Hisar Dergisi
1946 yılında Türkiye’nin tek partili döneme geçmesiyle farklı düşüncelerdeki insanlar çeşitli partiler etrafında gruplaştı. Bu demoktatik gruplaşma edebiyat alanında da baş gösterdi. Böylece farklı sanat görüşlerine sahip insanlar kendi dünya görüşlerini yansıtan gruplar etrafında toplanmaya başladı.
Bu gruplardan biri de sanatı sanat için yapmayı hedefleyen gençlerin birleşerek oluşturduğu “Hisar” ya da “Hisarcılar” adı verilen edebi bir topluluktu. Hisar topluluğu, kendi görüşlerini savunabilmek ve topluluğun üyelerini birleştirmek için bir süreli yayın çıkarmaya karar verdi. Böylece Hisar dergisi 16 Mart 1950 tarihinde Ankara’da yayınlanmaya başladı.
Hisar topluluğunun dergi çıkarmasının iki sebebi vardı. İlki, kendi sanat anlayışlarına göre şekillenen eserlerin okuyucuyla buluşmasıydı. İkincisi ise sanat alanındaki görüşlerini savunmak, ithamlara ve itirazlara cevap vermekti.
Aylık olarak çıkarılan dergi, bir fikir, edebiyat ve sanat dergisiydi. Fakat dergide şiire daha fazla ağırlık verildi. Bunun yanında sahne sanatlarına, müziğe, musiki bahislerine ve plastik sanatlara ilişkin çeşitli yazılar, eleştiriler, yorumlar ve denemeler de yayında yer aldı. Ayrıca yerli ve yabancı tiyatroların tanıtımları da yapıldı. Hisar’da siyasi denilebilecek hiçbir yazıya yer verilmedi. Yazarların da herhangi bir siyasi tartışmayı dergiye taşımasına karşı çıkıldı.
Hisar dergisinin 59. sayısı, Kasım 1968.
Derginin kurucularını ve ilk sayısındaki kadrosunu Mehmet Çınarlı, İlhan Geçer, Mustafa Necati Karaer, Gültekin Samanoğlu, Fikret Sezgin, Yahya Benekay, Munis Faik, Hasan İzzet Arolat, Osman Fehmi Özçelik olmak üzere dokuz isim oluşturuyordu. Fakat derginin asıl sorumluluğu Mehmet Çınarlı’ya aitti.
Hisar topluluğunun oluşmasında ve Hisar dergisinin çıkarılmasında Munis Faik Ozansoy yol gösterici oldu. Ozansoy, resmi olarak dergi yönetiminde bulunmasa da derginin başyazarlığını ve yazı kurulu başkanlığını yaptı.
Dergi, ülkenin önde gelen fikir ve sanat insanlarından pek çoğunu bünyesinde bir araya getirdi. Bunun yanında yayınlandığı dönemin gençlerine de destek oldu ve bir rehber niteliği taşıyarak edebiyata birçok yeni isim kazandırdı.
Hisar’ın bünyesinde yayın hayatı boyunca kurucuları ve yöneticilerinin yanında 500’den fazla kişi yer aldı. Ahmet Muhip Dıranas, Ziya Osman Saba, Osman Attilâ, Nurettin Özdemir, Yavuz Bülent Bakiler, Memduh Şevket Esendal, Tarık Buğra, Mustafa Kutlu, Suut Kemal Yetkin ve Yusuf Mardin bu isimlerden yalnızca bir kaçıydı.
1965 yılında derginin altında “Hisar Yayınları” adında bir yayınevi de kuruldu. Burada şiir, tiyatro, roman, hikaye ve inceleme kitapları çıkarılıyordu. İsteyen her şair ve yazarın eserlerini bastırabildiği bu yayınevinde toplamda 28 kitap edebiyata kazandırıldı. Fakat maddi sıkıntılardan dolayı bu kurumun da çalışmalarına son verildi.
Derginin kuruluş yıldönümlerinde çeşitli faaliyetler ve şiir günleri yapıldı. “Hisar Edebiyat Günleri” adı verilen bu faaliyetlerin amacı sanat ve edebiyat çevrelerini bir araya getirmek, sanatı halka sevdirmek ve edebi bakımdan toplumu doyurmaktı. Bu buluşmalar neticesinde dergiyi daha geniş çevrelere tanıtma ve ulaştırma fırsatı da doğdu.
Maddi yetersizliklerden dolayı zor zamanlar geçirse de varlığını sürdürmeye çalışan Hisar dergisi, okuyucunun itirazlarına rağmen 1980 yılının Aralık ayında son sayısını çıkartarak yayın hayatına son verdi.
