"Dünyanın en güzel aşk hikayesi" olarak nitelendirilen Cemile ve yazarı Cengiz Aytmatov

“Ne güzeldi, yüzü bir ilham, bir tutku kaynağıydı! Duyuyordum bunu, fakat tam anlayamıyordum. Şimdi bile kendime sorarım, bir ilham mıdır aşk; şairlerin, ressamların yabancısı olmadığı bir ilham mıdır?”

Cemile, Cengiz Aytmatov

Her coğrafyanın edebiyatı; içinde bulunduğu koşullara göre şekillenir. Savaşlar, kıtlıklar, yönetim biçimleri; eserin teması ne olursa olsun kendini bir yerden dışa vurmayı başarır. Coğrafyaların romanları, şiirleri ve dramaları tarih boyunca geçirdikleri dönemlere ışık tutan en büyük gösterge olmuştur. Dalgalı siyasetleri, soğuk iklimleri ve güçlü kadınları ile şüphesiz Rus edebiyatı büyük hikaye anlatıcılarına ev sahipliği yaptı. Dostoyevski, Balzac, Tolstoy, Çehov, Turgenyev... Ve Rus-Türk coğrafyaları arasında harmanlanan, hem Dünya Edebiyatı'nda hayranlıkla okunan, hem de Türk dünyasında gurur duyduğumuz Kırgız yazar: Cengiz Aytmatov.

Cemile Romanının Konusu

Acı çekmek; Ruslar ve Slav komşuları arasında, dönemlerinin karanlık siyasi atmosferi sebebi ile sık sık kurtuluş aracı olarak tekrarlanan bir temadır. Özellikle Dostoyevski'nin; Yeraltından Notlar ve Suç ve Ceza romanlarında acı çekmeyi yeniden keşfettiği yorumlanır. Hristiyanlık ve Hristiyan sembolizmi de Rus edebiyatında bir diğer önemli konudur. Aşk da, “yasak aşk” olarak bu acılı temalar arasında kendine yer bulur.

Cemile; Aytmatov'un 1958 yılında kaleme aldığı aşk konulu romanıdır. Kocası savaşta düşman askeri ile çarpışmakta olan Cemile'nin, savaşta manen ve madden yaralı Daniyar'a duyduğu derin aşkı, saf ve çocuksu akrabası Seyit'in dilinden anlatılır. Detaylı betimlemeleriyle Aytmatov, okuyucuya Kırgız diyarlarında bir pencere açar. Bozkırlar, atlar, ırmaklar, rüzgarlar kendi toprağının izlerini taşır. Haritada yerini bulmakta zorlanacağımız Kurkuru köyünün kokusunu adeta içimize çekeriz. 1900'lü yıllardaki sosyal yaşantının Türk yaşantısına benzerliği ile de kültürümüzü dünyaya tanıtır.

Cemile'ye baktıkça, bozkıra çıkmak gelirdi içimden; çıkıp yere göğe seslenmek, bağırmak, içimdeki o garip tedirginliği, o garip mutluluğu alt etmek için ne yapmam gerektiğini sormak gelirdi.”

Aytmatov asıl global bilinirliğine Cemile'nin Fransız şair Louise Aragon tarafından Fransızca'ya çevrilmesi ile kavuşur. Cemile'yi “dünyanın en güzel aşk hikayesi” olarak nitelendiren Aragon şu sözlerle imzasını atıyor: “İşte şimdi burada, Villon'un, Hugo'nun, Baudelaire'in Paris'inde, kralların ve devrimlerin Paris'inde; ressamların yüz yıllık Paris olmakla övünen, her taşı ya bir tarihi, ya da bir efsaneyi hatırlatan şu Paris'te; Werther, Berenice, Antonie ve Kleopatra, Manon, Lescaut, Education, Sentimantale, Dominique, hepsi birden bire gözümden düşüverdi. Çünkü ben Cemile'yi okudum. Romeo Juliette, Paola ve Francesca, Hernani ve Dona Sol, artık bunların hiç biri gözümde değil, çünkü, ben İkinci Cihan Savaşının üçüncü yılı yazında, 1943 yılının Ağustos gecesinde Kurkureu vadisinde bir yerde zahire arabalarıyla giden Daniar ve Cemile'ye, bunların hikâyesini anlatan çocuk Seyyit'e rastladım.”

