DC’nin en popüler anti-kahramanlarından Joker’in sonunda filmi var. Joker karakterinin geçmişini ve kötülüğünün sebeplerini öğrenebileceğimiz bu psikolojik gerilim filmi DC’nin en başarılı yapımlarının arasında yerini alıyor. Film, Joker’in dönüşümünü izleyiciye yaşatarak geçirmeyi başaran Phoenix ve harika müzik seçimleri ile kendini izlettiriyor.
Joker Filmi Ödülleri
Oscar, Altın Küre, Altın Aslan, BAFTA alarak DC evrenine başarı, Marvel evrenine ise ihlam perisi getiriyor. Süper kahramanlarla ilgili fikirlerinizi ve süper kahraman filmleri ile ilgili fikirlerinizi değiştirebilecek bu milyarlık yapım bir süre daha hafızalarda yer edinecek gibi duruyor.
Joker Filmi Oyuncuları
2019 yapımlı filmin yönetmenliğini Todd Phillips, senaristliğini Scott Silver ve Todd Philips yapıyor. Başrolde Joaquin Phoenix bulunuyor. Kadronun geri kalanı ise Robert De Niro, Zazie Beetz, Frances Cornoy'den oluşuyor.
Joker Filmi Fragmanı
Bir Anti Kahraman Hikayesi
Daha önce neredeyse hepimiz süper kahramanların hikayelerini onların gözünden dinledik, izledik, okuduk. Süper kahramanların gözünden iyiyi ve kötüyü ayırdık. Onların gözünden ‘’kötü adamlar’’a baktık ve onların gözünden kimin kötü adam olduğuna karar verdik. Kahramanlarımızın geçmişlerini ve geçtikleri yolları gördük ama kötü adamlar bir anda ortaya çıkıyor ve yaptıkları tek şey kötü olmak oluyordu. ''Bu adamlar neden kötü?'' diye bir soruyu kendimize sordurtmadı hiçbir süper kahraman filmi.
Şimdi ise bu filmde belki de bu kadar başarılı bir şekilde ilk defa ‘’anti kahraman’’nın bakış açısından dünyaya bakıyor ve ilk defa onun kötülüğünü değil, onu anlamaya çalışıyoruz.
Çoğumuzun da bildiği gibi Joker, Batman’in azılı düşmanı ama bu Joker kim? Neden hayat onu Batman’in azılı düşmanı konumuna getirmiş? Hangi yollardan gelmiş? Ne yaşamış? Neden böyle? Bunları hiç sormadık.
Bu film bize bu soruları istesek de istemesek de sordurtuyor lakin her kahraman filmi gibi gene sadece başrole hak veriyoruz. Nasıl Batman’de Batman’a hak veriyor Joker’i suçluyorsak buradaysa tam tersini yapıyoruz.
Film hepimizin hayatındaki ‘’anti kahraman’’ı bize açık bir şekilde göstermesi ve buralarda iyi anlayabileceğimiz toplumsal sorunlara değinmesiyle hepimizin Joker’e biraz da olsa hak vermesine sebep olacak.
Sabah girdiğimiz metrobüsün sıkış tıkışlığı, alışveriş yaptığımız esnafın yüzsüzlüğü, eve gelen ustanın işbilmezliği, insanların sebepsiz kabalığı ve küstahlığı, hayattaki adaletsizlik hepimizi bir yerde zıvanadan çıkartmıyor mu? Biraz olsun hepimizin içinde bir ‘’Joker’’ karakteri bulunuyor. Bazen hayatımız o kadar trajik ki bir yerden sonra ağlayacağımız şeye gülmeye başlayıp hayatı bir komediye çeviriyoruz.
Türkçe'de de kullanıldığı şekliyle ağlanacak halimize gülüyoruz, tam da Joker’in olduğu gibi. Joker bütün geride bırakılmışları, göz ardı edilmişleri, itilip kakılmışları ve bu çarpık düzene adapte olamayanları temsilen filmimizde bulunuyor ve filmin sonunda da hepimizde olan o baş kaldırma isteğiyle hem izleyiciyi hem de kendi ruhunu rahatlatıyor.
Kötüler Gerçekten "Kötü" mü?
Önce iyi veya kötü nedir biraz ondan bahsedelim.
