Borderline kişilik bozukluğu nedir? Belirtileri nelerdir ve tedavisi nasıl olmalıdır?

Kişinin diğer insanlardan farklı ve şahsına özgü, kalıtsal özelliklerinin; dış dünyanın etkileriyle harmanlanmasıyla bir kişilik kavramı ortaya çıkar. Bu özellikler, kişinin kendisi ve diğer kişilerle iletişim içerisindeyken sergilediği davranışsal ve duygusal düşünce ile tepki tarzını oluşturur. Kişisel özellikleri şahsa özel, ayırt edici ve tutarlıdır. Kişilik bozukluklarıysa bu yapının içindeki sorunları ele alır. Kişilik bozuklukları arasında karşımıza çıkan bir isim de borderline kişilik bozukluğudur. Bu yazımızda borderline kişilik bozukluğunun ne olduğundan, belirtilerinden ve tedavisinden bahsedeceğiz.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir?

1938 yılında, Adolf Stern tarafından “sınır” kavramı ile ortaya atılmıştır. Adolf Stern’e göre bu durum bünyesinde güvensizlik, aşırı duyarlılık hali, narsizm ve aşağılık duygusunu barındırmaktadır.

Kişilik bozukluğu kavramı olarak ise 1975 senesinde Otto Kernberg isimli bir psikiyatrist tarafından ele alınmıştır. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler ortak olarak otokontrol mekanizmalarında sıkıntı yaşarlar ve davranışları ile düşünceleri arasında istikrarsızlık durumu söz konusudur. Bu istikrarsızlık dolayısıyla kişiye sosyal ilişkilerde sıklıkla problemler yaratan bir psikolojik rahatsızlıktır.

Borderline kişilik bozukluğu, ağırlıklı olarak ergenlik dönemlerinde başlar. Kelime anlamı olarak "borderline"; "belirsiz, sınırda" anlamı taşır. Bunun nedeni, hastalığın tanımlandığı ilk dönemde psikoz ve nevroz olarak adlandırılan psikiyatrik durumların arasında sınır olarak kabul edilmesidir.

Erişkinliğe geçiş döneminde başlayan kişilik bozukluğu; sonuçlarını düşünmeden hareket etme ve düşünce-duygu patlamalarını kontrol etmekte zorluk yaşayan kişileri ifade etmektedir. Borderline kişilik bozukluğu; ağırlıklı olarak insan ilişkilerindeki bozulmalarla beliren, birtakım duygusal dengesizlik ve dürtülerin kontrolsüzlüğünün belirdiği bir sendrom olarak nitelendirilmektedir.

Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler özel, mesleki ve sosyal hayatlarında denge ve güven kurma konusunda sıkıntılar yaşarlar. Sıklıkla hayal kırıklıkları yaşayarak, bitkinlik ve bunaltı belirtileri göstermekte ve anlamsızlık ve boşluk hissiyatlarını taşımaktadırlar. Bu duyguların doğrultusunda anti sosyallik, kötü madde kullanımı ve bağımlılığı ve kendine zarar verme faaliyetleri gösterme eğilimindedirler. Nüfusta bu kişilik bozukluğu %2 oranındayken; kadınlarda erkeklerin üç katı daha fazla görülmektedir.

Borderline Kişilik Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?

Borderline kişilik bozukluğunu yaşayan kişilerde sıklıkla gerçekte kim olduklarını, ne amaçla yaşadığını sorgulama düşünceleri mevcuttur. Ani duygu ve düşünce değişimleri görülür ve bu hızlı değişim; değer yargılarının ve ilgi alanlarının değişmesine de yol açar. Borderline kişilik bozukluğu yaşayan kişiler, olayları çok iyi ya da çok kötü olarak keskin bir şekilde değerlendirir ve bu değerlendirmenin ortalaması yoktur. Bu değişim yalnızca iç dünyasında değil, sosyal hayatındaki insanlara karşı fikirlerinde de bulunur. Çok samimi gördüğü bir arkadaşı hakkında bir anda düşmanıymış gibi tavırlar sergileyebilir. Bu nedenle istikrarsız ikili ilişkilerin içinde bulunur. Aynı zamanda bu kişilerin özel hayatlarındaki ikili ilişkilerinde çok yoğun duygular beslemesi ve aşırıya kaçan davranışlar sergilemesi de söz konusudur. 

