Yazarların eserin sonuna dair ipuçları yerleştirmelerine dayanan önseme tekniği, edebi eserler ve sinemadaki örnekleri.

Sonuna oldukça şaşırdığınız bir filmi ya da bir romanı düşünün. Aslında çoğu yazar, o sürpriz sona giden yolda, okuyucusuna/izleyicisine belli ipuçları bırakır. Foreshadowing ya da Türkçe adıyla "Önseme", yüzyıllardan beri edebiyatta ve günümüz sinemasında oldukça sık başvurulan bir teknik. 

Foreshadowing (Önseme) Nedir?

Bir yazarın, eserin ilerisinde yaşanacak önemli olaylarla ilgili ipuçlarını eserinin akışına gizlice yerleştirmesine  “önseme” denir. Özellikle kurmaca içeren romanlarda; polisiye, gerilim gibi türlerde yoğun kullanılır. İngilizcesi “foreshadowing”  olan bu kelimenin kökeni, daha sonra yaşanacak olan olayların gölgesinin (shadow) eserin önüne (fore) düşmesine dayanır.

Yazar, önseme tekniği gibi kapsamlı bir tekniği farklı biçimlerde uygulayabilir. Karakterlerin diyalogları, kehanetler, bir durumun tasviri, gelecek bir olayı sembolize eden nesneler, önemsiz gözüken bir olay, başlıklar ve hatta kitabın ismi bile bir önseme (foreshadowing) olabilir.

 

Önseme kullanımıyla yazar, gizem duygusunu arttırmaya çalışır. Okuyucuya birtakım olayların gerçekleşeceğini sezdirse de nasıl sorusunun cevabını vermez. Bu yolla merakta bırakılan okuyucu daha fazlasını öğrenmek amacıyla eserin akışına kapılır, kendini yaşanabilecek olaylara hazırlar. Önsemenin bariz olmadığı durumlarda ise eserin sonuna gelen insanın, önceki olaylarla bağlantı kurarak bir çeşit aydınlanma yaşaması amaçlanır. Aynı filmi ikinci kez izlediğimizde bazı detaylarla filmin sonu hakkında ilişki kurmaya başlamamız da bundandır. Ayrıca bu yolla uzun bir eserin değişik parçaları arasında tematik bir bütünlük sağlanır.

Ancak bu teknik yazar açısından da oldukça risklidir, eğer verilen ipuçları fazla bariz olursa eser kendinden temelli soğutabilir ve okuyucu ilgisini kaybedebilir. Hiç belirgin olmadığı durumlarda ise fark edilmediğinden önseme, amacını yerine getirememiş olur.  

Sinemada da çok yoğun kullanılan bir teknik olmakla birlikte Türk Edebiyatı’nda “önseme” terimi genel kabul görmemiş ve çok yaygınlaşmamıştır. Bu sebeple daha fazla araştırma yapmak için “foreshadowing”  kelimesini kullanmak daha faydalı olacaktır.

Sinemada Önseme Örnekleri

Edebiyatta olduğu gibi filmlerde de yoğun olarak önseme (foreshadowing) kullanılır. Bu bölümde bazı kült filmlerdeki foreshadowing örneklerini ele alacağız.

*Dikkat! Yazının devamı bazı filmler ve kitaplarla ilgili spoiler içerir.*

Star Wars: Star Wars filminde Anakin Skywalker’ın çocukluk sahnelerinde gölgesi Darth Vader şeklindedir. Bu şekilde ileride dönüşeceği karakterin silüeti izleyiciye önceden gösterilir.

Prestij: Çoğu insanı sonuyla şaşkına döndüren Prestij filminde ise sihirbazlardan biri olan Alfred’in bir ikiz kardeşi olduğu önsemesi pek çok kez verilir. Bunlardan en belirgini ise, bir sihirbazlık gösterisinde gerçekleşir. Şov gereği yok olan kuşun, sihirbaz tarafından geri getirildiğini görünce küçük bir çocuk, “Bu o değil, onun kardeşi. O nerede?” diye sorar. Bu soruyu duyan Alfred afallar, zira Alfred de bütün film boyunca sırrı çözülmeye çalışılan büyük şovunda ikiz kardeşini kullanmaktadır.