İyi: nitelikçe beğenilecek düzeyde olan, uygun ve istenilen nitelikleri taşıyan,
-Faydalı ve karlı
-Doğru ve erdemli
-Topluma ve bireye faydalı olan
Kötü: İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı
- Zararlı, tehlikeli
- Korku, endişe veren
- Kaba ve kırıcı
-Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan
- Aşırı, çok
Buradan da görebileceğimiz gibi iyi veya kötü, insanlar üzerinde değerlendirilen kavramlar. Fayda ve zarar gibi aslında. İyi bir insan başkalarına iyi davranan veya faydası olan şeklinde kodlanabiliyor. Kişinin kendine iyi olup olmaması özellikle de günümüzde çok da önemsenen bir şey değil.
Burada kötülere bakmak istiyoruz, özellikle DC, Marvel gibi sinematik dünyalardaki kötülere. Bu karakterlerin ortak özellikleri kötülük yapmaktan zevk almaları ve genelde bir amaca sahip olmaları, bu benzer durum aklımıza iyileri getirmiyor değil. Joker bu dünyanın biraz dışında kalan bir karakter, onun kötülüğünde bir amaçtan çok toplumun ona yaptığı kötülüğün bir hırsı, belki de içinden gelen çok içgüdüsel bir kötülük isteği bulunuyor. Joker, yaptıklarını bir amaç uğruna yapmıyor.
Filmin bir kısmında aslında içten içe iğrenç olup gerektiği yerde kazançları için ‘’iyi vatandaş’’ rolü oynayan kişiler görüyoruz. Yaptıkları kötülükten sonra bile ölülerinin ardından toplum ve üst kesim tarafından kim olduklarının bilinmemesine rağmen bu insanların sadece statüsünden dolayı ‘’iyi’’ olarak nitelendirildiklerini görüyoruz.
Joker karakterimizin ise bu hikayede gerçekten tek yaptığı kendini savunmak iken, kötü olarak nitelendiriliyor. Toplumun ne kadar ikiyüzlü olduğuna bir daha değinmek isteyen senaristler bu durumu son sahnelerimizde de güçlü bir tirat ile bize bağıracaklar.
Burada kötü diye nitelendirdiğimiz insanların her zaman kötü olduklarını, bir gün kalkıp kötü olmaya karar verdiklerini varsayıyoruz. Joker karakteriyle de tanıştıktan sonra ve onun aslında iyiliğe muhtaç olduğunu gördükten sonra bunları daha çok sorgulyacağız.
Kötü bir insan olana kadar sadece kötülük gösterdiğimiz, sadece onlar bizim gibi değil diye yaptığımız acımasızlıkla içlerindeki iyiliği öldürdüğümüz insanları nasıl ‘’kötü’’ diye niteleyebiliriz? Gerçekten kötü olan onlar mı, onlara karşı duyarsız olan ‘’sıradan’’ vatandaşlar yani bizler mi? Bir köpeği açlıktan ölme noktasında kadar aç bırakıp o köpeği saldırgan olmakla suçlayabilir miyiz?
Neden Maske?
Aslında makyaj ama bunu ‘’maske’’ diye nitelendirmemizin bir sebebi var. Joker, bu filmde de birçok sahnede fark edebileceğimiz gibi aslında içimizinden sadece birisi. Kalabalıklara karışabiliyor, izini kaybettirebiliyor. Batman serilerinde de bu filmde de olduğu haliyle Joker aslında bir kişi değil. Ona baktığımızda bir insan yüzü görmüyoruz, bunu ise sevdiklerini veya kendisini korumak için yapmıyor. O da bir ‘’kişi’’ gibi hissedemediği için yapıyor. Herkes Joker olabilir, hepimiz biraz Joker gibiyiz. Sabahları kalkıyor maskemizi takıyor ve topluma karışıyoruz ama bunu açık bir şekilde yapmıyoruz belki biraz iki yüzlüce yapıyoruz ama Joker bunu açık ve net bir şekilde yapıyor. Rengarenk yüzü içinde bulunduğu karmaşayı temsil ederken sürekli gülen bir makyaj ise ağlamayan Arthur’u temsil ediyor. Bir insan yüzü değil çünkü Joker bir insan değil, bir kahraman makyajı değil çünkü Joker bir kahraman değil. O sadece kaosun bir elçisi, bir baş kaldırı. Bundan dolayı da onun içi ve eylemleri gibi ‘’makyajı’’ da karışık ve ahenksiz.
