Sergey Rahmaninov, büyük ihtimalle klasik müzik tarihindeki en büyük ellere sahip piyanistti. Küçük parmağının ucundan başparmağının ucuna kadar on üç piyano tuşuna kadar uzanabilen bestecinin yazdığı bazı parçalar, sanatçılar için çalması çok zor, bazen de imkansız. Bu yazıda, tüm zamanların en önemli bestecilerinden biri olan Rahmaninov’a ait olan en bilinen bestelerin arkasındaki derin hikayeleri inceleyeceğiz.
Rahmaninov Kimdir?
Rahmaninov, 20. yüzyılın son büyük romantiği olarak anılan piyanist, besteci ve orkestra şefidir. Rusya'da doğan Rahmaninov, henüz küçük yaştayken iki kız kardeşi ölmüş ve babası aileyi terk etmiştir. Rus Devrimi'nden sonra Amerika'ya kaçmak zorunda kalan Rahmaninov, burada çok özleyeceği Rusya'daki evinin birebir aynısını yaptırmış ve bir Amerikan vatandaşı olarak 1943'te hayata gözlerini yummuştur. Hayatı boyunca birçok sevdiğinin ölümünü görecek olan besteci, eleştirilere karşı kırılgan kişiliğiyle tarihin en beğenilen ve bir o kadar da karanlık bestelerine imza atmıştır.
Eserlerinin Hikayesi
Prelude in C-Sharp Minor, Op. 3, No. 2
Rivayete göre bestenin ilhamı Rahmaninov’un gördüğü bir rüyadan gelir. Canlı canlı gömülmek en büyük korkusu olan Rahmaninov, rüyasında bir tabut görür. Tabutun yanına yaklaşıp kapağını kaldırdığında içinde yatanın kendisi olduğunu farkeder.
Henüz canlıyken gömülmüş olan bir insanın hissettiklerini tasvir eden parça, içinde bulunduğu durumdan kurtulmak isteyen birinin çağrılarının her birinin karanlıkla cevaplandığı bir diyalog ile başlar. Şarkının ikinci dakikasında, adamın büyük bir çaresizlik içinde, bedeninde kalan son güç ile kaçmaya çalıştığı ve tansiyonun giderek arttığı bir bölüm yaşanır. Yükselen tansiyon, karanlığın kesin cevabıyla son bulur: kaçış yoktur. Adam durumunu kabullenir, fakat şarkının son notasında adamın son kez boşluğa seslendiği duyulur.
Piano Konçerto No. 2
Rahmaninov, ilk konçertosunun başarısızlığı üzerine girdiği üç yıllık depresyondan çıkabilmek ve tekrar besteleyebilmek için hipnoz seanslarına gider. Seanslarda psikoterapisti Nikolai Dahl tarafından sık sık "ikinci konçertonu besteleyeceksin ve çok güzel olacak" şeklinde telkinler aldığı söylenir. Aylar boyunca her gün gittiği seansların sonunda bu konçertoyu besteler. Classic Fm’in verilerine göre Piano Konçerto No. 2, Amerika’da en çok sevilen klasik müzik parçası olarak gözüküyor.
The Isle of the Dead, Op.29
Parça, Rahmaninov'un 1907'de Paris'te gördüğü Arnold Böcklin'e ait “Ölüler Adası” isimli tablonun siyah beyaz bir reprodüksiyonundan ilham alır. Rahmaninov, orijinal tabloyu daha sonra gördüğünde hayal kırıklığına uğrar ve şöyle der: “ilk orijinalini görseydim muhtemelen Ölüler Adası'nı yazmazdım. Siyah beyazı daha çok hoşuma gidiyor”. Parça, Ölüler Adası'na giderken sularla buluşan küreklerin sesini taklit ederek başlar. Yavaş yavaş yükselip alçalan müzik de dalgalar olarak yorumlanabilir.
The Bells, Op. 35
Rahmaninov Roma’da tatildeyken, kendisine Edgar Allan Poe'nun “The Bells” isimli şiirinin Rusça çevirisini içeren ve göndereni belli olmayan bir mektup gelir. Şiirden çok etkilenen besteci, aynı ismi taşıyan senfoniyi yazar. Şiir, "Poe'nun parmaklarıyla değil, adeta kulaklarıyla yazdığı şiir" olarak tanımlanır.
"duyun yüksek sesli tehlike çanlarını
pirinçten çanları!
bir dehşetli öykü sunar çalkantıları!
ürkmüş kulağında, gecenin, heyecanlı
nasıl da haykırıyorlar anlık korkularını!" -The Bells şiirinden bir kesit
Kaynakça
https://www.classicfm.com/composers/rachmaninov/guides/rachmaninov-facts/
BENZER YAZILAR
Anadolu Rock: Selda Bağcan
Türk şarkıcı ve besteci Selda Bağcan'ın hayat serüveni.
Aranjör Nedir?
Müzik dünyasının perde arkasındaki kahramanlardan yani aranjörlerden bahsettik. Müzik piyasasındaki yerlerinden aranjör olma şartlarına, aylık kazançlarına ve iş olanaklarına kadar pek çok konuyu ele aldık.