Fight club | 1999 | Dir. David Fincher on We Heart It

Dövüş Kulübü: Filmin sonunda, Edward’ın Tyler’la ettiği kavgaların aslında kendisiyle, daha doğrusu alter egosuyla olduğunu öğrenince oldukça şaşırmışızdır. Oysa filmin ilk sahnelerinde patronuyla konuşan Tyler, istediği sonucu alamayınca kendi kendini dövmeye başlar ve bunu patronu yapmış gibi gösterir. Bu olayla ilgili kendi kendine söylediği söz ise adeta bize filmin sonunu söyler de anlamayız: “Nedense, bu bana Tyler Durden ile olan ilk kavgamı hatırlattı.”

Zindan Adası: Martin Scorsese’in ünlü filmi Zindan Adası’nda ise ana karakter olan Teddy, bir sahnede adadaki kadınlardan birini sorgular. Bir bardak su isteyen kadının önce boş olan elini ağzına götürdüğünü, sonra boş bir bardağı masaya koyduğunu, sonunda da yarım dolu bir bardakla masadan kalktığını görürürüz. Bu sahnede yönetmen bizde Teddy’nin filmin sonunda öğreneceğimiz mental durumu ve gerçeklik algısıyla ilgili bir şüphe yaratmayı amaçlar.

Edebiyatta Önseme

Foreshadowing (önseme) tekniğini temel hatlarıyla 5 farklı ana başlığa ayırabiliriz.

Bunlardan ilki, Çehov’un tüfeğidir. Çehov, bu dramatik ilkesini şöyle açıklar: “Eğer ilk bölümde 'duvarda bir tüfek asılı' diyorsanız ikinci veya üçüncü bölümde o silah mutlaka patlamalıdır.” Hikayede bahsedilen ögelerle, yaşanacak olaylar tutarlı olmalıdır.

Hikayede zaman akışında atlamalar yapılarak, karakterin olası sonuyla ilgili sahneler sızdırılarak önseme yapılabilir. Bu bilgiler okuyucuda “Nasıl?” sorusunu canlı tutacak şekilde olmalıdır, kimi zaman da olaylar gösterildiği şekilde bitmez.

Polisiye romanlarında, özellikle gizemli durumlar söz konusuyken, kimi zaman okuyucu yanlış yönlendirilebilir. Çoğu zaman bir olay çözüldüğünde, en az şüphelendiğimiz insanın suçlu çıkması da bu yüzdendir.

 

Kehanetler ve işaretler de önemli önseme unsurlarıdır. İnsanoğlunun yıllarca hayatını üzerine inşa ettiği kehanetler, bazen okuyucuya olayın sonunu açık eder. Bazen de kara kedinin geçmesi, aynanın kırılması gibi kalıplaşmış batıl inançlar, çeşitli olaylarla ilişkilendirilir.

Bu teknikler dışında, karakterlerin isimleri, diyalogları, yaşadıkları çevreler de başına gelecek olayları sembolize edebilir, önseme yollarıdır. Kimi zaman kurgu ilk cümleden kendi sonunu açıklar, kimi zamansa anlatıcı “Bunların hiçbiri yaşanmayacaktı, eğer…” diye söze başlar. Yazarın yaratıcılığına ve özgürleştirdiği alana bağlı olarak çok farklı şekillerde karşımıza çıkabilen önseme, derin bir okuma ile okuyucuya güzel bir deneyim yaşatır.

Edebiyatta Önseme Örnekleri

Macbeth: Shakespeare’in en bilinen oyunlarından Macbeth'de, cadılar gelecekle ilgili kehanetlerde bulunurlar. Macbeth’in kral olacağını ve gördükleri vahşeti söylerler, ki bu da kral olma yolunda amcası Duncan’ı kendi elleriyle öldürecek olan Macbeth’in geleceğini anlatır.

Silahlara Veda: “O yıl yapraklar erkenden döküldü” diye romanına başlayan Ernest Hemingway, bu cümlesiyle erken gerçekleşecek bir ölümü önser.

