Pandemi dönemiyle birlikte sinemaların kapalı olması film festivallerinin devamlılığını da belirsiz bir hale getirmişti. Ancak, dünyanın pek çok yerindeki festivaller bölgesel olarak çevrimiçi gösterimler düzenleyerek bu süreçte de devamlılıkların korumayı başardılar. Bu festivallerden biri de İKSV’nin İstanbul Film Festivali.
İstanbul Film Festivali Çevrimiçi Film Gösterimi Nedir?
İstanbul Film Festivali Çevrimiçi Film Gösterimi, İstanbul Film Festivali’nin filmonline.iksv.org adresi üzerinden düzenlediği film gösterimleridir. Her ay belli bir seçkisi olan gösterimler yalnızca Türkiye’den erişime açık. Geçtiğimiz yıllarda fiziksel olarak düzenlenen film festivalleri gibi filmler bilet alınarak izleniyor. Kombine ve filmler için tek tek bilet alma seçenekleri var. Saat akşam dokuzda gösterime açılan filmler, beş gün boyunca gösterimde kalıyor. Satın alınan filmleri izlemeye başladıktan sonra ise 30 saatlik bir izleme süresi var.
Çevrimiçi Film Gösterimi Uygulaması Ne Zaman ve Nasıl Başladı? Neler Var?
Çevrimiçi Film Gösterimi uygulaması, Mayıs ayından beri yapılmakta. Nisan 2020’de yapılması planlanan İstanbul Film Festivali’nin iptal olması sonucunda Çevrimiçi Film Gösterimi uygulaması başlatılmıştı. O zamandan beri aylık seçkilerin yanında, Başka Sinema Ayvalık Film Festivali Seçkisi ve Adana Altın Koza Film Festivali Ulusal Yarışma gibi diğer festivalleri de kapsayan gösterimler düzenlenmekte. Aynı zamanda sonbahar aylarında, İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması ve Uluslarası Yarışma gösterimleri yapıldı. Sinema salonlarının açık olduğu dönemde yapılan Filmekimi Galaları ise fiziksel gösterimlerin yanında çevrimiçi gösterimlere de sahipti.
Şubat Seçkisinde Hangi Filmler Var?
Şubat seçkisinde, Almanya, Fransa, Yunanistan, Polonya, Estonya gibi pek çok ülkeden 12 tane film var. Filmler, genellikle ülkeler arası ortak yapıma sahip. Seçki, 5 Şubat’ta Enfant Terrible filmi ile başlayıp 28 Şubat’ta Adults in the Room filmi ile bitiyor. Seçkideki filmlerin bir kısmı ilk gösterimlerini, Tallinn Film Festivali, Venedik Film Festivali, Berlin Film Festivali gibi uluslarası film festivallerinde yapmış durumda.
Ne Zaman Başlıyor?
Filmlerin biletleri 3 Şubat’tan itibaren satışa sunulmaya başlanacak. Gösterimler ise 5 Şubat’tan itibaren her hafta sonu üç film gösterilecek şekilde ilerleyecek. Büyük ihtimalle Şubat ayı ortası gibi Mart ayı seçkisi açıklanacak.
Şubat Seçkisindeki Filmler
Enfant Terrible (Yaramaz Çocuk)
Bir Alman filmi olan Enfant Terrible’ın Türkiye’deki ilk gösterimleri Filmekimi Galaları’nda yapılmış. Film, Alman sinemasının en önemli yönetmenlerinden, Alman Yeni Dalgası’ndan Rainer Werner Fassbinder’in hayatını anlatıyor. Özellikle Fassbinder’in yönetmen olarak yükselişine ve ünlü olmasına odaklanıyor. Filmi, Oskar Roehler yönetiyor ve Fassbinder’ı Dark dizisinde de yer almış Oliver Masucci canlandırıyor.
Erna at War (Annem Savaşa Gidiyor)
Talinn Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazanan Danimarka, Estonya ve Belçika ortak yapımı Erna at War, Birinci Dünya Savaşı zamanında geçiyor. Oğlu askere çağrılınca onu korumak için erkek kılığına girip askere katılan bir anneyi anlatıyor. İKSV’nin sitesine göre film hem trajik hem de eğlenceli.
Elmalar
Elmalar, dünyadaki herkesin hafızasını kaybetmesine yol açan bir salgın sonucunda yeni bir kimlik kazanmaya çalışan bir adamı anlatıyor. Yunanistan, Polonya ve Slovenya ortak yapımı olan film aynı zamanda Yunanistan’ın Oscar adayı. Yönetmeni Christos Nikou’nun ilk filmi olan Elmalar, Yorgos Lanthimos ile özdeşleşen Yunan Tuhaf Dalgası’nın örneklerinden biri.
Relic
Üç nesil kadının, aile evlerinde yaşadıkları üzerine bir korku filmi Relic. The Newsroom dizisinden ve farklı filmlerden tanıdığımız Emily Mortimer başrollerden birini oynuyor. Relic, filmin yönetmeni Natalie Erika James’in ilk uzun metrajlı filmi. Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan film yine hafıza ve unutmak temalarını işliyor.