Borderline Kişilik Bozukluğunun Belirtileri

Kendini boşlukta hissetme

Tüm duygularını aşırı ve uç noktalarda yaşama

Çok çabuk yakın ilişkiler kurma ya da yakın gördüğü kişilerle ansızın iletişimini kopartma

Yoğun yaşanan ve ani gerçekleşen ruh halinde değişimler

Öfke kontrolünü sağlayamama

Sürekli olarak terk edilme korkusu yaşama ve gerçek ya da hayali bir terk edilme durumundan kaçınmak için abartılı davranışlarda bulunma

Diğer kişiler hakkında güven problemi yaşama ve yersiz şüphecilik

Sürekli olarak etrafındaki insanların hayatlarını kontrol etme, kendi hayatını da yönetilebilir ve bilinebilir kılma çabası

Denetlenmesi zor heyecanlar yaşama

Hızlı ve dikkatsiz araba sürme, gereksiz ve aşırı para harcama, abartılı cinsel davranışlar, kumar ve madde bağımlılığı

İntihar girişimi veya düşüncesi, kendine zarar verme

Borderline kişilik bozukluğunu yaşayan kişilerin ortalama %70-%80’inde en az bir kez yaşanmış kendine kıyım eylemi gözlemlenmiştir. Çoğu borderline hastasında intihar girişimi ve yaklaşık %8’inde tamamlanmış intihar öyküsü vardır.

Bu kişilik bozukluğuna sahip olan hastalarda verilen tüm belirtiler görülmeyebilir. Hastaların bir kısmında çoğu semptom bulunurken, bazıları yalnızca birkaç semptom taşıyor olabilir. Görülen semptom sayısı, şiddeti ve süresi kişiden kişiye değişiklik göstermekle birlikte, belirtilerin ortaya çıkışı rutin olaylarla birlikte tetiklenebilir. Borderline kişilik bozukluğunu yaşayan kişilerde özellikle ikili ilişkilerinde yaşanan ayrılma yahut kavga etme gibi durumlar, semptomların ortaya çıkmasında tetikleyici rol üstlenebilir.

Borderline Kişilik Bozukluğu Neden Olur? Sebepleri Nelerdir?

Bu kişilik bozukluğuna yol açan durumlar net bir şekilde aydınlatılmış olmasa da bazı durumlar hastalığın gelişmesine katkıda bulunur. Sosyal ve kültürel etkenlerin hastalığın gelişiminde etkili olabileceği gibi, genetik faktörlerin de bu gelişimde yeri olduğu düşünülür. Yapılan araştırmalar sonucunda birinci dereceden yakınlarında bu hastalığı taşıyan kişilerin, borderline hastalığına sahip olma riskinin yüksek olduğunu göstermektedir.

Borderline kişilik bozukluğunu yaşayan kişiler arasında küçük yaşlarda taciz, terk edilme, ihmal gibi olaylara maruz kalanların sayısı oldukça fazladır ve erken yaşlarda karşılaşılan bu gibi olayların hastalık gelişiminde büyük rol üstlendiği düşünülmektedir. Bunların yanında konuyla ilgili çeşitli çeşitli hipotezleri bulunan büyük psikiyatristler mevcuttur.

Psikolojik rahatsızlıklar birçok farklı durumun bir araya gelmesi sonucunda ortaya çıkar. Dolayısıyla travma geçiren her kişide yahut birinci dereceden yakınlarında borderline hastası olan herkeste bu hastalığın görüleceğini söylemek doğru bir yaklaşım değildir.

Borderline Kişilik Bozukluğunun Yol Açtığı Durumlar

Borderline kişilik bozukluğu yaşayan kişiler, rahatsızlıkları nedeniyle günlük yaşantılarında çok ciddi problemler yaşayabilirler. Tanısı konulmamış, hastalığı fark edilmemiş veya uygun tedavi edilmemiş hastaların hayatı, borderline sebebiyle olumsuz şekilde etkilenir. İşini kaybetme, ikili ilişkilerde şiddetli anlaşmazlıklar yaşama ve boşanma, ilişkilerinde yıpratıcı olma, eğitimine devam edememe, riskli davranışlarda bulunarak sonucunda hapse girme, kendine zarar verip sonucunda hastanede yatma, dürtüsel davranışları sebebiyle istenmeyen gebelik yahut cinsel hastalıklar yaşama, yaşamına son verme gibi durumlar gözlemlenebilir.

Neticede borderline kişilik bozukluğu kişinin sosyal yaşantısından sağlık durumuna, sicil kaydından ekonomik şartlarına kadar pek çok alanda hayatını olumsuz şekilde etkileyebilir. Bu kişilerin hayatlarını daha sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi ve hastalığın komplikasyonlarından kendilerini koruyabilmesi için tedavi alması muhakkak şarttır.