Selvi Boylum Al Yazmalım

Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti.” replikleriyle kalplerimize kazınmış, başrollerinde Türkan Şoray ve Kadir İnanır'ın oynadığı film de Aytmatov'un hikayesidir.

Cengiz Aytmatov'un Hayatı ve Eserleri

Ünlü yazar; Kırgız bir baba ve Tatar bir annenin oğlu olarak, başkent Bişkek'e bağlı Şeker köyünde dünyaya geldi. Babası Moskova'da “Burjuva milliyetçiliği” ile suçlanarak Stalin hükümeti tarafından idam edildi. Annesi çeşitli memuriyetlerde çalışarak 4 çocuğuna tek başına baktı. Babannesi tarafından daha sonra eserlerine de konu olacak masallarla ve efsanelerle büyüdü. Aytmatov, Rus İmparatorluğu'nun SSCB cumhuriyetine dönüştürüldüğü bir zamanda yaşadı. Şeker'deki bir Sovyet okulunda okudu. Erken yaşta çalışmaya başladı, 14 yaşında Sovyet Köy Sekreterliği, daha sonra vergi memuru, yükleyici, mühendis asistanı olarak çalıştı.

1946'da Frunze'deki Kırgız Tarım Enstitüsü Hayvancılık Bölümü'nde veterinerlik eğitimi aldı. Bu da “Dişi Kurdun Rüyası” ve “Elveda Gülsarı” romanlarında işlediği hayvan zihni ve psikolojisini başarıyla aktarmasını açıklıyor. Daha sonra 1956-58 yıllarında yaşadığı Moskova'daki Maxim Gorki Edebiyat Enstitüsü'nde edebi çalışmalara başladı.

Cengiz Aytmatov'un eserleri

Cemile, Elveda Gülsarı, Gün Olur Asra Bedel, Toprak Ana, Beyaz Gemi, Cengiz Han'a Küsen Bulut eserleri ile edebiyat kariyerinde geniş kitlelere hitap etmeye ve çağdaşları arasında hayranlık uyandırmaya devam etti. Lenin Ödülü gibi bir çok ödülle onurlandırıldı. Edebi çalışmalarına ek olarak, önce Sovyetler Birliği ve daha sonra Kırgızistan, Avrupa Birliği, NATO, UNESCO ve Benelüks ülkelerinin büyükelçisi oldu.

Almanya'nın Nürnberg şehrinde, 10 Haziran 2008'de hayatını kaybetti. Babasının da gömüldüğü sanılan Ata Beyit mezarlığına gömüldü ve çok sevdiği babasına sonunda kavuştu. 2008 yılı, Kırgızlar tarafından Cengiz Aytmatov yılı ilan edildi.

Kaynaklar:

https://en.wikipedia.org/wiki/Chinghiz_Aitmatov#Major_works

https://www.goodreads.com/author/show/209681.Chingiz_Aitmatov


BENZER YAZILAR

İnsanlıktan Düşmek, Shakespeare, Kafka ve Haldun Taner’de İnsan Problemi

Bu yazıda insan olmayı bir problem olarak irdeleyen kimi metinler incelenecek.

Yürümenin Felsefesi: Düşünmek İçin Ayağa Kalkmak Gerekir

Masabaşında çalışmak yerine yürüyerek düşünen yazarlardan Nietzsche, Rousseau, Kant ve Gandhi'nin yaşamlarında yürümenin yerini inceledik.


Paylaş