Yunan mimarlık tarihinin dört önemli dönemi; Ege, Arkaik, Klasik ve Helenistik.

Yazılı kayıtlara göre, “tarih öncesi” dönem MÖ 35.000 ile MÖ 3.000 yılları arasını ifade ediyor (Batı Avrupa’da MÖ 2000). Antik dönemin inşaatçıları, insanın fiziksel ihtiyaçları ve çevreye karşı sorumluluğu konusunda derin bir hassasiyete sahipti. İlk başlarda kabileler barınma ihtiyaçlarını hayvan derisi kaplı barakalar ve hayvan iskeletleri içerisinde gideriyordu. Binlerce yıl sonra insanlar, duvarlarında ışık ve havalandırma için açıklıklar bulunan, kerpiç tuğlalardan ördükleri dikdörtgenimsi evler inşa etmeye başladılar. 

Yunanlar, matematikçi ve düşünür Pisagor’un (Pitagoras) vurguladığı şekilde orantılı alanlar ve yapılar inşa etmeye başladılar. Böylece ölçülü ve her kenarı birbiriyle orantılı, simetrik yapılar Yunan mimarlığının temelini oluşturdu. Yunanlar taş işçiliğinde muazzam yetenekli ustalara sahipti, yapılan anıtlar ve binalar eşsiz mermer işlemeleriyle süsleniyordu.

Antik Yunan’da kentin yöneticileri, kentin kültürüne uygun olacak şekilde abartıdan uzak anıtsal yapılar ve dengeli bir şehir planlaması yapılması için öncü oldular. Böylece kutsal ve kültürel değerleri, ince matematiksel hesaplarla düşünülmüş mimari stillerine yansıdı.  

Ege Kültürü

Gemicilikle uğraşan Ege toplulukları, yaşadıkları yerin doğal kaynaklarından faydalanmayı ve Akdeniz’in kıyısındaki komşu kentliler ile deniz yoluyla ticaret yapmayı öğrenmişlerdi. İkinci milenyumla birlikte tarihçiler bu bölgede iki medeniyetin bulunduğunu öne sürdü: Minos ve Miken uygarlıkları.

Girit’te yer alan Knossos Antik Kenti, Minos Uygarlığı’nın başkenti. Knossos Sarayı ise bu uygarlığın en bilinen eseri. Kentin MÖ 1700’deki büyük depremden önce, geniş dikdörtgen bir alan çevresinde dağılmış yapılardan oluştuğuna inanılıyor. Depremle yıkılan kent sonrasında yeniden bitişik bir düzenle, koridorlar, platformlar, merdivenler ve merkezi bir avlu eklenerek yeniden inşa ediliyor. Alt katlar daha güçlü olacak şekilde kesme taş duvarlarla, üst katlar ise Minosların karakteristik oymasına sahip ahşap sütunlarla inşa ediliyor.

Mikenlere gelince, Miken Kalesi ve kent planı iki strateji üzerine kuruluyor: güç ve savunma. Kente Aslanlı Kapı’dan giriş yapılıyor. Mikenler, taş duvarlar ve tepesi üçgen taşlı kapılarla güçlerini vurguluyor.

Arkaik Dönem

Arkaik Dönem’in mimarlık tarihine büyük bir katkısı var. O zamanlarda yerli halk, daha fazla doğal kaynak ve tarım arazisi bulabilmek için topraklarını genişlettiler. Şehrin merkezinde yer alan tapınaklarının çevresinde giderek topraklarını büyüttüler. Kentin ızgara planlı düzenine ek olarak, kırma çatılar ve taş sütunlar kullanmaya başladılar.

Arkaik Dönem’in en belirgin mimari özelliği sütunlardır. Sütunlar; başlıkları, gövdesi ve yere oturan temelleri ile üç sınıfa ayrılır: Dorik, İyonik ve Korint.

Dorik stilde sütunların temeli yoktur, sütun başlıkları düz ve basittir.

İyonik stilde sütunların temeli vardır, sütun başlıkları boynuza benzeyen kıvrımlara sahiptir.

Korint stilde sütunların temeli vardır, sütun başlıklarında ise hem iyonik başlık gibi kıvrımlar hem de yaprak biçimli motifleri vardır.

Klasik Dönem

Klasik dönemde (MÖ 480-320) inşa edilen binalar, Yunanların mimari stillerinde ulaştığı olgunluğu vurgular nitelikte. İçlerinde en önemlileri ise Akropolis üzerine inşa edilen tapınaklar.

Antik Yunan Mimarlığı’nın en önemli yapısı Parthenon Tapınağı, aynı zamanda klasik dönemin de en büyük yapısı. Parthenon’da İyonik ve Dorik stilde sütunlar görmek mümkün. Akropolis üzerindeki diğer önemli yapılar ise Athena Tapınağı, Propylon ve Erehteyon Tapınağı.

Helenistik Dönem

Klasik dönemin geometrisinden zamanla uzaklaşan mimari stille beraber Helenistik Dönem’e geçildi. Bu dönemin baskın mimari elemanı korint sütunlar oldu. Dönemin mimarları daha çok açık hava aktivite alanları yaratmaya yöneldi ve böylece Stoa ve tiyatrolar inşa edildi. İki yanı sütunlu yürüyüş yolları olan Stoalar, yarı açık-yarı kapalı geçiş yollarıydı. Atina’daki Epidauros Tiyatrosu (MÖ 4.yy) ise tarihçi ve mimarlar tarafından akustik yapısı ve simetrisi açısından övgüyle karşılanmakta.

Epidauros Tiyatrosu (MÖ 4.yy), Atina

Kaynak:

https://www.archdaily.com/942728/history-of-architecture-ancient-greece?utm_source=dlvr.it&utm_medium=twitter


BENZER YAZILAR

Ekim 2021 Gökyüzü Olayları

2021 Ekim ayında gökyüzünde gerçekleşecek astronomik olaylar, ay takvimi ve merak edilenler.

Yeni WhatsApp Gizlilik Sözleşmesi Nedir?

Dünya genelinde en çok kullanılan mesajlaşma uygulamasının kullanıcı ve gizlilik sözleşmesinde yaptığı değişiklikler ve paylaştığı kullanıcı bilgileri.


Paylaş