Borderline kişilik bozukluğunu yaşayan hastalarda, bu hastalığın yanı sıra bazı diğer rahatsızlıkların da sıkça görüldüğü olmuştur. Bu hastalıklar;

Anksiyete

Madde bağımlılığı

Depresyon

Yeme bozuklukları

Travmaya dayalı stres bozukluğu

Hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı şeklinde sıralanabilir.

Borderline Kişilik Bozukluğu Tanısı ve Tedavisi

Borderline kişilik bozukluğu tanısı kişiye; bazı testlerin doldurulacağı psikolojik değerlendirme, doktorla yapılacak görüşme, hastanın tıbbi geçmişinin incelenmesi ve muayene edilmesinin ardından bulguların ve belirtilerin incelenmesiyle konulur. Bu tanı genellikle yetişkinler üzerinde bulunur. Ergenlik veya çocukluk dönemlerinde borderline kişilik bozukluğunu düşündüren bulgu ve belirtiler, çocuğun büyümesiyle düzelebilir. Dolayısıyla bu aralıktaki çocuklara borderline tanısı konulmaz.

Tedavide kullanılan en temel yöntem psikoterapidir. Danışanın gerekli gördüğü durumlarda psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisi kullanılabilir. Aynı şekilde danışanın gerekli duyduğu durumlarda, hastanın güvenliğinden endişe edildiği takdirde hasta için yatış talep edilebilir.

Psikoterapi, borderline bozukluğundaki en temel tedavi yaklaşımıdır. Bu yöntemde hasta, terapistle beraber çalışır. Psikoterapi ile hastanın en temelde hastalığıyla alakalı bilgi sahibi olması amaçlanır. Bununla birlikte hayatını normal standartlarda devam ettirebileceği işlevselliğini geri kazanması, hastanın hayatını etkileyen duygu ve düşüncelerinin yönetilebilmesi ve kontrol altına alınabilmesi, dürtüselliğinin azaltılması ve ikili ilişkilerinin daha sağlıklı hale getirilmesi amaçlanır.

Borderline kişilik bozukluğu, çabukça tedavi edilebilecek bir rahatsızlık olmamasıyla birlikte; hastanın sağlıklı hissedebilmesi için zamana ihtiyaç duyulduğu ve dolayısıyla tedavinin zaman alacağı gerçeği unutulmamalıdır. Bu süreçte hastanın yakın çevresindeki kişilerin de destekleyici davranışlarını esirgemeyerek hasta üzerinde baskı oluşturmaması oldukça önem taşır.

Psikolojik rahatsızlıklar, kişide ciddi bir fiziksel sorun oluşturmadığından hasta ve yakınları tarafından sıklıkla göz ardı edilmektedir. Bununla birlikte psikiyatrik hastalıkların, kişiler üzerinde yaşamın sonlanmasına varacak kadar ciddi sonuçlar doğurma ihtimalini ihmal etmemek oldukça önemlidir. Borderline kişilik bozukluğu da aynı şekilde kişinin hayat standartlarını her yönden değiştiren ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, ciddi komplikasyonları olan bir rahatsızlıktır. Dolayısıyla borderline şüphesi taşıyan, hastalık belirtileri gösteren kişilerin en kısa sürede yakınları yahut kendi girişimiyle donanımlı bir sağlık merkezinde gerekli kontrolleri yaptırması elzemdir. Borderline kişilik bozukluğunun geç olmadan fark edilmesi, hastanın hayatında ciddi ve geri dönülmez etkiler bırakmadan tedavi edilmesinde büyük önem taşır.

Kaynakça

https://www.iremyalugulubil.com/tr/article/desc/46768/borderline-kisilik-bozukluklari.html

https://www.memorial.com.tr/hastaliklar/borderline-kisilik-bozuklugu-nedir


BENZER YAZILAR

Tarihte Bilinen En Eski Venedik Çizimi

Bu çizim 14. yüzyılda seyahat eden bir keşiş tarafından yapılmış illüstrasyon. Dr. Sandra Toffolo tarafından gün ışığına çıkarıldı.⁠

Haftanın Gelişmeleri 20-26 Eylül 2021

Altın Koza, Yaşam Boyu Onur Ödülleri, Xiaomi'nin yeni akıllı gözlüğü, tarihi uzay yolculuğu, Van Gogh'un yeni keşfedilen çizimi ve Metallica grubunun yeni albümü ile ilgili haftanın güncel haberleri.


Paylaş