Yalnızlaştırdıklarımız
Bu filmin belki de en çok üzerinde durduğu şey budur. Yalnızlaştırdığımız insanlar, görmezden geldiğimiz, varlığını bile inkar ettiğimiz insanlar. Unuttuğumuz şey ise bu insanlar var ve onlara yok gibi hissettirerek hiçbir şeyi çözmüyoruz.
Filmden de hiç unutulmayacak bir sahne. Bu sahnede ‘’yalnızlaştırdığımız’’ için psikoloğa giden Arthur’un orada bile dinlenmediği ve belediyenin ilk kesintisinde onun en temel ihtiyacının göz ardı edildiğini görebiliyoruz.
Yalnızlaşan insanların depresyon, anksiyetesi arttıkça daha da yalnızlaşıp girdikleri döngüde boğulmasına bir isyan bayrağı çeken film, bu sefer bir değişiklik yapıp yaşananlara onların gözünden bakıyor. Bir terapiye gidiyorsunuz, neler düşündüğünüz soruluyor.
Olumsuz düşüncelerinizden bahsetmeniz isteniyor oysa sadece olumlu düşüncelerden bahsedebilirsiniz çünkü sayılabilecek olan tek düşünceler onlar. Yalnızlıktan hasta edilen insanların hasta oldukları için daha da yalnızlaşması, belki sadece filmi izlerken belki sonrasında da kalbimize dokunacak kadar güçlü bir şekilde işlenmiş.
Son Yılların En Tartışmalı Filmi: Joker
Film normal hayatın dışından kaotik bir ortamı resmediyor. Hayatın griliğini biraz siyaha yakın göstermesi ile bazı seyircilerin tepkisini çekerken bazılarının ise beklentisini karşılıyor.
Filmde bir tane kibar insan varsa elli tane kaba ve küstah insan olması oldukça negatif bir bakış açısı oluşturduğu için filmin bazı ağır yorumlar alması çok da şaşırtıcı olmasa gerek.
Mantıksız bir şekilde karamsar olduğunu söyleyenler ile bir baş yapıt olduğunu söyleyenler oldukça fazla. Bazı insanlar da suçun övgüsünün yapıldığına değinirken bazıları sorgulamayı arttırdığını ifade ediyor. Her süper kahraman ve çoğu Hollywood filmde olduğu gibi bu filmde de insanları önce gaza getirme ve sonrasında tatmin etme sistemi mevcut. Film sizi bir ruh hastası ile empati yapmaya ve onu kanun dışı eylemlerinde haklı bulmaya itiyor. Bu doğru ya da yanlış olabilir ama kesin olan şey ise filmin bunda oldukça başarılı olduğu.
Ödülleri: Hem Oscar hem de Altın Aslan
IMDb’de 8.4, Rotten Tomatoes’ta ise yüz üzerinden 88 alan film iki büyük başarıya imza attı. Birincisi buraya kadar kendisinden bahsetmeden çok zor gelinen başrol oyuncusu Phoenix’in müthiş oyunculuğu ve bunun meyvesini En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanarak alması.
Bir diğeri ise ilk defa bir ‘’Süper-anti kahraman’’ filminin sanat ödülü alması. Film, 76. Venedik Uluslararası Film Festival’inde Altın Aslan alarak sinema dünyası için bir kapı aramış oldu. Aldığı sayısız ödülle ve 1 milyarı aşkın gişesiyle uzun süre boyunca başarısını konuşturacak diyebiliriz. Çizgi filmden çıkıp bunu yapabilen tek film olması ile de sinema tarihine adını kazıyor.
Joker Film Müzikleri
BENZER YAZILAR
The Great: Büyük Catherine
Başrollerini Nicholas Hoult ve Elle Fanning’in paylaştığı ünlü çariçe Büyük Catherine’in Rusya tahtına yükselişini konu alan tarih, dram, kara mizah dizisi.
The Fall (2013)
The Fall, Belfast'ta yaşanan korkunç cinayetleri araştırmak üzere görev alan Gibson'ın, Belfast seri katili ile kusursuz bir mücadele vermesini ele alan İngiliz yapımı.