Fareler ve İnsanlar: Romanın başında Lennie, mental olarak sorunlu karakterimiz, istemeden de olsa bir köpek yavrusunu fazla sert davrandığı için öldürür. Burada yazar, Lennie’nin gücünü ve zarar verme kapasitesini okuyucuya fark ettirerek, yine kazara bir kadını (Candy) öldürmesine bağlar.

İskender: Elif Şafak’ın gelenek görenek, kadınlık, aile kavramı, göçmenlik gibi farklı parçaları birleştirdiği bu romanda da önseme sıklıkla kullanılmıştır. Romanın ana karakterlerinden Pembe, İskender’i doğurduğu gece bir kabus görür. “Akıntıya kapılmış tahtanın üstünde sürüklenirken” gördüğü bebeğinin geleceği ile ilgili bir önsemedir bu. 5 yaşına kadar isim vermeyerek çocuğunu azrailden koruyan Pembe, isim verirken kehanet unsuru karşımıza çıkar. Yaşlı bir kadın, “Bazı çocuklar Fırat gibidir, hızlı, taşkın. Ana babaları baş edemez. Korkarım oğlun yüreğini dağlayacak.” der. Burda ise Pembe’nin oğluyla ilgili hayal kırıklıklarının sinyalini verir Elif Şafak.  Son olarak, kitabın ilk cümlesi olan “benim annem iki kez öldü”nün anlamı eserin sonunda anlaşılır. İskender, aile namusunu korumak için annesini bıçaklayacakken yanlışlıkla ikiz kardeşi Cemile’yi öldürmüştür.

Romeo ve Juliet: Eser, önsemelerle dolu olsa da en göze batanlardan biri ünlü balkon sahnesindeki konuşmada geçer. Juliet’in Romeo’nun güvenliğinden endişe etmesi üzerine Romeo, “Geç ölmektense senin sevginden yoksun/ Yaşamıma son versin kinleri daha iyi” der. Ki eserin sonunda da sevgisine kavuşur ve bu uğurda ölür.

Anayurt Oteli: Yusuf Atılgan bu eserinde, oteli şöyle tasvir eder: “istasyon alanından otele çıkan sokağın başında bir çam ağacının gövdesine tenekeden kesilmiş, koyu yeşil üstüne ak harflerle OTEL yazılmış ok biçimi bir gösterge çakılı, ama yıllar sonra çivilerden biri çürüyüp kopunca okun ucu aşağıya dönmüş toprağı gösteriyor, otelin yeraltında olduğu sanısını veriyor insana.”. Bu cümleler ışığında, Zebercet’in işlediği cinayetlerle ve sonunda da intiharıyla gün geçtikçe bir mezarlığa dönüşen bu otelin durumu ve sahibinin ölümüyle ilgili bir önsemeden bahsedebiliriz.

İnci: John Steinbeck'in hüzünlü romanında, Kino'nun bebeği "Coyotito"nun ismi "little coyote" yani küçük çakal anlamına gelir. Kitabın sonunda, avcılardan kaçan Kino ve ailesi mağarada saklanırken Coyotito ağlamaya başlar. Bunu bir çakal sesi zanneden avcılar o yöne ateş eder ve minik Coyotito ölür. 

Kaynaklar:

https://foreshadowing.org/

https://literarydevices.net/foreshadowing/

https://gaiadergi.com/anayurt-oteli-uzerine-mekansal-analiz-ve-tasra-sikintisi/

Pala Mull, Çiğdem. "Elif Şafak’ın Romanlarından Önseme". idil 5.20 (2016): 61-67

http://www.idildergisi.com/makale/pdf/1454508997.pdf

 


BENZER YAZILAR

ODTÜ İşletme Topluluğu Liderlik ve Kariyer Zirvesi’ni 4-5-6 Mart’ta Hibrit Gerçekleştiriyor

ODTÜ İşletme Topluluğu tarafından 4-5-6 Mart 2022 tarihlerinde gerçekleştirilecek Liderlik ve Kariyer Zirvesi hakkında bilgiler.

Dinozorların Yok Olmadığı Bir Dünya Nasıl Olurdu?

Dinozorları yok eden meteor Dünya'ya çarpmamış olsaydı hayat nasıl değişebilirdi?


Paylaş