Hisar Dergisinin Amacı
Cumhuriyet’in ilanının ardından çıkarılmaya başlayan birçok dergiden farklı olarak Hisar dergisinin ilk sayısında derginin amacını açıklayan bir açıklama ya da yazı bulunmuyordu. Uzun bir süre bu şekilde yayınlanan dergi çeşitli ithamlara maruz kaldıktan sonra Mehmet Çınarlı bir radyo programında derginin asıl amacını ve ilkelerini açıkladı. Böylece Türk Edebiyatı’nda ilk defa bir topluluğun ve derginin amacı bildiri metniyle bir radyo programında açıklanmış oldu.
“Hisar adı millî kültüre ihanet edenlere, millî değerleri yok etmeye çalışanlara, dilimizi, edebiyatımızı soysuzlaştırmayı gaye edinenlere karşı bir savaş çağrısıdır.” Mehmet Çınarlı.
Derginin asıl amacı eski şiirden, milli edebiyat ve kültür çizgisinden ayrılmadan, gelenekçi bir bakış açısıyla daha yeni ve güzel bir şiir ortaya çıkarmak, geçmiş yıllarda Türk şiirini çıkmaza sokanlara karşı bir tavır almaktı. Bu amaç özellikle derginin çıkarıldığı dönemde hakim olan ve Türk Edebiyatı’nı tamamen reddeden Garip akımına tepki olarak doğdu. Dergi takındığı bu tutumu, Milli Edebiyat akımının ilkelerine bağlı olarak gerçekleştirdi. Böylece Hisar, 1950 sonrasında Milli Edebiyat’ın temsilcisi haline geldi.
Derginin yayın ilkelerinin ise dört farklı odak noktası bulunuyordu:
1) Sanat, ideolojiden bağımsız olmalıydı. Sanatçı peşin hüküm vermemeli, toplumsal kalıplara bağlı kalmamalıydı.
2) Oluşturulan sanat eseri Türk milletinin ruhunu ve edebiyatını yansıtmalı yani milli bir karakter taşımalıydı.
3) Sanatçı eskiyi tekrar etmeden ve ondan kopmadan edebiyatta yenilik yoluna gitmeliydi.
4) Dergide dilin ırkçılığı yapılmamalıydı. Yani Halkın konuştuğu Türkçe edebiyat dili olmalı, dilin sadeleşmesi için çalışılsa da halka mal olmuş kelimeler dilden atılmamalıydı.
Hisar dergisi yayınlandığı süre boyunca kendisini salt sanat taraftarı ve ideoloji karşıtı olarak tanımladı. Amacı ve ilkeleriyle Batı’nın kopyalanmasına, geçmiş değerleri kabul etmeyen ideolojiye, sanatın siyaset ile karışmasına, dilde uydurma kelimelerin ortaya çıkmasına ve dilde yersiz tasfiyeciliğe karşı çıktı. Öyle ki Mehmet Çınarlı, deginin ilerleyen sayılarında yayınladığı başyazısında sanatı herhangi bir siyasi ideolojinin aleti olmaktan kurtarmayı amaç edindiklerini belirtti.
Hisar Dergisinin Yayın Hayatı
Derginin yayın hayatı iki farklı döneme ayrılıyordu. Hisar dergisi, yayınlanmaya başladığı Mart 1950 tarihinden itibaren Ocak 1957 tarihine kadar yedi yıl boyunca aralıksız olarak çıkarıldı ve 75 sayısı yayınlandı. Ardından maddi sıkıntılar nedeniyle yayın hayatına ara verdi.
Artık fikirlerini halkla buluşturabilecek bir araçları olmayan Hisar topluluğu, eserlerini yayınlayacak başka bir yayın organı da bulamadı. Aynı zamanda derginin eski okuyucuları derginin tekrar çıkarılması için baskı yapıyordu. Bu nedenlerden dolayı Ocak 1964’te dergi yeniden basılmaya başlandı. Bu tarihten sonra Aralık 1980’e kadar 202 sayısı çıkarıldı ve 1980 yılında yayın hayatı sonlandı.
Dergi kesintilere uğrasa da toplamda 24 yıl boyunca yayınlandı. Böylece Hisar, Türk Edebiyatı’nda süreli olarak yayınlanan en uzun ömürlü dergilerden biri haline geldi.
Kaynaklar:
Ceran, D. (2007). Hisar şiirinde çocuk (Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hisar_(dergi)
https://islamansiklopedisi.org.tr/hisar--dergi
BENZER YAZILAR
Filipo’nun Kitabı-Pedro Alonso O’choro
“La Casa de Papel” dizisinde Berlin karakteriyle tanıdığımız Pedro Alonso O’choro'nun çıkardığı yeni kitap hakkında merak edilenler.