient-city-crumbles-2019-10/amp

https://www.pulkayak.fr/yemen-42-diapo-9348/


BENZER YAZILAR

Doğadan Esinlenen Tasarım “Biyomimikri”

Kuş yuvası, deniz süngeri ya da uyluk kemiği; doğadaki her şey tasarıma ilham olabilir.


Paylaş