The Nest (Yuva)
Türkiye’deki ilk gösterimlerini Başka Sinema’nın Ocak Çevrimiçi Gösterimleri’nde yapan The Nest, başrollerinde Jude Law ve Carrie Coon’u bulunduruyor. Film, yatırımcı olan Rory’nin ailesini Amerika’dan İngiltere’ye taşınmaya ikna etmesiyle gelişen olayları anlatıyor. Sean Durkin’in yazıp yönetipi film, 1980’lerde bir ailenin iç dinamiğine ve dönemin şartlarının insanları nasıl etkilediğine odaklanıyor.
The Salt of Tears (Gözyaşlarının Tuzu)
Fransız Yeni Dalga’sını isimlerinden Philippe Garrel’in yönettiği The Salt of Tears, ilk gösterimini 2020’de Berlin Film Festivali’nde yapmış. Film, bir sınava girmek için Fransız kırsalından Paris’e giden Luc ve onun orada Djemila ile yaşadığı ilişkiyi anlatıyor. Siyah-beyaz çekilen film, Luc’un iki şehir, iki dünya ve iki aşk arasında kalmasını gösteriyor.
Nowhere Special (Alelade Bir Yuva)
Venedik Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan Nowhere Special’ın yönetmeni ise Uberto Pasolini. War & Peace dizisinden ve Little Women filminden James Norton’un başrolünde yer aldığı film, 5 yaşındaki oğluna tek başına bakan bir babayı anlatıyor. Filmde, ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenen John, öldükten sonra oğlunun birlikte yaşayacağı bir aile bulabilmek için uğraşıyor.
Delicatessen (Şarküteri)
Delicatessen, gösterime girişinin 30. yılı olması sebebiyle Şubat seçkisinde yer alıyor. İnsan eti satan bir kasabın yer aldığı ve tüm sakinlerinin ayrı bir şekilde garip olduğu bir apartmanı anlatıyor. Bu konusuna rağmen, aslında genel olarak bir kara komedi olan Fransız filmini Marc Caro ve Jean-Piere Jeunet yönetiyor.
The Soviet Garden (Sovyet Bahçesi)
Moldova ve Romanya ortak yapımı olan The Soviet Garden, 1960’lı yıllarda Moldova’da nükleer enerjiyi kullanarak yapılan tarım çalışmalarını anlatan bir belgesel. Belgeler ve kantıların yavaş yavaş ortaya çıkmasıyla bir yandan da Sovyet yönetimi altındaki Moldova’ya bir bakış sağlanıyor. Genetiği değiştirilmiş organizmalar hakkındaki çalışmaların ne kadar ileri gidebileceğini gösteren film, İKSV’nin sitesine göre HBO dizisi Chernobyl’i hatırlatıyor.
Tenere
Manchester Film Festivali’nde En İyi Görüntü Ödülü'nü kazanan belgesel, Şubat seçkisindeki tek Türk filmi. Hasan Söylemez'in yönettiği Tenere Nijer’den Avrupa’ya gitmeye çalışan insanların hikayesini anlatıyor. Bu süreçte insanların yaşadıkları bütün fiziki ve duygusal sıkıntılara odaklanan film, insanların kamyon yolculuğunda geçirdikleri günleri gösteriyor.
The Prince (Prens)
Şili, Arjantin ve Belçika ortak yapımı olan film, 1970’lerde Şili’deki bir hapishanede geçiyor. The Prince, bir şekilde kendini hapishanede bulan narsist Jaime’nin hapishanede yaşadıklarını anlatıyor. Film, Jaime’nin hapishanede tanıştığı ve kendinden yaşça büyük bir adamla aralarındaki karmaşık ilişkiye de odaklanıyor. Sebastián Muñoz’un yönettiği film Venedik Film Festivali’nde Kuir Aslan ödülünü almış.
Adults ln The Room (Odadaki Yetişkiner)
Fransa ve Yunanistan ortak yapımı olan film, geçtiğimiz yıllardaki Yunanistan ekonomik krizine ve krizin sebeplerine bir bakış sağlıyor. Politik filmleriyle tanınan Costa-Gavras’ın yönettiği film o dönemde güç sahibi olan ve öne çıkan herkesi odağına alıyor. Avrupa Birliği’nin de ekonomik krizdeki rolünü gösteren Adults In The Room, 28 Şubat’ta gösterime girerek Şubat seçkisinin son filmi oluyor.
Kaynakça
BENZER YAZILAR
Türk Sinematek Derneği
1965'te kurulup 1980'da kapatılan Türk Sinema Derneği ve Yeni Sinematek Sinemaevi hakkında bilgiler.
The Good Place : Güldürürken Düşündürmek Gerçekten Mümkün mü?
Ölümden sonraki yaşamı düşünmek hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı.